Aydınlardan Tayfun Kahraman için imza kampanyası: Buna seyirci kalmak bizi toplum olmaktan çıkarır

Aydınlardan Tayfun Kahraman için imza kampanyası: Buna seyirci kalmak bizi toplum olmaktan çıkarır

Aydınlar, Gezi davası tutuklusu Tayfun Kahraman için imza kampanyası başlattı. Aralarında KARAR Gazetesi yazarlarının da olduğu 21 akademisyen, yazar, siyasetçi ve eski bakandan oluşan bir grup 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde "Akıl ve vicdan pusulası yerine önyargılarımıza ve vehimlerimize teslim olduk, yolumuzu kaybettik" dedi ve Gezi davasındaki haksızlıkların giderilmesini istedi.

Gezi Parkı davası kapsamında 25 Nisan 2022 tarihinde tutuklanarak cezaevine giren Şehir Plancısı Tayfun Kahraman'ın hakkında istenen 18 yıllık hapis cezası Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmasının ardından aydınlar imza kampanyası başlattı.

KARAR yazarları Mehmet Ocaktan, Akif Beki ve Yıldıray Oğur’un da imzacılar arasında yer aldığı akademisyen, siyasetçi ve yazarlar Gezi davası üzerine bir açıklama yaparak adalet talebinde bulundu. Yapılan açıklamada "Gezi Parkı Davası için Adalet Çağrısı" başlığıyla yayımlanan açıklamada, yargının bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine vurgu yapılarak mahkemelerin siyasetin aracı olmaktan çıkartılması gerektiği belirtildi.

"Suçsuz insanlar yıllardır cezaevindeler ve biz bir şeyler yapmazsak daha yıllarca kalacaklar. Buna seyirci kalmak bizi bir toplum olmaktan çıkarır” denilen açıklamada, “ Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını sağlamalı, mahkemeleri siyasetin aracı olmaktan çıkarmalıyız. Gezi davası sanıklarının yaşadığı haksızlıklar mutlaka giderilmelidir” denildi.

Gezi olaylarının yakın dönem Türkiye siyasetini her manasıyla etkilediği belirtilen açıklamada “Her hukuki dava gibi siyaset dışı olması gerekirken baştan itibaren Gezi olaylarına ilişkin sübjektif değerlendirme ve niyet okumalar maalesef bu davaya sirayet etmiştir. Sanıklar düşmanlaştırılmış, dava adaleti sağlamak yerine topluma gözdağı vermek için araçsallaştırılmış ve nihayetinde beş kişinin cezası Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır” ifadeleri yer aldı.

‘YARGI ORGANLARINI SİYASAL HESAPLAŞMA ALANI OLMAKTAN ÇIKARILMALI’

Açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı:

"Bu davada defalarca hâkim heyetinin değiştirilmesi, evvelce ‘beraat’ kararı veren hâkimlerin mesnetsiz soruşturmalara muhatap bırakılması ve tek bir yeni delil eklenmeden aynı dosyada yıllar sonra ‘mahkumiyet’ hükmü kurulması adalete olan inanca ağır darbe vurmuştur.

Mahkemeleri siyasetin aracı olmaktan çıkarmalıyız. Gezi davası sanıklarının yaşadığı haksızlıklar mutlaka giderilmelidir. Bu, masumların suçlulardan ayrılması için elzem olduğu gibi toplumsal kutuplaşmanın yerine barışın, yargıya güvensizliğin yerine hukukun üstünlüğüne inancın yeniden inşası için de bir fırsattır.

Yargı organlarını siyasal hesaplaşma alanı olmaktan çıkarılmalı, bağımsız mahkemelere güveni tesis edecek adımlar atılmalı. Bizler adaleti devletin temeli olarak gören binlerce yıllık bir medeniyetin çocuklarıyız. Adaleti sınırlarımızın ötesinde değil asırlık cumhuriyetimizin kurumlarında aramak ve bulmak zorundayız. Suçsuz insanlar yıllardır cezaevindeler ve biz bir şeyler yapmazsak daha yıllarca kalacaklar. Buna seyirci kalmak bizi bir toplum olmaktan çıkarır. Hukukun üstünlüğüne inanan herkesin siyasal önyargıları ve vehimleri aşarak cesaretle hakikati ortaya koyması gerekmektedir.

Masumların cezalandırılmasına ses çıkarmayanları yargılayacak ve terazisi asla şaşmayan bir mahkeme olduğunu hatırlatırız. Siyaset kurumuna düşen yargı organlarını siyasal hesaplaşma alanı olmaktan çıkarıp, bağımsız mahkemelere güveni tesis edecek adımları bir an önce atmaktır.

Bu ülke mutlaka vatandaşlarının tamamının ‘Hakkım teslim edilir’ diyebildiği bir ülke haline getirilmelidir. Herkesi bunun için ısrarcı olmaya, yetkilileri de görevlerini yapmaya davet ediyoruz.”

Açıklamada imzası bulunanlar ise şöyle:

Dr. Fatma Akdokur; İlahiyatçı, Akademisyen / Ümit Aktaş; Elektrik Mühendisi, Yazar / Levent Baştürk; Siyaset Bilimci, Yazar / Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu; Psikiyatrist, Akademisyen, 21, 25-27 Dönem Milletvekili / Muammer Bilgiç; Öğretmen, SP Genel İdare Kurulu Üyesi / Nesteren Davutoğlu; Reklamcı, Yazar / Müslüm Doğan; Harita Mühendisi, 26-27. Dönem Milletvekili / Abdülbaki Erdoğmuş; İlahiyatçı, Yazar, 21. Dönem Milletvekili / Ertuğrul Günay; Hukukçu, 2007-2013 Kültür ve Turizm Bakanı / Prof. Dr. Cihangir İslam; Tıp Doktoru, 27. Dönem Milletvekili / Av. Bülent Kaya; Hukukçu, SP Milletvekili / Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan; Tıp Doktoru / Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu: İlahiyatçı, Akademisyen / Nesrin Nas: Ekonomist, Akademisyen, 2003-2005 ANAP Genel Başkanı Mehmet Ocaktan; Gazeteci, Yazar, 23. Dönem Milletvekili / Yıldıray Oğur; Siyaset Bilimci, Gazeteci, Yazar / Prof. Dr. Cem Somel; Ekonomist, Akademisyen, Yazar / Ahmet Taşgetiren; İlahiyatçı, Gazeteci, Yazar / Ahmet Faruk Ünsal: Makine Mühendisi, 22. Dönem Milletvekili, 2009-2016 Mazlum-Der Eski Genel Başkanı / Dr. Celal Korkut Yıldırım, Diş Hekimi / Av. Sidkı Zilan, Hukukçu, Yazar.

KAHRAMAN'IN EŞİ İSYAN ETTİ: TAM 20 AYDIR BU CÜMLEYİ DUYUYORUM

Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Demir Kahraman sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak isyan etti. Kahraman, “Yaşadığınız çok büyük haksızlık, eşinizin Gezi’de hiçbir şiddet olayıyla ilişkisi olmadığını, hükümeti devirmeye teşebbüs etmediğini herkes biliyor. Çok üzülüyoruz, umarız yakında kavuşursunuz. Tam 20 aydır bu cümleyi duyuyorum” dedi.

Tüm kesimlerden siyasilere, gazetecilere, hukukçulara, meslektaşlarına Gezi Davası’nı anlattığını söyleyen ayfun Kahraman'ın eşi Meriç Demir Kahraman’ın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşım şöyle:

“Yaşadığınız çok büyük haksızlık, eşinizin Gezi’de hiçbir şiddet olayıyla ilişkisi olmadığını, hükümeti devirmeye teşebbüs etmediğini herkes biliyor. Çok üzülüyoruz, umarız yakında kavuşursunuz.”
Tam 20 aydır bu cümleyi duyuyorum. Tüm kesimlerden siyasilere, gazetecilere, hukukçulara, meslektaşlarıma, eve damacana su getiren Tarık Abi’den, Vera’nın öğretmeni Fatoş’a, marketteki Ayla Teyze’den, kasiyer Güliz Hanım’a Gezi Davası’nı anlatıyorum.

Türk Milleti’ne dilim döndüğünce ne yaşadığımızı anlatıyorum. Çünkü üzerinde “Türk Milleti Adına” verildiği yazılan karar metinleri büyük bir hukuksuzluktan ibaret. Onlar adına alınan karara Türk Milleti “Çok üzülüyoruz” diyor.

'20 aydır bir kişi bile bana “ @tayfun_kahraman, senin eşin, çocuğunun babası suçlu, bak burada delil var” demiyor, çünkü yok. Olmadığını herkes biliyor. Ben de #AdaletÇağrısı’na ses veriyorum; Türk Milleti Adına verdiğiniz kararı içine sindiren tek bir insan bulamıyorum. Yeter.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN