Sosyal medya paylaşımı nedeniyle tutuklu yargılanan yönetmen İlker Canikligil, yurtdışı çıkış yasağı ve imza şartıyla tahliye edildi.
Yönetmen ve YouTuber İlker Canikligil, sosyal medya paylaşımları ve YouTube videosundaki ifadeleri nedeniyle “suç işlemeye alenen tahrik etme” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamalarıyla tutuklu yargılandığı davada, yurtdışı çıkış yasağı ve imza yükümlülüğü şartıyla tahliye edildi. Mahkeme, Canikligil’in tutukluluğunun devamı için yeterli gerekçe bulunmadığına kanaat getirerek, adli kontrol hükümleri uygulanmasına karar verdi.
NE OLDU?
İlker Canikligil hakkında yasal süreç, X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı bir paylaşım ve YouTube kanalında yayınladığı bir video nedeniyle başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Canikligil, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” ve “suç işlemeye alenen tahrik” suçlamalarıyla gözaltına alındı ve daha sonra sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
TARTIŞMA YARATAN PAYLAŞIM VE VİDEO
Canikligil’in soruşturmaya konu olan paylaşımı şu ifadeleri içeriyordu:
“Dostlarım bu adamlara boş yere laf anlatmaya çalışmayın. Siyasal İslam yok sayılmalı ve peyderpey yok edilmeli. Ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bu kadar.”
Sosyal medyada yoğun tartışmalara yol açan bu ifadeler, savcılık tarafından toplumsal bir grubu hedef alma ve suç işlemeye teşvik kapsamında değerlendirildi.
Öte yandan, YouTube kanalında yayınladığı bir videoda sarf ettiği sözler de dava dosyasına girdi. Söz konusu videoda Canikligil şu ifadeleri kullandı:
“Taksiye biniyorum şimdi alt sınıftan biri var. Yılışık bir sırıtışla ‘reis’ diyor, küçücük aklıyla. Şunu fark ettim herif aslında benden nefret ediyor. Şunu diyor aslında: ‘Sen okumuşsun, etmişsin ama benim adamım seni yönetecek.’ Peki adamın nereye getirdi seni? Sen hep taksicisin, ne değişti senin hayatında? Ona oy verenlere bakmak lazım. Tek söylemek istediğim bir şey var: Execute Order 66.”
Söz konusu “Execute Order 66” ifadesi, Star Wars film serisinde bir soykırım emrine gönderme olarak biliniyor. Bu ifade, soruşturma dosyasında “kin ve nefret söylemi” ve “şiddet çağrısı” kapsamında değerlendirildi.
