İsmail Ege Şaşmaz, yeni dizisini, oyunculuk serüvenini ve özel hayatını Günaydın’dan Merve Yurtyapan’a anlattı.
'Günebakan' isimli dizide 'Rüzgar' karakteriyle izleyici karşısına çıkıyorsunuz. Dizide yamaç paraşütü yapıyorsunuz. Macera tutkunuz var mı?
Evet, var. Her zaman macerayı seven biriydim. Bu projede oyunculuğun yanı sıra bu hazzı da yaşayabilmek benim için şans oldu.
Peki, ilk başta korktunuz mu?
Hiç korkmadım. Sanki yıllardır uçuyormuşum gibi hissettim. Havada olmak insanı inanılmaz özgür hissettiriyor.
'Rüzgar' bir kıza aşıkken babasının işleri nedeniyle başka birisiyle nişanlanıyor. Bu çok yıpratıcı bir durum değil mi?
Tabii yıpratıcı ama hayatın içinde aileniz için büyük fedakarlıklar yapabiliyorsunuz. Bu kendi geleceğinizden vazgeçmek bile olsa...
Siz 'Rüzgar'ın yaşadıklarını nasıl açıklarsınız?
'Rüzgar'; aşkını yıllar boyunca içinde yaşamış, kendini geliştirmiş, ailesini seven ve hırslı bir çocuk. 'Rüzgar', ailesi için büyük bir fedakarlık yapıyor ve bir bakıma geleceğinden vazgeçiyor.
Hayatınızda biri var mı?
Popüler olmak ilişki yaşamayı daha mı zorlaştırıyor? Şu an hayatımda kimse yok. Hayır, açıkçası ben öyle düşünmüyorum. İlişkinin yürüyüp yürümemesi, iki kişinin karakterleri ve hayata bakış açılarıyla ilgilidir diye düşünüyorum.
İlk diziniz 'Güneşi Beklerken'di. Dizi sayesinde çok fazla hayranınız oldu. Hızlı gelen şöhret hakkında ne düşünüyorsunuz?
İlk yer aldığım işte seyircinin beni sevmesi, benimsemesi tabii ki benim için çok önemli. İlk işimde böyle bir ekiple çalışmak da büyük bir şanstı. Orada ustalarımdan çok şey öğrenmeye başladım. Bundan sonra önümde uzun bir yol var.
Bir anda ön plana çıkmak sizi tedirgin etti mi?
İlk işime kabul edildiğim andan itibaren içimde tarifsiz bir heyecan vardı. Ancak dizi yayınlandıktan sonra tedirginliğim geçti. Tanınmak bende tedirginlik değil, sorumluluk duygusu yarattı.
Ekranda görünen İsmail Ege Şaşmaz'ın dışında kendinizi nasıl anlatırsınız?
Çalışmayı seven, sorumluluk sahibi, ailesine, arkadaşlarına düşkün biriyimdir. Kendi başıma kaldığım bazı zamanlarda şiir yazmayı severim ve tam bir sinema hayranıyım diyebilirim.
Popülaritenin başınızı döndürdüğü oldu mu?
Olmadı tabii ki... Bizim, diğer mesleklerde çalışanlardan tek farkımız, göz önünde bir iş yapıyor oluşumuz. Bu soru, hele ki benim yaşımda, daha yolun en başlarında olan biri için fazla iddialı olur. Anlık popülaritenin peşinde olanlar varsa belki onlar bu durumdan etkilenebilir ama yalnızca işini daha iyi yapmaya çalışanlar, zaten bunun farkında bile olmaz diye düşünüyorum.
Çekimleriniz olmadığı günlerde neler yapıyorsunuz?
Genelde spor yapıyorum, sahnelerimi çalışıyorum ve arda kalan zamanda oyuncu arkadaşlarım ve ustalarımla vakit geçiriyorum.
En büyük hayaliniz nedir?
Çocukluğumdan bu yana 'Spiderman' filmlerinin takipçisiyim. Bu film, oyunculuğa yönelmemde etkili olmuştur. Günün birinde 'Peter Parker' karakterini canlandırma fırsatı bulsam benden mutlusu olmaz. (Gülüyor)
Eğer keşfedilmeseydiniz bir gün yine bu işleri yapıp bugünlere gelir miydiniz?
İnanın bana elimden geleni yapardım. İstanbul'a oyunculuk adına kendimi geliştirebilmek ve bir yerden bu uzun yola başlamak için geldim. Eğer bunun için çalışıp doğru adımlar atarsam, o fırsat gelip bir yerde karşıma çıkardı.
