[Karar]
IŞIL ÇALIŞKAN
Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupery’nin dünyaca ünlü eseri ‘Küçük Prens’ bugüne kadar film, tiyatro ve filmlere konu oldu. Bu kez ise vücutlarına onun dövmesini yaptıranların hikayeleri bir kitapta toplandı. Kendisi de koluna Küçük Prens dövmesi yaptıran fotoğrafçı Melissa Mey, aynı hisleri ve dövmeleri paylaşanları buldu ve onları fotoğraflayarak hikayelerini dinledi. Küçük Prens’in bir insanın hem ruhuna hem de bedenine silinmez bir iz bırakmasının sırrını İnkilap Kitabevi’nden çıkan ‘Küçük Prens Tenimde’ adlı kitapta anlattı. Kitapta aralarında Hazal Kaya, Yunus Günçe, Sevinç Erbulak gibi ünlü isimlerin de bulunduğu 63 kişi yer alıyor.
ÇOCUK KİTABI DEĞİL
Projenin kendi Küçük Prens dövmesinden yola çıkarak başladığını belirten Mey, bir yıl boyunca bu konu üzerinde çalıştığını söylüyor. Küçük Prens hikayelerinin hepsinden çok etkilendiğini belirten Mey “Benim için tüm hikayeler ilginç ve özel. Ben her okuduğumda gözlerim doluyor ve itiraf edeyim ki bu süreçte yazılar beni çok ağlattı” diyor.

Küçük Prens’in çocuk kitabı olarak algılanmasını istemediğini belirten Mey “Ben yaşayan kitap diyorum. Her yaşta okuyup hep farklı mesajlar aldığınız. Her yaşı bırakın, her gün bir bölüm açıp okusanız o gün hissettirdikleri farklı. Onun böylesi basit algılanmasına elbette kırılıyorum” dedi.
HİÇ UNUTMAYAYIM DİYE...
Küçük Prens dövmesiyle kitap için poz verip hikayesini anlatan isimlerden birkaçı şöyle:
* Yunus Günçe: “Belki de hayallerin gücüne inandığım için bu figürü seçtim. Çünkü hayal gücü böyle bir şey, bir şapkanın içine fil sokabiliyor. ”
* Burcu Bakdur: “Umut hayalle gelir, hayalime olan inancım, Küçük Prens’in büyükleri değiştirme çabasında olduğu gibi büyük, çok büyük... Bu sebepten bu şapka dövmesi, bu sebepten fil yutmuş boa yılanı.”
* Hazal Kaya: “Ne zaman bir karar verecek olsam Küçük Prens okuduğunu farkettim. Sonra da bunu hep bedenime taşımak için dövmesini yaptım. Hiç unutmayayım diye.”
* Pınar Turan: “Kendimle yüzleşmeye başladığımda o ara bir dövme vardı kolumda ve ben sevmedim hiç onu. Gitmeli ama nasıl derken her sabah günaydın dediğim o güzel resim baktı bana. ‘Ben’ dedi, ‘Olmaz mıyım oraya?’ Ertesi gün ben dövmeli oturuyordum, Küçük Prens ise kolumdan gülümsüyordu.”
