Kayseri’de lise öğrencisi olan Eylül Yıldız’ın roman yazma serüveni, alışılmışın dışında bir başlangıçla hikayeleşiyor. Yıldız, küçük yaşlarda kitap okumaktan keyif almamasına rağmen, zamanla kendine uyan türleri keşfettiğini ve kendi hayal gücünü kağıda dökme fikrinin kendisini çok heyecanlandırdığını dile getirdi.
Yıldız, roman yazmaya başlama sürecini şu sözlerle anlattı:
"Ben roman yazmaya ortaokulda ve çok küçükken başlamıştım. Eskiden kitap okumaktan nefret ederdim. Kendime uyan kitapları okumayı keşfettim ve kendime ait bir kitabı yazmanın fikrinin harika bir şey olduğunu düşünmeye başladım. Elimde çok büyük bir güç var gibi hissediyordum ve her şeyi yapabilecekmişim gibi hissediyordum. Hayal gücüm de çok genişti; kendimi ifade etmek için yazmaya başladım. 6. sınıfta, 11 yaşımda kitabımı yazmaya başladım ve 7. sınıfın sonlarında bitirdim."
Manisa’da kadın kooperatifleri güçleniyor
FANTASTİK TÜR SEVENLERE HİTAP EDİYOR
Fantastik türde kaleme aldığı romanında bir efsaneyi işlediğini belirten Yıldız, kitabının konusunu detaylandırdı:
"Kitap, daha çok fantastik seven insanlara hitap eden bir havası var. 4 mevsim ile alakalı bir efsane anlatıyor. Yaz ayı arkadaşlığı, kış birlikteliği, bahar aşkı ve sonbahar ise ölümü sembolize ediyor. Ozan; bu 4 mevsim ile arkadaşlık ettikten sonra ölüyor ve tekrar dünyaya gelip hikâye başlıyor. Ben kitap yazmaya ilk başladığımda taklit ederek başladım ve başkalarından çok esinlendiğim oluyordu. Birkaç sene geçtikten sonra tamamen kendi aklımdan yazmaya başladım. Okuduğum kitapların çok etkisi var. Çok fazla fantastik kitap okuyorum. Fazla esinlendiğim bir yer yok; tamamen kendi hayal gücümden çıkmış bir ürün."

EN BÜYÜK HAYALİ İNSANLARIN KALBİNE DOKUNMAK
Yıldız, kitabını tamamlama ve yayımlama sürecinde ailesinin ve en yakın arkadaşının desteğinin büyük olduğunu ifade etti. Genç yazar, en büyük destekçisinin adının, kitabının teşekkür ve ithaf kısmında yer aldığını belirtti.
Yazarlığa yeni adım atan gençlere de tavsiyelerde bulunan Eylül Yıldız, öncelikle usta yazarları taklit ederek öğrenme sürecine başlamanın önemine dikkat çekti:
"İlk başta taklit ediyordum ki nasıl yazılır, nasıl betimleme yapılır, nasıl hikâye oluşturulur onu öğreneyim. Sonrasında yavaş yavaş kendi yoluma çıkmıştım; kendim ayağa kalkıp hayal gücümden bir şeyler yazmaya başlamıştım ve en son baktığımda kendi kitabım çıkmıştı. Bence önce taklit etmeleri gerekiyor ve saygıyla yapmaları gerekiyor bunu. Onun dışında korkmasınlar. Ellerinden geldiğince kitaplarını çıkarmak için veya başkalarına sunmak için çabalasınlar. Belki de ileride çok büyük yazarlar olacaklar. Belki de içlerinde çok büyük potansiyel var ve bunları başka insanlara göstermekten çekinmemeleri gerekiyor."
Genç yazar, romanının sadece çok satılmasını değil, okuyucuların hayatında iz bırakmasını amaçladığını şu sözlerle ifade etti:
"Hayalim yazar olmak ama kitabım çıkmış, insanlar alsınlar sadece okusunlar diye değil; ulaşabildiğim kadar insana ulaşmak istiyorum. En azından onların hayal gücünü beslemek veya karakterlerimi onlara sevdirmek, onların başköşelerinde tuttuğu bir kitabımın olmasını istiyorum. Normal bir kitaptan ziyade, en azından bir kişinin bile olsa kalbinde yer edindiği, ‘Ben bu kitabı çok seviyorum’ dediği bir kitap çıkarabilmek istiyorum."


