Gündemin öne çıkan başlıkların konuşulduğu Semra Alkan'la 40 Dakika'ya, Ahmet Mümtaz Taylan konuk oldu. Türkiye'de kutuplaşma iklimini ele alan Taylan, kendisini ne iktidarı ne de muhalefeti sonuna kadar desteklemek zorunda hissetmediğini belirterek, sağ ve sol kutuplaşmasına tepki gösterdi. Taylan, bu kutuplaşmanın konuşmaktan çok birbirimizi dinleyerek sona ereceğini aktardı.
Semra Alkan'la 40 Dakika'da gündemin öne çıkan başlıkları masaya yatırılıyor, konuklarla tartışılıyor. Programa bu kez Oyuncu-Yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan konuk oldu. Taylan, Türkiye'deki özellikle siyasal kutuplaşmayı ele aldı ve bu kutuplaşmanın sona ermesi için çözüm yolunu değerlendirdi.
TÜRKİYE'DE KUTUPLAŞMA İKLİMİ
Sağ sol kavramlarına karşı olduğunu belirten Taylan, bu kavramlar üzerinden doğan kutuplaşmanın nasıl sona ereceğini şöyle aktardı:
"Ne iktidarı sonuna kadar ne muhalefeti sonuna kadar desteklemek zorunda hissetmiyorum. Saf tutmayı benimsemiyorum. Her ikisinin de uygulamalarında desteklediğim, desteklemediğim, hoş görebileceğim veya görmeyeceğim yanlar var. İçine itildiğim bir tribünde, herkesle birlikte bağırmak bana göre değil. Türkiye'de kutuplaşmayı birbirimizi anlayarak çözeceğiz. Dinlemeliyiz, sabırlı olmalıyız. Kutuplaşmayı köpürten şey dinlememek, sadece konuşma hevesidir. Benim ideolojim artık birlikte yaşama, adalet, eşitlik, insan, hayvan ve çevre haklarına saygılı davranmak."
Taylan, yıllardır iktidarda olan AK Parti yönetimine yönelik, eleştirilerini sıraladı:
"(Boğaziçi'nde protestolar) Ehliyetin yok sayıldığı bir ortamda yapılan atamaya herkesin itirazı var. Uygulama inatla sürdürülüyor. Bu kadar sevimsizlikte neden bu kadar ısrar edilir bilmiyorum. Hayatın kaldırabileceği bir şey değil bu. Bir ülkede 20 sene boyunca aynı zihniyet, o ülkeye hükümet ediyorsa orada bir sıkıntı var demektir. Çözüm süreci asla kapanmamalı. Partiler asla kapatılmamalı. Bir tane Türkiye var, hepimize yeter. Burayı bir çöplüğe, harabeye dönüştürmeden birlikte yaşama konusunda irade göstermemiz lazım. Bu iklim değişecektir, bu böyle sürüp gitmez. Bu kadar sağlıksız, bu kadar müsilajlı bir şey hayat boyu sürmez."
