Onu hastanelerde sus işareti yapan hemşire olarak tanıdık! İşte eski model Dilek Tunca'nın son hali ...

Onu hastanelerde sus işareti yapan hemşire olarak tanıdık! İşte eski model Dilek Tunca'nın son hali ...

Hastane ve sağlık merkezlerinde sus işareti yapan hemşire fotoğrafıyla bir döneme damga vurdu. Eski model Dilek Tunca yıllar sonra ortaya çıktı. Sus işareti yaptığı fotoğrafıyla hafızalara kazınan Dilek Tunca'nın yıllar içerisindeki değişimi gözlerden kaçmadı!

Hastane koridorlarında aslında herkesin gördüğü 'Sus' işareti yapan hemşire fotoğrafıyla ünlenen Dilek Tunca, adeta bir ikon haline gelmişti.45 yıl önce 1970'lerde İstanbul'da sus işareti yapan hemşire pozuyla tanınan, şimdilerde bilinmeyen eski model Dilek Tunca'nın son hali ortaya çıktı.

BİR DÖNEMİN HASTANE SEMBOLÜYDÜ

Dilek Tunca 'Sus' işaretiyle bir dönem hastanelerin ve sağlık merkezlerinin sembolü haline gelmişti.

Şimdilerde İzmir'de yaşayan Dilek Tunca sus işareti yaptığı pozun hikayesini anlattı.

1976 yılında yurt dışından seyahatten döndüğünü dile getiren Tunca, annesinin ajanstan arandığını belirtmesi üzerine görüşmeye gittiğini söylüyor.

Ajansa gittiğinde bir ilaç firmasının sağlık kuruluşları için deneme çekimi yapılacağını öğrendiğini söyleyen Tunca, "Hiç unutmuyorum, 1976 senesinin yazıydı. Turizm işimle ilgili Almanya'dan döndüğüm gün annem söyledi. Seni ajanstan aradılar? diye. İstanbul Reklam Ajansı'ydı, Cağaloğlu'nda. Şimdi kapandı tabi. Hatta döndüğümün ertesi günü çekildi o fotoğraf. Benden başka isimler de vardı. Katılanlara "sus işareti" yaptırılıyordu. Ben seçilsem-. Fotoğrafım senelerdir hastanelerde. Son zamanlarda kep kalktığı için şu an azaldı ama fotoğrafın bu kadar ses getireceğini, bu kadar sevileceğini hiç tahmin etmemiştim" dedi.

sus1.jpg

BAYAN 'SUS'UN HİKAYESİNİ ANLATTI

O dönem turizmci olduğunu ve aynı zamanda mankenlik yaptığını söyleyen Dilek Tunca, fotoğrafın hikayesiyle ilgili anlatımını şöyle sürdürdü: "Şimdiki kadar çok manken yoktu. Biz 10-12 kişi kadardık. Simla Kantarcıoğlu, Başak Gürsoy, Fatoş Altınkumlar falan. Ertesi gün hemen gittim ajansa. Yurtoğlu ilaç firması, hastanelere bir sus pankartı yaptırmak istiyormuş.

Firma beni seçmiş. O zamanlar cast ajansı diye bir şey de yoktu. Reklam ajansları birbirine haber verirdi. Bağlı olduğumuz bir ajans da yoktu. Hepimiz birbirimizi tanırdık. Ekspozisyonlara 1-2 kişi çıkardık, rozet konfeksiyon için hep beraber çektirdiğimiz fotoğraflarımız da vardır.

Reklam ajansının müdürü, bir de kameramanlar vardı. Elbiseyi de Haseki Hastanesi'nin başhemşiresinden ödünç almışlardı. 'Bayan sus'un ayrı bir yeri daha vardı, çünkü Atatürk'ten sonra duvardan inmeyen fotoğraf benimkiydi.
Herkes geldi gitti, ben duvarda 'bayan sus' olarak kaldım."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN