Mavi Marmara olayı nedir? İsrail’in Mavi Marmara baskını yıl dönümünde anılıyor

Mavi Marmara olayı nedir? İsrail’in Mavi Marmara baskını yıl dönümünde anılıyor

İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasına karşın ‘Gazze’ye Özgürlük Hareketi’ tarafından organize edilen yardım gemileriyle Gazze’ye tıbbı, giysi, gıda ve inşaat malzemesi taşıyan İHH’ye ait Mavi Marmara gemisine, tarihler 31 Mayıs 2010’u gösterirken, İsrail askerleri tarafından silahlarla ateş edilerek baskın düzenlenmişti. Mavi Marmara olayı, uzun bir süre gündemde kalmıştı.

10 kişini hayatını kaybettiği, onlarca kişinin de yaralandığı Mavi Marmara olayında İsrail askerleri, botlarla ateş ede ede Mavi Marmara’nın etrafını sardı, helikopter ile iple sarkıtılarak gemiye inen İsrail askerleri uluslararası sularda seyreden gemiyi Aşdod limanına çekti. Gemiden yapılan canlı yayın ile İsrail askerlerinin barbarca ve insanlık dışı baskını, anbean dünya kamuoyuna canlı olarak izletildi…

İSRAİL, GAZZE’Yİ İŞGAL ETMİŞTİ

Gazze’de yaşanan insanlık dramını dünyaya duyurmak adına Türkiye’den yola çıkan Mavi Marmara gemisi, katil İsrail askerlerinin kalleşçe saldırısı ile durduruldu. Saldırıda 10 kişi hayatını kaybetmişti. Al Jazeera'dan Sümeyye Ertekin'in haberine göre; ABD’li ve Avrupalı aktivistlerin kurduğu Gazze'ye Özgürlük Hareketi tarafından organize edilen botlarda 20'yi aşkın ülkeden onlarca akademisyen, aktivist, politikacı, yazar bulunuyordu.

O yolcular arasında Nobel Barış Ödüllü Mairead Maguire, Filistinli Milletvekili Mustafa Barguti, Avrupalı Parlamenterler, akademisyenler, yazarlar, Katar'dan birçok yardım kuruluşu harekete geçmişti.

Tarihler 27 Aralık 2008 yılını gösteriyorken, işgalci İsrail, Filistin’e bağlı Gazze'ye saldırılar düzenledi. 22 gün devam eden saldırıların ardından bin 700 civarında Filistinli şehit edildi. Gazze'ye Özgürlük Hareketi, bu saldırıyı protesto etmek amacıyla 30 Aralık 2008 yılında savaş devam ederken yeniden yola koyuldu. Fakat işgalci İsrail Deniz Kuvvetleri tarafından uluslararası sularda Gazze'ye 90 mil uzaklıkta hiçbir uyarı yapılmaksızın saldırıya uğradı. Ciddi hasar alan gemi zor koşullar altında Beyrut Limanı'na ulaştı.

Bunun ardından gemiler de aynı şekilde uluslararası sularda taciz edildi, bazıları da zorla Aşdod limanına çekildi. Gemilerdeki yolcular hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı.

MAVİ MARMARA OLAYI NEDİR?

Tüm bunlara karşın, ambargoyu dünyaya duyurmak ve deniz ablukasını kırmak isteyen Gazze'ye Özgürlük Hareketi, yeniden hazırlık yaptı. Bu defa bir filo ile çıkmaya karar verdi. Söz konusu filoda İrlanda, İsveç, Yunanistan'dan grupları taşıyan beş gemi bulunuyordu. Filoya Türkiye'den dahil olan İHH İnsani Yardım Vakfı, 27 Mayıs 2010’da Antalya limanından üç büyük gemi ile yola çıktı. Filoda aralarında İsveç, Almanya, Kuveyt, İsrail’den milletvekilleri, yazarlar ve akademisyenlerin bulunduğu 32 farklı ülkeden 700'e yakın yolcu seyahat ediyordu. Öte yandan uluslararası birçok basın kuruluşu da yolculuğu dünyaya aktarmak için filoya dahil olmuştu. Gemiler abluka altındaki Gazze'ye yiyecek, gıda, tıbbi, giyim ve inşaat malzemeleri taşıyordu.

ULUSLARARASI SULARDA YARDIM GEMİLERE SALDIRI

Kıbrıs açıklarında buluşarak Gazze’ye hareket etmeyi planlanıyordu. İHH'ye ait olan Mavi Marmara, Defne Y ve Gazze gemileri buluşma noktasına 30 Mayıs tarihinde öğle saatlerinde gelmişti. Kıbrıs'tan yola çıkan iki gemi arızalandığı için geri dönmek durumunda kalırken, İrlanda'dan yola çıkan Rachel Corrie gemisi geç kalacaktı.

O gemilerdeki yolcular da Mavi Marmara’ya geçti. Filo buluşma noktasına gelen 6 gemi ile Kıbrıs açıklarından Gazze'ye doğru yol aldı. 30 Mayıs’ta saat 22.00'de gemiler uluslararası sularda 73 mil açıkta giderken, işgalci İsrail donanmasına ait gemiler göründü.

Bu saat itibarıyla yaşananlar, filonun amiral gemisi olan Mavi Marmara'dan canlı yayınlarla dünyaya paylaşıldı. İsrail sabaha dek gemilerin etrafında izlemekle beraber filoya hiçbir uyarı yapılmamıştı.

İsrail uluslararası hukuka göre; 12 mil olması gereken deniz kara sahanlığını, tatbikat gerçekleştirdiğini gerekçe göstererek; 68 mile çıkarmıştı. Fakat bu sınıra göre bile filo uluslararası sularda seyrediyordu. Geceyarısının ardından yine 72-73 milde izleyerek yönü Mısır'a doğru olmak üzere hareketi sürdürdü.

Saat 05.30 sıralarında İsrail donanmasına ait zodyaklar, geminin etrafını sardı ve gemiyi ateş çemberine aldı. Aynı anda geminin üzerine doğru bir de askerî helikopter yaklaştı. İşgalci İsrail askerleri, helikopterden sarkıtılan iple gemiye ateş ede ede indi.

10 ÖLÜ, ÇOK SAYIDA YARALI…

Silah sesleri sabaha dek devam ederken, insani yardım gemisinde 9 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi de maalesef yaralanmıştı. Yolculardan ağır yaralanan Uğur Süleyman Söylemez de 4 sene komada kalmasının ardından 2014 yılında yaşama veda etmişti.

Uluslararası sularda, silah zoruyla saldırarak ve insanların hayatına kastederek gemiyi işgal eden İsrail, Mavi Marmara’yı Aşdod limanına çekti. Ardından silah zoruyla, yolculara burada ülkeye zorla ve kaçak olarak girdiklerini kabul eden bir kâğıdı imzalattılar ve onları daha sonra Beerşava hapishanesine götürdüler. Burada 2 gece kalan yolcular, Türkiye’nin çabalarının ardından ülkeye getirildi.

3 ÜLKE İSRAİL’DEN ELÇİ ÇEKTİ

Türkiye de yaşanan Mavi Marmara olayının arkasından büyükelçisini geri çektiğini duyurmuştu. İsrail ile diplomatik ilişkileri ikinci kâtip seviyesine düşürülürken, İsrail’in barbarca yaptığı saldırılara, tüm dünyadan tepkiler gelmişti.

Mısır, Yunanistan ve İsveç de İsrail'den büyükelçilerini çektiğini duyurdu. Birleşmiş Milletler ve birçok ülke Mavi Marmara baskınını kınadı. Buna karşın İsrail, elçisini Türkiye'de tutmayı sürdürdü.

BM İnsan Hakları Komisyonu'nun baskınla alakalı raporunda "İsrail kuvvetleri, Mavi Marmara saldırısında yaygın ve keyfî bir biçimde öldürücü güç kullanmıştır ve çok sayıda insanın gereksiz ölümüne veya ağır yaralanmasına neden olmuştur" ifadeleri yer aldı.

BM saldırının uluslararası sularda yapıldığını doğrularken, İsrail'in gemiye müdahale gerekçesi gemide silah olduğuydu fakat bu iddia da BM raporlarıyla yalanlandı.

TÜRKİYE’DEN İSRAİL’E 3 ŞART

Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri normalleştirmek adına bazı şartları bulunuyordu. Bu şartlar İsrail'in özür dilemesi, Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması ve tazminat ödemesiydi. İsrail, ABD'nin de baskısıyla Mart 2013 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arayarak özür dilediğini duyurdu.

Bu sürecin ardından İsrail ile Türkiye arasında bir anlaşmaya varmak adına görüşmeler gerçekleştirildi. Fakat tazminat konusunda anlaşmaya varılamadığı gibi İsrail ablukanın kalkmasına yanaşmadı.

İSRAİL’E DAVA AÇILDI

10 kişinin yaşamını yitirdiği Mavi Marmara saldırısının arkasından İsrail'e birçok koldan davalar açıldı.

Mavi Marmara mağdurları bireysel olarak yaşadıkları kentlerde İsrail'e tazminat davaları açtı. 3 senedir devam eden bu davalardan biri Mayıs 2015’te sonuçlandı. Mağdurlardan Yücel Velioğlu'nun açtığı davada Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi İsrail'i maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.

Türkiye'deki bir diğer dava da hâlihazırda İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde süren ceza davasıydı. İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi de firari sanık olarak yargılanıyor.

Mavi Marmara mağdurları aynı anda davayı uluslararası mahkemelere de taşıdı. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yapılan başvuru ilk başta kabul edilmedi. Fakat avukatların itirazının ardından mahkeme mağdurların yeniden dinlenmesine karar vermişti.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN