Linç kültürü köylülükten geliyor

18’inci asırda Virginia Pittsylvania’da yaşamış Yüzbaşı William Lynch, kanuni bir yetki ya da vazifesi olmadığı halde, adamlarıyla kırsal bölgelerde haydut saydığı kişileri yakalayıp kırbaçlarmış . İşte böylece durumdan vazife çıkartarak yargısız infaz yapan gözü dönmüş toplulukların kendilerine göre yoldan çıkmış kimseleri “cezalandırmalarına”, bu tarihi hadiseden hareketle “linç etmek” deniyor.

Bu kelimenin icadından nerdeyse üç asır sonra “linç”, fikir dünyamızda hala belirleyici bir rol oynuyor.

***

Şehirlileşme, beraberinde bireyselleşmeyi getirir.

Şehirde, farklılıklarına rağmen bir arada yaşamaya mecbur olan fertler, birbirlerinin farklı fikirlerine tahammül etmeyi öğrenmek zorundadırlar.

Nüfusumuzun hatırı sayılır bir kısmı şehirde yaşadığı halde henüz zihnen köylülükten kurtulamamış vaziyette. İşte bu kitleler, herkesi kendileri gibi düşünmeye zorlayabileceklerini, hatta şehirde var olabilmenin bu kavgayı kazanmakla mümkün olduğunu zannediyorlar.

“Aman sürüden ayrılma”, “sakın garip fikirlere kapılma”, “icat çıkartma”, “çıkıntılık yapma”, “eski köye yeni adet getirme” gibi telkinlerle büyümüş insanların şehirdeki fikri çeşitlilik karşısında bocalamaları, hatta paniğe kapılmaları anlaşılır bir şey.

Yeni ve farklı bir şey söyleyen herkesi kınamak, ayıplamak, alaya almak, hatta ellerinden gelirse örselemek, yok etmek için hazırda bekleyen milyonlar var!

Bu zihniyet eninde sonunda değişecek elbet ama o zamana kadar bireysel bir çıkış yapma cesareti gösteren herkesi, “söyletmen vurun” diye birbirini kışkırtan kalabalıkların öfkesi karşılayacak.

Benliğini kalabalıklarda eritip kaybeden, düşünme, sorgulama, karar verme “zahmetine” girmek yerine yakın çevresinden öğrendiği ezberleri tekrarlayan fertler, herkesin kendileri gibi çoğunluğa uymasını arzuluyorlar.

Ama işte “cins” birileri çıkıp o tehlikeli soruları soruveriyor:

Ya toplumun tuttuğu yol, yol değilse? Ya çoğunluk yanlış yoldaysa? Ya kötülük, ahlaksızlık toplumsallaşmışsa? Ya toplum hastaysa?

Erich Fromm “Sağlıklı Toplum” isimli eserinde şöyle söyler:

“Milyonlarca insanın aynı kötülükleri paylaşması, o kötülükleri erdeme çevirmez; birçok yanlışı paylaşması, o yanlışları doğru yapmaz; milyonlarca insanın aynı akıl hastalıklarını paylaşması da, o insanları akılca sağlıklı duruma getirmez.”

Mesela herkes rüşvetle iş görüyor diye rüşvet almak meşrulaşmaz. Yahut herkes yapıyor diye torpille işe girmek, sahte rapor alıp işe gitmemek ahlaksızlık olmaktan çıkmaz.

Ömer Seyfettin “Herkesin İçtiği Su” başlıklı hikayesinde aynı konuyu ele alır: Durmaksızın yağan yağmurun suyundan içen herkes çıldırınca, Çin hükümdarı Ling-Yu, delilerin çoğunlukta olduğu bir toplulukta akıllı kalmanın bir manası olmadığını ileri sürerek maiyetindekilerle beraber herkesin içtiği sudan içip delilerin arasına karışır.

Ömer Seyfettin, hikâyesini sert bir hicivle bitirir:

“Gel zaman git zaman bu umumî curcunanın adı içtimaî intizam oldu. Halk içinde tekrar akıllananlar delidir diye tımarhanelere tıkıldı. Ta işte o vakitten beri bütün hekimler, bütün filozoflar derler ki Çinliler dünyanın en akıllı, en zeki, en sakin, en çalışkan bir milletidir!”

Tabi bunu diyen hekim ve filozofların da delirmiş Çinliler olduğuna dikkat etmek gerekir. “Halk içinde akıllananlar” da bireysel çıkışlarla çoğunluktan ayrılanlardır. Ömer Seyfettin’in hikayesini, bize çok benzeyen Çin’de geçmiş gibi kurgulaması da boşuna değildir.

***

Bugün internette farklı bir düşünceyi ifade etme cesaretini gösteren “bireyler” sanal bir linci göze almak zorundalar.

“Hain”, “terörist”, “ajan”, “bozguncu”, “uşak”, “gerici”, “yobaz” ya da “çomar” ilan edilmeden aykırı bir fikri dile getirmek neredeyse mümkün değil.

Cemil Meriç merhum, yaşayıp sanal âlemdeki halimizi görseydi, muhtemelen şu feryadını bunca yıldır kitlelere işittirememiş olmasına çok hayıflanırdı:

“Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeğe koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?”

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum