Lale Devri

Geçtiğimiz hafta Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ve Viyana Kuşatması üzere yazdığımız yazı çok beğeni topladı.

Görünen o ki ekonomi, virüs gibi gündelik konular herkesi bir miktar yormuş. O yüzden bu hafta yine tarihten bir hikâye anlatmak istiyoruz.

Günümüzde bile bazı benzer taraflarının gözlemlenebildiği bir hikâye…

1718-1730 yılları arası Osmanlı’da Lale Devri olarak adlandırılır. Aslında o dönemde bu isim kullanılmazdı. Daha doğrusu Osmanlı’da o dönemin özel bir ismi yoktu. Lale Devri’ne Lale Devri ismini 20.yy’da şair Yahya Kemal ve arkadaşı tarihçi Ahmet Refik Altınay takmıştır.

Bu dönemin adını almasına neden olan lale soğanları, o yılların en gözde ticaret aracıdır. Lale soğanları müthiş değerlenmiş, çok aranan, çok pahalı bir mal haline gelmiştir. Bir yerde de gösteriş merakının, lüks ve mevki sembolü olmuştur. Lale merakı Osmanlı’dan çıkmış bütün Avrupa’ya yayılmıştır.

Yeni yapılan konaklar, saraylar, günlerce süren eğlenceler o yılların karakteristik özelliğidir. Bu aşırı pahalı hayat tarzı sadece üst kademe yöneticiler, saray erkanı, vezirler ve büyük tüccarlar arasında yaşanmaktadır. Halkın ekonomik durumu ise içler acısıdır.

Dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. Kendisi de bu lüks ve şaşalı hayat tarzını yaşamaktadır. Kendisinin bir merakı da mimari eserlerin yapımına çok önem vermiş olmasıdır. Bazıları günümüze kadar da ulaşmış, İstanbul başta olmak üzere birçok yere cami, çeşme, saray ve köprü yaptırmıştır.

İstanbul’un imarı, zenginleşmesi, Avrupalıların da gelip yerleşmeye başlaması, İstanbul hakkında eserler kaleme alınması bu dönemle başlar. Şair Nedim’in “Bu şehr-i İstanbul ki bi mislü behâdır; Bir taşına yek pâre Acem mülkü fedadır” beyiti Lale Devri’nden kalmadır.

Devletin harcamalarının çoğu bu tarz mimari eserlerin yapımına harcanmaktadır. Bütün bunlara bir de askeri harekatlar eşlik etmektedir. Özellikle İran seferleri sürekli olarak yapılmakta, ülkenin doğusunda kaleler bir alınmakta bir kaybedilmektedir.

Haksızlık etmeyelim, bu dönemde Osmanlı’da iyi işler de yapılmıştır. İlk fabrikalar açılmış, batı eserlerinin tercümesine başlanmış, kütüphaneler kurulmuş, itfaiye ve sağlık ocağı kurumları oluşturulmuştur. Ancak bu yenilikler halkın ekonomik durumuna etki etmemekte, hayat şartları giderek zorlaşmaktadır.

Giderek artan geçim sıkıntısı ile artık halkın dayanma gücü kalmamıştır. Ek olarak sadrazamın devlet kademelerine hep kendi yakınlarını tayin etmesi de tepki çekmektedir. Zamanla halk arasında savaşlarda alınan bazı kalelerin para karşılığı satıldığı, saray ve eşrafının aşırı zenginleşmesinin bu savaşlar ve savaş ticareti sayesinde olduğu söylentileri eklenir.

Bu dedikoduları dizginlemek, halkın dikkatini dağıtmak için padişah III. Ahmet her hükümdarın yaptığını yapar: Yeni bir savaş açar. İran’a büyük bir sefer düzenlemeye karar verir. Devasa bir sefer alayı ile Sarayburnu’ndan Üsküdar’a geçer. Buradan ordu ile İran’a yürümesi beklenirken gece tekrar saraya döndüğü anlaşılır. Bu olay bardağı taşıran son damla olur.

Patrona Halil adında bir hamam tellağı ve onun etrafında toplanan yeniçeriler saraya yürür. Başta sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa olmak üzere önde gelen yöneticilerin başını isterler.

Padişah III. Ahmet ilk başta direnmeye kalksa da olayların daha da büyümesinden çekinerek Sadrazam dahil otuz yedi kişiyi idam ettirir. Ancak bu olay bile isyancıların ve halkın öfkesini bastıramaz. III. Ahmet’in kendisi de tahttan feragat etmek zorunda kalır ve tahtı yeğeni I. Mahmut’a bırakır.

Bazı güzel icraatlar yapılsa da bunların halkın refah seviyesine yansımaması, devlet yöneticilerinin aşırı gösterişli bir hayat yaşaması, adam kayırma ve bitmek bitmeyen savaşlar o devrin sonunu getirir.

Tarih hem toplumlar hem de bireyler için bir hafızadır. Eski yaşadıklarımızı hatırlamak, hatalardan ders almak bizi onları tekrar etmekten alıkoyar.

Akif boşuna mı demiş: Tarihi tekerrür diye tarif ederler, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum