Polisi geri çekin gençleri dinleyin

Polisi geri çekin gençleri dinleyin

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör protestolarında vicdan yaralayan tablo... Türkiye’nin ortak değeri olan öğrencilerin okul yolunda ablukaya alınması ve kampüsteki sert gözaltılar öfke uyandırdı. Şiddet söz konusu olmadığı halde sürece polisin dahil edilmesi ve eylemlerin siyasi istismar konusu haline getirilmesi de tepki çekti. Kamuoyunda ‘Çözüm şiddet değil, bu gençlerin ne istediğine kulak vermek’ çağrıları yapıldı.

KILIÇDAROĞLU: Liyakati savundukları için gençlerin gözaltına alınması kabul edilemez. Rektör Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermeli. 

AKŞENER: Büyüklerin görevi hangi görüşte olursa olsun gençlerin önündeki dikenleri ayıklamak. Erdoğan bir defacık gençlere mentörlük yapsın. 

DAVUTOĞLU: Akademik özgürlük ortamını korumak toplumun ortak görevi. Aklı selime dönülmesi ve konuşulabilir bir zeminin inşa edilmesi gerekiyor. 

BABACAN: Yeter artık, inadınızdan vazgeçin. Öğrencileri derhal salın, üniversitelerde de seçimi esas alın. Gençleri rahat bırakın. Duruşumuz budur. 

"SÜRÜKLENDİM, ÇIKAN BAŞÖRTÜMÜ TAKMADILAR" 

‘Dışarıdan rektör’ protestolarında gözaltına alınan Şeyma Altundal, gördüğü şiddeti anlattı. Avukatlarıyla paylaştığı mektupta yerde sürüklendiğini söyleyen Altundal “Başörtüm açıldı. Polis aracına ters kelepçe yapılarak bindirildim ve başörtümü yeniden takmama izin verilmedi” dedi.

karar-manset-3-subat.jpg

REKTÖR İSTİFA EDİP ÇİRKİN DURUMA SON VERSİN

Rektör protestolarının sürdüğü Boğaziçi’nde öğrencilere polisin orantısız şiddeti ve 159 gözaltı öfke uyandırdı. Sosyal medyada binler, şiddet yokken yapılan müdahayeyi kınadı.

Olanlara tepki gösteren Kılıçdaroğlu, rektör Melih Bulu’ya istifa çağrısında bulundu. Davutoğlu da yaşananların kaygı verici olduğunu ifade etti. Babacan ise “İnadınızdan vazgeçin. Gençleri rahat bırakın” dedi. 

Boğaziçi Üniversitesi’nde AK Partili Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanması üzerine başlatyan protestolar sürüyor. 1 Ocak’ta yapılan atama sonrası başlayan gösteriler haftasonu yasakları dışında bugüne kadar devam etti.

Ancak geçtiğimiz hafta üniversite önünde düzenlenen sergide yer olmadığı için ‘Kabe’ yerine ‘Şahreran’ın tasvir edildiği resim yere konulmuştu. Buna tepki gelmesi üzerine 7 öğrenci gözaltına alınmış 2’si de halkı kin ve düşmanlığa tahrikten tutuklanmıştı.

Buna sosyal medyada tepki gösteren Boğaziçili öğrenciler öğrenciler de önceki gün protesto düzenlemek için buluştu. Okula giden cedde üzerine yürüyüşe geçen öğrenciler polisin durduk yere müdahalesiyle karşılaştı.

Okulu tamamen ablukaya alan emniyet güçlerinin orantısız sert müdahalesi sonrası 159 öğrenci gözaltına alındı. 98’in ifade işlemleri sonrası serbest bırakılırken 61’inin ifade eişlemleri sürüyor.  

YÜZBİNLERCE ‘AŞAĞI BAK’ TEPKİSİ: Polisin ortada hiç bir ters durum yokken yaptığı müdahale sert tepkilere neden oldu. Polisin yürüyüş sırasında söylediği ‘Aşağı bak’ sözlerine ‘Aşağı bakmayacağız’ etiketi altında yüzbinlerce paylaşım yapıldı. ‘Aşağı bak’ sözüne sanatçılar Twitter’dan karşı çıktı.

‘AşağıBakmayacağız’ etiketi altında binlerce paylaşım yapıldı. Sosyal medyadan yüzbinlerce kullanıcı muhalefet liderleri, milletvekilleri sivil toplum kuruluşları yaşananları sert sözlerle hedefe koydu. Emniyet genel Müdürlüğü ise kendini “Polis ‘aşağı bak’ değil ‘aşağıdan’ dedi” sözleriyle savundu.

Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan Müslüman Öğrenciler Grubu ise “Tutuklu ve gözaltında olan arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır. Kayyum rektörler geri çekilmeli, rektörler demokratik seçim yoluyla belirlenmelidir” açıklamasını yaptı. 159 öğrenci gözaltına alınması sonrası başta CHP’liler olmak üzere çeşitli partilerden çok sayıda milletvekili ve avukat destek için İstanbul Emniyeti önünde bekledi.  

ÖĞRENCİLERİ DİNLEYECEĞİM: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da Boğaziçi’indeki polis müdahalesi üzerine “Birileri istedi diye gençler tutuklama kolaycılığına heba edilemez. Eşit, özgür, onları yere baktırmayan, fırsat eşitliği olan bir ülke sağlamalıyız” dedi. Gözaltılara liderlerden de art arda tepkiler geldi.  

MELİH BULU GÖREVİ BIRAKMALI: Kemal Kılıçdaroğlu: Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez… Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir. Haksızlığa boyun eğmeyen Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleriyle #AslaAşağıBakmayacağız diyen gençlerimizle ve aileleriyle beraberiz.  

YAŞANANLAR KAYGI VERİCİ: Ahmet Davutoğlu: Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlar kaygı vericidir. Üniversitelerimizde akademik özgürlük ortamını korumak toplumun ortak görevidir. Bir an önce aklı selime dönülmesi, konuşulabilir bir zeminin inşa edilmesi gerekmektedir. Sorunlar, gözaltılarla değil konuşularak çözülür.  

GENÇLERİ RAHAT BIRAKIN: Ali Babacan: Yeter artık, inadınızdan vazgeçin. Gözaltına alınan Boğaziçili öğrencileri derhal salın, üniversitelerde de seçimi esas alın. Gençleri rahat bırakın. Duruşumuz budur. 

GENÇLERE KULAK VERİN: TÜSİAD, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlara ilişkin yayınladığı basın açıklamasında “Gençler zekaları, eğitimleri ve umutlarıyla ülkemizin geleceğidir. Boğaziçi Üniversitesi ve tüm üniversitelerde gençlerin sesine kulak vermeye, bilime, fikir özgürlüğüne ve uzlaşıya dayanan değerleri yaşatmaya odaklanmalıyız” çağrısında bulundu. 

bogazici.jpg

İSTANBUL VE ANKARA’DA YENİ GÖZALTILAR 

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin rektör atanan AK Partili Melih Bulu’yu protesto etmek ve gözaltına alınan, tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmasını istemek için Kadıköy’deki eylemine polis müdahale etti. Biber gazı ve plastik mermi kullanılarak yapılan müdahalenin ardından öğrencilerden bazıları gözaltına alındı.

Beşiktaş’taki Kadıköy motor ve vapur iskelelerinin önünde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kadıköy’e geçmek isteyen gençlerden bazılarına, kimliklerini isteyerek Genel Bilgi Toplama (GBT) sistemi sorgusu yapıldı. Boğaziçi Dayanışması, Boğaziçi Üniversitesi’nin bulunduğu Hisarüstü mahallesinde de otobüs duraklarında bazı öğrencilerin gözaltına alındığını bildirdi.

Öte yandan, İstanbul’daki şiddet Başkent’e de sıçradı. Boğaziçi öğrencilerine destek olmak için Kızılay’da basın açıklaması yapmak isteyen üniversitelilere polis müdahale etti. Biber gazının kullanıldığı müdahalede bazı katılımcılar gözaltına alındı. 

SÜRÜKLENDİM, BAŞÖRTÜM DÜŞTÜ TAKMAMA İZİN VERMEDİLER  

Boğaziçi Üniversitesi’nde önceki günkü eylemlerde gözaltına alınan öğrencilerden Şeyma Altundal, gözaltına alınırken gördüğü şiddeti avukatları ile paylaştı.

Gözaltına alınmak istenirken polisler tarafından yerde sürüklendiğini, başörtüsünün açıldığını belirten Altundal, polis aracına ters kelepçe ile bindirildiğini ve başörtüsünü takmasına izin verilmediğini söyledi.

Altundal, avukatları aracılığıyla paylaştığı mektupta, kendisini gözaltına alan polise başını örtmek istediğini belirttiğini, polisin ise “Ben örteceğim senin başını. Eğ başını görürsün sen” şeklinde cevap verdiğini kaydetti.

KARAR’a konuşan Av. İbrahim Kibar, mektubu ve Şeyma Altundal’ın yaşadıklarının doğruluğunu teyit ederek, kendisinin hala Vatan Emniyet’te gözaltında tutulduğunu kaydetti. 

bogazici-detay.jpg

HOCALARDAN ÖĞRENCİLERE DÖVİZLİ DESTEK 

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, Güney Kampüs’te bir araya gelerek rektörlük binasına sırt dönme eylemlerine devam ettiler. Akademisyenler, dünkü eylemler sırasında 159 kişinin gözaltına alınmasını protesto etti.  

Öğretim üyeleri “Aşağı bakmıyoruz, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” pankartı ve üzerinde 159 yazan dövizler açtı. Galatasaray Üniversitesi hocaları Boğaziçi’ne destek açıklaması yaptı.  

BAĞIMSIZ YARGI OLMADAN SORUNLAR ÇÖZÜM BULMAZ  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa sözlerini değerlendiren Babacan güçler ayrımına, yargı bağımsızlığını işaret etti. “Türkiye’yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, bağımsız yargıya inanmıyor. İki faktör olmadan Anayasa’nın neresine değişiklik getirirseniz getirin, sorun çözüm bulmaz” dedi. 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, geçen hafta diğer siyasi partilerle güçlendirilmiş parlamenter sistemin detaylarıyla ilgili diyalog süreci başlattıklarını dile getirdi.

Babacan, “Bu niyetimizi Sayın Kılıçdaroğlu’na ve heyetine ifade ettik, onlar da bu süreci başlatmayı kabul ettiler. Perşembe günü Sayın Akşener’i, pazartesi günü sayın Davutoğlu’nu ziyaret edeceğim. Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle de istişare ve diyalog sürecini başlatmak istiyoruz. Bu sistemin en önemli özelliklerinden bir tanesi yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır. Türkiye’nin en önemli ihtiyacı budur” dedi. FOX TV’de Çalar Saat programına telefonla bağlanan Babacan şöyle devam etti:   

ZİHNİYETİYLE İLGİLİ SORUNU VAR: Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili ilk adımı atmamızın hemen arkasından Sayın Cumhurbaşkanı’ndan Anayasa ile ilgili bir açıklamanın gelmesi gerçekten düşündürücü. Henüz detaylarını ve ne amaçladıklarını bilmiyoruz.

Türkiye’yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor. Bu iki faktör olmadan Anayasa’nın neresine ne değişiklik getirirseniz getirin, ülkenin sorunlarına çözüm getiremezsiniz. Ülkenin sadece yönetim sistemi sorunu yok, aynı zamanda yönetenlerin zihniyetiyle ilgili ciddi sorunu var. 

ÖĞRENCİYE ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ: Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gelişmeler hepimizi kaygılandırıyor. Hükûmetin kutuplaştırma ve ötekileştirme üzerinden ürettiği iç siyaset artık ülkeye büyük zarar vermeye başladı.

Ülkenin hiçbir sorununu çözemeyen yönetim, tamamen düşmanlıklar üzerinden kamuoyunu meşgul ediyor. Bu son derece tehlikeli bir durum. Dün 159 gencecik arkadaşımız gözaltına alındı. Öğrencilere şiddet uygulandı. Yazıktır, günahtır. Burası Türkiye’nin en güzide üniversitelerinden birisi. Hiçbir kurumda öğrencilere karşı böyle bir uygulama kabul edilemez.   

DİNİ DUYGULARI İSTİSMAR ETMEYİN: Dinimizin kutsallarına kimse dokunamaz, kimse saldıramaz. Türkiye’de inanç özgürlüğüne müdahale etmeye kimse cüret edemez. Ancak münferit olaylardan hareket ederek halkımızın dinî duygularını istismar edecek bir şekilde ötekileştirme ve kutuplaştırma, hükûmetin ve elindeki propaganda makinasının maalesef kötü bir alışkanlığı haline geldi.  

ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLDUĞUNU HATIRLASIN VE GENÇLERİ REHBER ALSIN  

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katılımıyla, İYİ Parti Gençlik Kolları. 3. kuruluş yıldönümünü kutladı. 3. yaş pastasıyla başlayan kuruluş yıldönümü kutlamasında konuşan Akşener, partinin kuruluş sürecindeki zorlukları hatırlattı.

Konuşmasına devam eden Akşener “Biz büyüklerin görevi hangi siyasi görüşe olursa olsun hangi hayat felsefesinde yaşıyor olursa olsun o gençlerin önündeki çakıl taşlarını, dikenleri ayıklamaktır. Ben bugün iddia ediyorum biz yaştakilerin, önce sayın Erdoğan’a tavsiyem budur, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmayı bir defacık başararak, siz gençlerin kendi partisinin gençleri olsun razıyız tersine mentorluklarını bir görsün bakalım.

Sayın Erdoğan’ın tecrübesiyle gençleri mentorluk etme gibi bir görevi var ayrı ama kendisine tavsiyem bir defacık Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlasın ve o gençlerin mentorluğunu bir görsün. ‘Z kuşağı z kuşağı, gençler gençler’ diyerek Türkiye’de herkes uzman oldu ama kimse gözünüzün içine bakıp bu genç ne yer ne içer ne düşünür neyle karşılaşır demiyor. Bunu öğrenmenin yolu tersine mentorluktur. Sizden öğrenecek çok şeyimiz var. Sizden öğrenmeye hazırız, ben bunu yapıyorum. Soru soruyorum anlatıyorlar, onlar bana soru sormuyorlar.  

Çiftçi Buluşması’nda konuşan Kılıçdaroğlu “Çiftçi haciz kıskancında. Traktörü, ineği, tarım araç gereçleri hacizli. Bunu yapan iktidara gayri milli derim” dedi. Hükümete “Siz çiftçiyi batırıyorsunuz”diye hedefe koyan CHP lideri ekledi: Teşvikler ödenmiyor. ‘Para yok’ diyorlar ama köprü geçişine garanti var. 5’li çeteye var size niye yok? Çiftçiyi kendi arka bahçeleri olarak görüyorlar ondan. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlenen Çiftçi Buluşması programında konuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Köylü gerçekten de bugün milletin efendisi mi? Bu sorunun cevabını siz biliyorsunuz” dedi. Boğaziçi’nde yaşananlara ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu “Üniversiteler bilim yuvasıdır kavga yuvası değil. Akademik dünyası gelişmiş bütün ülkeler gelişmiştir. Boğaziçi Üniversitesi’nden söz etmek isterim. Orada güzel çocuklarımız okuyor, hepsi başarılı. O üniversitenin gelenekleri vardır.

Gelenekler bazen kanunlardan daha güçlüdür. Üniversiteye bir kişiyi atıyorsunuz üniversite kabul etmiyor. Sadece öğrenciler değil hocalar da kabul etmiyor. Olması gerek o üniversite hocasının “Ya kimse kabul etmiyor, büyüklük ben de kalsın ben buradan ayrılayım” demesi lazım. Aksi halde kaos çıkıyor. 80 öncesi ve sonrasını iyi hatırlarsınız bir sürü insan hayatını kaybetti. Kimi sağ kimi sol dedi, gençlerimiz birbirini öldürdü. Türkiye böyle bir şeyin içine sokulmamalı. Öğrenciler istemiyor, öğretim üyeleri de istemiyor. Bir aydan fazladır bir yardımcı bile bulamadı o zaman çekilmesi lazım” dedi.  

ÇİFTÇİ İSYANINDA HAKLI: Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Sorunlarınızı biliyoruz. Tarım, dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektördür. Olmazsa olmaz sektördür. Bir çiftçi haykırıyor Denizli’den. ‘700 bin liralık borç faizi ile 2 milyon 300 bin liraya çıktı. Bütün her şeyimi, tarlamı bağladılar’ diyor, isyan ediyor. Haklı bu isyanında.

Çiftçi tarımı terk etmeye başladı son 18 yılda. 2002 yılında 26 milyon 579 bin olan ekilen tarım alanımız 2019’da 23 milyon hektara düştü. 3 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor şimdi. Ektiği zaman zarar ediyor çünkü. Bunu düşünmesi gereken siyasi otorite yani devleti yönetenler. 2011 yılında çiftçi tarım Bağ-kurlu sayısı 1 milyon 121 bin kişi. 2020 yılında 556 bin kişiye düşmüş. Bu insanların sosyal güvenliği ne olacak? Sosyal devlet bu insanlara bakmayacak mı?  

ÇİFTÇİYİ BATIRIYORSUNUZ: Gittiler, sanki Türkiye’de bütün araziler ekilmiş gibi Sudan’da ve Nijerya’da arazi kiraladılar. Bir hükümet kendi çiftçisi ile rekabet eder mi? Bizim pamuk, mısır, buğday, arpa üreticisi ne olacak? Batacak. Buna izin vermeyin. Çiftçiler için anayasal güvence var. Siz bunları uygulamıyorsunuz, çiftçiyi batırıyorsunuz.

Teşvikler ödenmiyor. “Para yok” diyorlar ama köprüden geçerken garanti var. 5’li çeteye var size niye yok? Çiftçiyi kendi arka bahçeleri olarak görüyorlar ondan. “Biz parayı ödemesek de bunlar gelir bize oy verir” diyorlar. “Paramı zamanında ödedin ödedin, ödemediysen oy moy sana” diyeceksiniz. Çiftçi haciz kıskancında. Traktörü, ineği, tarım araç gereçleri hacizli. Kanun “Bunları haczetmeyeceksiniz” diyor. Kanunu kim takar...  

ZAM YAĞMURU VAR: Zam yağmuru var. dünyanın en pahalı mazotunu Türk çiftçisi kullanıyor. E mazot desteği onu da zamanında vermiyorlar. “Deponun yarısı sizden yarısı bizden” dediler. Nerede bu deponun yarısı? Saray’lara taşınanlar bunu bilmezler.

İlaç, gübre, tohum, mazot, yem, su, elektrik ateş pahası. Zam yağmur var, önümüzdeki sene ne olacak bu çok önemli. Gayri milli bir siyasi anlayış ile karşı karşıyayız. Kendi çiftçisini değil, yabancı çiftçiye destek veren iktidara gayri milli derim kimse kusura bakmasın.  

ESNAFIN GÜNAHI NE: Herkesi terörist ilan etmeye başladılar. Esnafın ne günahı var? Sen aracıları kaldırıyor musun? Çiftçiye, üretene, alın terine destek veriyor musun? Buradan hükümete sesleniyorum, çiftçiyi yanında görmek istiyorsa bu faizleri silecek. Ne faizi ya? Çiftçinin alacağı var zaten senden. Hacizleri durdurmak lazım. Zaten batmış vaziyette. Siz üretmezseniz biz aç kalırız arkadaşlar.  

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN