SALİHA SULTAN
Alevi Vakıflar Federasyonu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Alevi Sinema Günleri, üç gün süren yoğun programın ardından İstanbul’da tamamlandı. 19 Aralık Cuma akşamı Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirilen açılışla başlayan etkinlik, sinemaseverlerin ve kültür-sanat çevrelerinin yoğun ilgisine sahne oldu.
“SİNEMAYI ORTAK HAFIZANIN DİLİ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Açılışta konuşan Alevi Vakıflar Federasyonu Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan, Aleviliğin insanı merkeze alan değerlerinin çağın diliyle yeniden ifade edilmesi gerektiğini vurguladı. Sinemanın bu anlamda güçlü bir anlatım aracı olduğuna dikkat çeken Doğan, şu ifadeleri kullandı:
“Alevi Sinema Günleri’ni yalnızca bir kültürel etkinlik olarak değil, barışa, toplumsal birlikteliğe ve ortak yaşam kültürüne katkı sunan bir buluşma alanı olarak görüyoruz. Aleviliğin yüzyıllar boyunca oluşmuş kadim hafızasının, sinemanın evrensel diliyle daha geniş kitlelere ulaşmasını önemsiyoruz.”

AÇILIŞ DİNLETİLERİYLE BAŞLADI, GÖSTERİMLERLE DEVAM ETTİ
Festivalin açılış seremonisi, Güldiyar Tanrıdağlı, Caner Yılmaz ve Erkut Cantürk’ün dinletileriyle gerçekleştirildi. Program, Cumartesi ve Pazar günleri yapılan film ve belgesel gösterimleriyle devam etti. Etkinlik kapsamında toplam altı film izleyiciyle buluştu.
KLASİKTEN BELGESELE UZANAN SEÇKİ
Cumartesi günü ilk olarak, Ömer Lütfi Akad yönetmenliğinde, Yılmaz Güney’in başrolde yer aldığı 1967 yapımı Kızılırmak-Karakoyun gösterildi. Film, ağanın kızı ile çoban Ali Haydar arasındaki imkânsız aşkı merkeze alarak izleyicilere duygusal bir anlatım sundu.
Günün ikinci gösteriminde Uğurcan Taylan Adıyaman’ın yönettiği Akdeniz’den Ege’ye Tahtacılar belgeseli yer aldı. Kaz Dağları’ndan Toroslar’a uzanan Tahtacı köylerini konu alan belgeselde, Tahtacıların yaşam biçimleri, inanç pratikleri, müzikleri ve felsefeleri akademisyenler, araştırmacılar ve dedelerle yapılan söyleşiler eşliğinde aktarıldı.
Cumartesi gününün son gösterimi ise Aydın Bulut imzalı Başka Semtin Çocukları oldu. Film, Gazi Mahallesi’nde yaşayan iki yakın arkadaşın hayata tutunma mücadelesini ve bu uğurda ödedikleri bedelleri çarpıcı bir dille ele aldı.

PAZAR GÜNÜ MİSTİK VE EDEBİ YAPIMLAR ÖNE ÇIKTI
Festivalin Pazar programı, Levent Çetin’in yönettiği Ali’nin Tabiatı filmiyle başladı. Yapım, köy değerleriyle çatışan iki definecinin hikâyesi üzerinden mistik bir anlatı sundu.
Pazar günü izleyiciyle ilk kez dijital ortamda buluşan bir diğer eser ise, İnci Aral’ın Kıran Resimleri adlı romanından uyarlanan ve Emrah Eren yönetmenliğinde sahnelenen tiyatro oyunu oldu. Üç yıl boyunca Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenen eser, bu kez festival kapsamında perdeye taşındı.
Festivalin kapanışında ise Anadolu parsının izini süren iki karakterin aynı zamanda spiritüel bir yolculuğa çıktığı film gösterildi.
HATIRA FOTOĞRAFIYLA VEDA
Üç gün boyunca seyirci ilgisinin hiç azalmadığı 2. Uluslararası Alevi Sinema Günleri, düzenleyiciler, sanatçılar ve izleyicilerin birlikte çektirdiği hatıra fotoğrafıyla sona erdi. Organizasyon, Alevilik temalı sinema ve belgesellerin daha geniş kitlelerle buluşması açısından önemli bir kültürel buluşma olarak değerlendirildi.
