Sapiens kitabının yazarı Hariri: Zenginler süper insana dönüşecek

Sapiens kitabının yazarı Hariri: Zenginler süper insana dönüşecek

İnsani Gelişme Zirvesi’nde konuşan Hayvanlardan Tanrılara-Sapiens kitabının yazarı Yual Noah Harari, gelecekte eşitsizliğin derinleşeceğini, zenginlerin zihni ve bedeni gelişmiş süper insana dönüşeceğini öngördü.

Tüm dünyada ve Türkiye’de en çok satanlar listesine giren “Hayvanlardan Tanrılara-Sapiens” kitabının yazarı İsrailli Yuval Noah Harari, önceki gün İstanbul’da düzenlenen Act Human’ın (İnsani Gelişme Zirvesi) konuşmacısıydı. Öğleden sonra geç saatlerde dev bir salonu hıncahınç dolduran Harari, tarihten başladığı yolculuğu, gelecek öngörüleriyle tamamladı ve salonu etkiledi.

Harari dedi ki, “Biyoteknolojiler ve yapay zekâ yardımıyla insanlar kendilerini tanrı seviyesine çıkardı. 21’inci yüzyılın temel ürünleri bedenler, beyinler ve zihinler olacak. Zenginler zihinsel ve bedensel olarak süper insanlar haline gelebilir. Eskiden de zenginfakir, işçi sınıfı ve aristokrasi arasında farklar vardı. Ama gerçek farklılıklar yoktu, çiftçi ile kral arasında fiziksel ve bilişsel anlamda fark yoktu. Ama şimdi beden, beyin ve zihinleri yapabilme gücüyle ekonomik eşitsizlikler gerçek eşitsizlik haline gelebilir. Zenginler süper insanlar haline gelebilir zihinsel ve bedensel olarak. Eski tanrıların ötesine geçeceğiz. İncil’deki tanrının yapabildiği tek şey organik canlılar. İnsanlar, 4 milyar yıllık evrimden sonra organik olmayan canlıları üretmeye, yaşam formlarını üretmeye çalışıyor. Bu artık bir metafor değil. Ama tanrısal yetenekler kazanıyorsanız tanrısal sorumluluklar da elde etmelisiniz.”

Peki bu gelişmedeki tehlike ne? Harari, “Eşitsizlik bugün olduğundan çok daha fazla olacak” dediği kehanetini şu argümana dayandırdı: “Binlerce yıldır kendi dışımızdaki dünyayı yönetiyorduk, ormanlar, nehirler, hayvanlar vs... Bunları manipüle ediyorduk. Şimdi nöronlar, hormonlar ve beyinler ile kendi içimizi manipüle ediyoruz. Sonuç olarak dışarıdaki ekolojik dengeyi bozduğumuz gibi kendi içimizdeki mental dengeyi de bozabiliriz. Aşırı güçlerle donatılmış çok küçük bir elit grup tarafından yönetileceğiz. Zengin-fakir ve aristokrat-işçi sınıfı arasındaki farktan çok daha büyük bir fark olacak burada. O insanlar arasında fiziksel ve bilişsel anlamda fark yoktu. Ama şimdi beden, beyin ve zihinleri yaratabilme gücüyle ekonomik eşitsizlikler gerçek eşitsizlik haline gelebilir. Parasal gücü olanlar zihinsel ve bedensel olarak süper insanlar haline gelebilir. Önümüzdeki on yıl içinde dünya süper insanlardan oluşan daha elit bir grupla karşılaşacak ve çok büyük bir işe yaramaz kitle, sınıf olacak. Annesinin, eşinin ya da sevdiklerinin gözünde değil, şirketler ve ordu açısından işe yaramaz insanlar olacak.”

‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ 0 BÜYÜME DURDURUR’

Önümüzdeki yıllardaki en büyük felaketin iklim değişikliği olacağını savunan Harari şöyle konuştu: “Bu hem refahı etkileyecek hem de birçok hayvan ve bitki türünü ortadan kaldıracak. Mevcut teknolojiyle bunu durdurmanın tek yolu ekonomik büyümeyi durdurmak. Ama bunu yapan hükümet bir sonraki seçimleri kaybeder. Ancak iklim değişikliğine yol açmayacak yeni teknolojiler geliştirilerek büyüme sağlanabilir ama şu an bunları bilmiyoruz.”

‘KENDİMİZİN EN BÜYÜK DÜŞMANI BİZİZ’

Peki, hepimizin dilinde olan terör, savaş ve insani suçlardan ölümle ilgili gerçek verilerin farkında mıyız? İşte Yuval Noah Harari, somut verilerle insanın en büyük düşmanının yine kendisi olduğunu ortaya koydu. Şu cümlelerle: “Tarihte ilk defa savaş, terör ve suçlara bağlı ölümler intiharlardan daha az. Obeziteden ölme ihtimali açlıktan ölme ihtimalinden yüksek. Şeker örneğin, baruta kıyasla çok daha tehlikeli. Doğadan kaynaklı açlık problemi çözüldü; açlık, insanların menfaatlerine bağlı olarak yaşanıyor artık, yani tamamen siyasi. Çocuk ölümleri yüzde beşe indi, bir yüzyıl önce yüzde 33 idi. Kaydedilmiş tarihin en barışçıl çağını yaşıyoruz aslında, eski medeniyetlerde insan şiddeti insan ölümünün yüzde 15’inden sorumluydu. Bugün Suriye’de yaşananları da ekleyin, yine de yüzde 1’ine tekabül ediyor. 2012 yılında globalde tüm sebeplerden 56 milyon kişi öldü. Savaş ve insani suçlara bağlı ölümlerin sayısı 620 bin. Şimdi sıkı durun, intiharlar 800 bin. Yani kendinizi öldürme ihtimaliniz bir başkası tarafından öldürülme ihtimalinizden yüksek. Kendimizin en büyük düşmanı biziz.”

‘SAVAŞI TAHAYYÜL BİLE EDEMEYEN ÜLKELER VAR’

“Şiddetteki azalma sadece istatistiki değil” diye devam etti Harari, “Eskiden barış dendiğinde savaş haline ara verilmiş olarak anlaşılırdı. Yeni barış anlayışı -en azından dünyanın bazı bölgeleri için- savaşın tahayyül edilememesi hali. Hâlâ aralarında savaş ihtimali olan birkaç ülke var.” Harari ‘yeni barış’ diye tanımladığı gerçekliğin neye bağlı olduğunu da şöyle anlattı: “Yeni barışı getiren değişiklikler, siyasete, ekonomiye ve teknolojiye bağlı. Madde bağımlı ekonomiden bilgi bağımlı ekonomiye geçildi ve bunları savaşla ele geçiremezsiniz. Tanklar ve uçaklarla Silikon Vadisi’nde elle tutulur hiçbir şey ele geçirilemez. Mühendislerin bilgisini ve deneyimini silahlı çatışmayla ele geçiremiyorsunuz artık. Ortadoğu hâlâ eski moda bir ekonomi olarak devam ediyor, petrol kuyuları, doğalgaz kaynakları... Bunları silahla ele geçirebiliyorsunuz ve orada savaş hâlâ mantıklı ve anlamlı.”

‘21’İNCİ YÜZYILDA TARİH GERİYE GİDEBİLİR’

Harari şöyle devam etti: “Zenginle fakir arasındaki ayrım doğal kabul ediliyordu. Ancak 20’nci yüzyılda eşitlik en önemli değerlerden biri haline geldi birçok toplum için. 20 yüzyılın hikâyesi, ‘eşitsizliğin üstesinden gelmek’ olarak anlatılabilir. 2017 yılı dediğimizde 1900’lere nazaran çok daha eşit bir döngüden bahsediyoruz. Ama 21’inci yüzyılda tarih geriye gidebilir. Üstelik bu makasın daha da açıldığını görebiliriz. 19’uncu yüzyılda sanayileşmeyle insanlar inanılmaz güçlere sahip oldu. Elektrik, buhar ve motor gücüyle birlikte. Ama artık insan vücudunu da üretebiliyoruz ama yeni teknolojiler de eşit paylaşılmıyor.

Az sayıda ülke teknolojik devrime liderlik edecek. Bunlar sanayileşmede olduğu gibi İngiltere, Fransa, Almanya olmayabilir. Ama Güney Kore olabilir. Bu gelişmenin gerisinde kalan ülkenin bu boşluğu kapatması mümkün olmayacak. Bedenleri ve zihinleri üretebilmek konusunda bir kez geri kalırsanız, sadece azgelişmiş bir ülke olmayacaksınız, azgelişmiş bir tür de olacaksınız.”

‘AZGELİŞMİŞ BİR ÜLKE VE TÜR OLMA TEHLİKESİ DE VAR

Harari, “Gelecek, yapay zekâyla donatılmış süper insanlar ve buna ulaşamayan işe yaramaz insanlardan oluşacak” dedi ve ekledi: “Bu, sanayileşmede geri kalmaktan farklı. Bir kez kaçırdıysanız yakalayamazsınız. Bedenleri ve zihinleri üretecek teknolojik gelişmenin dışında kalırsanız sadece azgelişmiş bir ülke değil, azgelişmiş bir tür de olacaksınız. En büyük eşitsizliğin olduğu dönem geliyor. Bedeni beyni geliştirilmiş üst sürüm insanlar ve normal insanlar olacak.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN