Türkiye’de deprem riski artmaya devam ederken, uzman isim ‘Tehlikeye dikkat’ diyerek uyardı. Türkiye için büyük risk oluşturan 20 fay hattına dikkat çeken o ismin açıklamasına göre, 20 fay hattı 24 ili kapsıyor, 2 bin yıldır kırılmayı bekliyor…
Türkiye, yüksek deprem riski taşıyan bir ülkedir ve yüzeyinde birçok diri fay hattı bulunmaktadır. Bu faylar, büyük depremler üretme potansiyeline sahip ve ülke genelinde önemli can ve mal kayıplarına yol açabilecek niteliktedir. Son dönemde yapılan bilimsel araştırmalar, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde sismik boşlukların bulunduğunu ve bu alanlarda büyük depremlerin olabileceğini vurgulamaktadır. Özellikle Marmara Bölgesi ve çevresi, riskli bölgeler arasında yer almaktadır. İşte Türkiye için en tehlikeli 20 fay hattı ve olası depremlerle ilgili önemli detaylar.
Marmara Denizi’nde bulunan Kuzey Anadolu Fayı'nın Kuzey kolu, son 250 yıldır kırılmayan bir sismik boşluk olarak değerlendirilmektedir. Bu fay hattındaki olası bir kırılma, 7 ve üzerindeki büyüklükte bir depremle Marmara Bölgesi'nde büyük yıkımlara yol açabilir. İstanbul başta olmak üzere Tekirdağ, Kocaeli, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale gibi şehirler büyük risk altındadır.
Marmara Bölgesi'nde yapılacak bir deprem, 28 milyon kişiyi doğrudan etkileyebilir. Özellikle, 1509 ve 1766 yıllarında meydana gelen büyük depremler göz önüne alındığında, bu bölgedeki fayların kırılma zamanı gelmiş durumda.
2000 YILDIR KIRILMAYAN TEHDİT
Balıkesir-Gökçeyazı Fay Segmenti, son 2000 yıldır kırılmayan bir parça olarak dikkat çekiyor. Bu fay segmenti, 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek potansiyele sahip. Balıkesir ve çevresi, Marmara Denizi'ne kıyısı olan şehirlerle birlikte ciddi tehdit altındadır. Bu fayın kırılması durumunda bölgedeki yapılar büyük hasar görecektir.
SİSMİK BOŞLUKLAR VE KIRILMAYA HAZIR FAYLAR
Türkiye'de sismik boşluk olarak tanımlanan 20 adet fay bulunmaktadır. Bu faylar, yüksek gerilim birikimi nedeniyle her an kırılmaya hazır durumdadır. Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'nden geçen kısmı, Hakkari Yüksekova, İzmir, Antakya, Adıyaman gibi bölgelerdeki faylar da sismik boşluk olarak değerlendirilmektedir. Bu faylardan özellikle kırılma zamanı gelmiş olanlar, büyük deprem riski taşımaktadır.
TÜRKİYE’NİN DİRİ FAY HARİTASI
Türkiye’nin diri fay haritası incelendiğinde, 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip 500 diri fay olduğu tespit edilmiştir. Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Sakarya, İzmir gibi şehirler, şehir merkezlerinden geçen diri faylar nedeniyle büyük bir deprem riski altındadır. Bu fayların üzerinde 100 bine yakın bina bulunduğu ve 1 milyona yakın insanın yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu durum, Türkiye'nin deprem tehlikesine ne kadar açık olduğunu gözler önüne seriyor.
BURSA’DAKİ FAY HATTI 624 YILDIR SUSKUN
Bursa, çok sayıda fay hattının geçtiği bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Özellikle Kayapa-Yenişehir Fay Segmenti, Bursa’nın içinden geçmektedir ve 624 yıldır kırılmayan bir fay hattıdır. Bu fay hattı, 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretme potansiyeline sahip. 1855 yılında yaşanan "Küçük Kıyamet" olarak bilinen büyük depremin kaynağı olan bu fay, yeniden kırılmaya meyilli bir durumda.
Bursa'nın 17 ilçesinin neredeyse tamamı, bu fay hattı üzerindedir. Deprem tehlikesi oldukça yüksektir ve bu konuda yapılacak detaylı çalışmalar, bölgenin güvenliğini artırabilir.
EGE DENİZİ’NDE TSUNAMİ RİSKİ
Ege Denizi'nde meydana gelen depremler, Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalmasından kaynaklanmaktadır. Bu bölgede 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem gerçekleşirse, tsunami riski de gündeme gelebilir. Ege kıyılarında oluşacak tsunami, özellikle Aydın ve Muğla illerinde ciddi yıkıma yol açabilir. Bu yüzden Ege kıyılarında yaşayan vatandaşlar, olası bir tsunami konusunda hazırlıklı olmalıdır.
DEPREM RİSKİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Türkiye’deki deprem riskinin ne kadar büyük olduğu açık bir şekilde ortadadır. Yapı denetiminin düzgün yapılması, yeni binaların sağlam zeminlere inşa edilmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla tamamlanması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, mevcut fay hatları üzerindeki binaların güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılacak mikro bölgeleme çalışmaları, yerleşim alanlarının güvenliği açısından kritik öneme sahiptir.
Türkiye'nin deprem tehlikesine karşı alınacak önlemler, sadece binaların güçlendirilmesiyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve afet yönetimi altyapısının güçlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.