Psikolog Ayzet: Her daim güçlü olma isteği yalnızca içimizdeki zayıf noktaları bastırma ihtiyacından doğar

Psikolog Ayzet: Her daim güçlü olma isteği yalnızca içimizdeki zayıf noktaları bastırma ihtiyacından doğar

Bireylerin hem birbirlerine hem de kendilerine 'güçlü olma' sorumluluğunu dayattığını söyleyen Psikolog Tuğba Ayzet, bunun yanlışlığına vurgu yaparak bazen bir şeyleri bırakmanın ve yavaşlamanın gerektiğini kaydetti. "Bedenimiz, zihnimiz her şeyin üstesinden gelemeyebilir" diyen Ayzet, "Her daim güçlü olma isteği yalnızca içimizdeki zayıf noktaları bastırma ihtiyacından doğar" ifadelerini kullandı.

Psikolog Tuğba Ayzet, bireyin zihninde yer eden güçlü olma zorunluluğunun sağlıklı bir duygu olmadığını söyleyerek, yavaşlamanın ve durmanın gerekliliğine vurgu yaptı.

Ayzet, 'Güçlü Olmayı Bırak’ama’mak' yazısında şu ifadeleri kaydetti:

Hayat bir taraftan güçlü olmayı zorunlu hale getirse de bir taraftan zayıflıklarımız da var. Kabul ettiklerimiz varsa da kabul edemediklerimiz var. Belki de kendimize bile itiraf edemediklerimiz var.
Özellikle son günlerde ne kadar da çok konuşuluyor değil mi “güçlü olmak”, “Nasıl daha güçlü olurum?” İnsanın kendine yaptığı baskı yetmezmiş gibi bir de tabi ki toplum baskısı var. “Kocaman adamsın/kadınsın, sen güçlü olmalısın”, “Sen annesin/babasın, güçlü olmalısın” gibi yetişkin rollerimizden veya ebeveyn rollerimiz üzerinden yapılan bir vurgu var. Hatta ben bu baskının bir miktar erkekler üzerinde daha fazla var olduğunu düşünüyorum. “Sen erkeksin” cümlesinden sonra ne kadar da çok “Erkek ağlar mı?”, “Erkeksin sen anneni koruyacaksın”, “Erkeksin kardeşini koruyacaksın.” gibi cümleleri hangi erkek duymadan büyümüştür ki. Sanmıyorum.

'DURMAMIZ GEREKEN ANLAR VAR'

Bir insanın, erkeğin veya kadının üzerine, aslında birbirimizin üzerine ne kadar da çok sorumluluk veriyoruz. Güçlü olma sorumluluğu… Evet hayat bir mücadele ve biz o mücadeleyi bıraktığımız an hayatı bırakmış oluyoruz. Doğru ama bunu hislerimizi bastırarak yapamayız ki. Arada sırada her şeyi bırakarak biraz yavaşlamamız ve hatta sadece “durmamız” gereken bazı anlar vardır. Bedenimiz, zihnimiz her şeyin üstesinden gelemeyebilir.

Günümüz koşulları zayıflıkları asla kabul etmiyor. Hayır diyor “Sen her şeyin üstesinden gelebilirsin, her şeyi halledebilirsin” Bu, içimizde yetersizlik hissi yaratıyor. Çünkü yapımız itibariyle bizler eksik varlıklarız. Hiçbir zaman yüzde yüz tamamlandığımız bir dönem olmayacak bu hayatta. Sadece tamamlamak üzerine bir yolda yürüyoruz ve o yolda neler yaşayacağımız bilmiyoruz. Ancak yolu heyecanlı yapan da budur zaten. Yolun heyecanını kaçıranlar ise “-meliler”, “-malılar” dır.

'GÜÇLÜ OLMANIN DA BEDELİ VAR'

Hayatta zayıflıklardan bizler de nasibimizi alıyoruz. Çünkü insanız ve herkesin zayıflıkları var. Her daim güçlü olma isteği yalnızca içimizdeki zayıf noktaları bastırma ihtiyacından doğar. Bir yerde her zaman güçlü olan birini, kimseden yardım istemeyen, her şeyi tek başına halletmeye çalışan birini görüyorsanız o kişi içten kendini tüketiyor demektir. Çünkü güçlü olmanın getirisi yanında bir de bedeli vardır. Evet insanlar size güçlü diyecektir. Bu sizin için istendik bir durum olabilir. Ancak bunun bedelini hastalıklarla, stresle, kaygılarla ödeme ihtimaliniz çok yüksektir.

Şimdi ta başa dönersek hani bizlere söylenen “Sen ablasın, abisin, erkeksin, kızsın, şusun busun ve sonunda güçlü olmalısın.” sözleri ile biten cümleler var ya, şu an nerde iseniz ve ne yapmakta iseniz elinizdekini bırakın ve şunu söyleyin “Ben sadece bir çocuktum ve çocuklar güçsüz olur, çocuklar zaten yetersiz olur. Çocuklar her şeyi anne ve babalarından, çevresinden öğrenmek üzere doğarlar. Nasıl her şeyin üstesinden gelebilirdim ki” deyin. Ve şu anda şayet bir yetişkinseniz her şeyi en mükemmel hali ile yapamayacağınızı bilin. Bir ebeveynseniz yanlışlarınız elbette olmuştur ve olacaktır da. Önemli olan bunları fark edebilmek ve telafisini yapabiliyor olabilmek.

'KUSURLU OLMAK İNSANIN DOĞASINDA VAR'

“Anneler/Babalar her zaman güçlü olmalıdır” yerine “Anneler/Babalar bazen güçsüz hissedebilir.” İlkesini kabul edin. “Yetişkin her zaman güçlü olmalıdır” yerine “Bazen güçsüz hissedebilirim”, veya “Güçsüz hissetme hakkımı serbest bırakıyorum” deyin.

Güçsüz hissetmek demek her zaman güçsüz olduğunuz anlamına gelmez. Eksik hissetmek düşüncesi size kötü gelebilir ama herkesin eksikleri vardır, eksilerimiz vardır. Zayıflıklarımız vardır ve oradadır. Bazılarını fark eder, keşfeder ve güçlendiririz. Bazılarını da değiştirmekte zorlanır ve kabul ederiz.. İnsanız ve kusurlu olmak insanın doğasında vardır. Hadi kusur olarak tanımladıklarımızı önce keşfedelim, sonra neden onları kusur olarak değerlendirdiğimize bakalım, sonra değişebilecek bir şey mi yoksa değişemeyecek bir şey mi karar verelim. Sonra da eyleme geçelim. Değişim ya da kabul üzerine….

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN