KARAR YORUM
Aradan 13 yıl geçti ve neredeyse unutmuştuk ama birkaç günde yeniden koalisyon dönemlerinin havasını yakalamaya başladık. İnanılmaz iddialar, kağıt üzerinde bile gerçekleşmesi imkansız planlar, kulisler, siyaset esnaflıkları ve medyanın serbest atışları... Şov başladı!
Koalisyon herşeyden önce böyle bir şeydir. İşin özüne bakmadan, kulisine ve dedikodusuna ve palavrasına heves etmektir. Kim kiminle niye görüştü? Kim yarın ne yapacak? O partinin başkanı niye öksürdü? Öteki başkan niye suratını astı?
İncir çekirdeğini doldurmayan meraklar düzenidir koalisyon.
İki-üç vekil oturup yemek yiyecek olsa, o yemeği ülkenin kaderini değiştirecek palavradan bir kulisin konusu yapmaktır. Ki, şimdiden havaya girmiş bulunuyoruz. Bir bardak suda fırtına kopmaya başladı, şükür!
Lüzumsuz heyecan, gereksiz telaş, isabetsiz tahminler dönemi...
Alın işte, Meclis Başkanlığı seçimi de tipik bir örnek.
Bazıları, AK Parti sanki aciz kalmış, kimsesiz hale düşmüş, yüzüne bakanı yokmuş gibi bir varsayıma kendisini inandırmış hemen.
Buna göre CHP, AK Parti ile koalisyonu kabul etsin diye, AK Parti Deniz Baykal’ın Meclis Başkanlığı’nı kabul edecekmiş.
Hatta etmiş, Hatta bu iş bitmiş. Hatta koalisyon hesapları da yapılmış. Hayırlı olsunmuş.
Böyle bir kurguyu akıl almıyor. AK Parti daha kapağı açılmamış, cetveli kalemi tutulmamış bir koalisyon için Meclis Başkanlığı’nı yüzgörümlüğü olarak verecekse o partiye geçmiş olsun. O siyasete de geçmiş olsun. Bu palavraya inanan medyaya ve kulisçilere ise iki kere geçmiş olsun.
Meclis Başkanlığı yüzde 41 oy almış ve Meclis’teki en büyük gruba sahip partinin hakkıdır. Teamül de siyasi ahlak da bunu gerektirir. Tam tersine bu kadar bariz bir hak ve usül varken başkanlığı AK Parti’den istemek ayıptır. Şunu da söyleyelim isteyen ve pazarlık yapan da yok. Veren zaten yok! Sözümüz böyle olduğuna inanan ve toplumu da inandırmaya çalışanlara...
Netice... Son tura AK Parti’nin adayıyla Baykal kalır. Ya akla yatkın olan senaryoya göre en çok oyu olan AK Parti adayı Meclis Başkanı olur ya da akılalmaz olan gerçekleşir ve CHP-MHP-HDP ortak oy verir! İki kere iki dört. Bunun dışında ne senaryo olabilir ne de kulis... Hepsi palavradır.
Bilhassa da AK Parti’nin önünü ilikleyip, başını eğip “Ne olur Başkanlığı alın da yeter ki bizimle koalisyon kurun” dediği palavradır.
Manzara ortada... AK Parti’siz bir koalisyon olamaz, AK Parti’yle ortak olmayan partinin lideri de yerinde rahat kalamaz. Şu halde eğer biri yapacaksa AK Parti’nin değil muhalefetin jest yapması gerekir.
Mesele budur... Önümüzde uzun ve meşakkatli koalisyon yılları varken atıp tutmamak, heveslenmemek, coşmamak lazımdır. Yani, palavra ve isabetsiz hesap yapma kontenjanını erken tüketmemek lazımdır.
