Çocuklarda obezite alarmı: Fazla yedirmek beyindeki doyma merkezini bozuyor

Çocuklarda obezite alarmı: Fazla yedirmek beyindeki doyma merkezini bozuyor

Enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin bozulması olarak tanımlanan 'obezite' çocuklar arasında da giderek yayılıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, doydum diyen çocuklara 'yeterince yemedi' diye zorlayarak yemek yedirildiğinde beyindeki doyma merkezi eşiğini yukarı çektiğimizi kaydetti. Bozulan eşiği yerine getirmeni çok zor olduğunu dile getiren Dr. Seçkin, çocuklarda obezitenin önüne nasıl geçebileceğimize yönelik uyarı ve açıklamalarda bulundu.

Günümüzde insanlık için en tehlikeli rahatsızlıkların başında gelen obezite uzmanlara göre çocuklar arasında da salgın bir hastalık gibi giderek artıyor. Özellikle paketli, şekerli ve işlenmiş gıdalar tüketen çocukların risk grubunda olduğu obezite, ailelerin çocuklara yaklaşımlarıyla da doğrudan ilişkili. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, çocukların yaklaşık yarısında kilo sorunu olduğunu belirterek, ''Çocuk yemiyor' diye muhallebi, sütüne ya da yoğurduna bal-pekmez dökmek, bisküvi koymak yapılan en büyük hatalardan biridir. Çocuğu fazla yedirmek, beyindeki doyma merkezini bozar. Çocuğun sağlıklı kiloda kalması için anne ve babanın da beslenmesine dikkat etmesi ve hareketli bir yaşam benimsemesi gerekmektedir' dedi.

Dünya Obezite Federasyonu'na göre, önlem alınmaması halinde 2035'e kadar dünya nüfusunun yarısından fazlası fazla kilolu veya obez olarak sınıflandırılacak. Bu hızlı artış endişeleri de beraberinde getiriyor.

OBEZİTE BİRÇOK HASTALIĞA YOL AÇIYOR

HaberTürk'ten Demet Demirkır'ın haberine göre, çocukluk çağı obezitesiyle ilgili bilgiler veren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, 'Vücut Kitle Endeksini (VKE) tarama testi olarak kullanıyoruz. Buna göre VKE 30'u geçerse aşırı kilo, 35-40'ları geçerse de artık obezite tanısı koyuyoruz. Bu bebeklikte başlıyor ve sonradan bu kiloları vermek çok zorlaşıyor. Kilo verilemediğinde de ilaç ve obezite cerrahisi gibi yöntemlere başvurulabiliyor; öteki türlü birçok sağlık sorununa yol açıyor. Çocuklukta en çok kilo alınan yaşlar 5-7 yaşları ve ergenlik çağıdır. Bu yaşlarda kilolu olmak da erişkinlikte de kilolu olmaya yol açar' dedi.

Seçkin, aşırı kilonun kronik bir hastalık olduğunu ve bir numaralı ölüm nedeni olduğunu söyleyerek, 'Kanser, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kolesterol artışı, sık hastalanma, eklem-kemik sorunlarına yol açar. Aşırı kilo yüzde 25 oranında astım ve uyku apnesine de yol açar' diye konuştu.

SON 20 YILDA 3 KAT ARTTI

Obezitenin son 20 yılda 3 kat arttığını dile getiren Dr. Seçkin, 'Çocukların yaklaşık yarısında kilo sorunu var. 2-20 yaş aralığındaki çocuklarda obezite oranı yüzde 20. Obezitesi bulunanların yüzde 90'ında modern yaşam, işlenmiş endüstriyel gıdalar ve hareketsizlik en önemli etken' dedi.

'ÇOK YEDİRMEK DOYMA MERKEZİNİ BOZAR'

Çocuklarda aşırı kilonun nedenlerini aktaran Dr. Seçkin, 'Dünyada Batı tarzı beslenme gibi bir problem var. Türkiye'de beslenme türü Akdeniz beslenmesidir. Bu, kalbi koruyan ve aşırı kilonun önüne geçen bir diyet türüdür. Evde tencere yemekleri pişerken çocuklar maalesef işlenmiş gıdalara yöneliyor. Şekerli içecekler çok tüketiliyor. Şeker sürekli ve her öğünde tüketilen bir ürün haline dönüşmüş durumda. Ülkemizdeki bir problem de büyükanne ve büyükbabaların, torunlarını zayıf görmesi ve hemen beslemek istemesi. Çin’de çocuklarda aşırı kilo alımıyla mücadele programlarında büyükanne ve büyükbabalara verilen eğitimin çok önemli olduğu gözlenmiştir. Bizde de büyüklere böyle eğitimler verilebilir' şeklinde konuştu.

Her çocuğun nerede doyduğunu bileceği bir nokta olduğunu belirten Dr. Seçkin, 'Bizim bu noktayı bozmamamız lazım. Çocuk nerede doyacağını biliyor ama biz 'yeterince yemedi' deyip televizyonu kullanarak, çizgi film izleterek yedirmeye çalışıyoruz, evde peşinden giderek yedirmeye çalışıyoruz. O tabağı bitirdiğinde, beyindeki doyma merkezinin eşiğini çok yukarılara çekmeye başlıyoruz. Çocuk büyüdüğünde de daha fazla yiyor. Bozulan bu eşiği yeniden yerine getirmek çok zor' ifadelerini kullandı.

YEMEK YEDİRİRKEN BU HATALARI YAPMAYIN

Çocuk beslenmesinde yapılan bazı hatalar olduğunu kaydeden Dr. Seçkin, sözlerine şöyle devam etti:

"Çocuk yemek yemek istemiyorsa onu zorlamamak lazım. Evde pişirilen sağlıklı yemek, oturup ailece birlikte yenmelidir. 'Çocuk yemek yemiyor' diye ona alternatif yiyecekler (işlenmiş) sunmak doğru değil. Çocuk gerekirse 2-3 gün yemek istemeyecek ama eninde sonunda acıkacak ve ailesinin de o yemeği yediğini görünce evde olanları yemeye başlayacak.

Daha küçük çocuklara da 'yemiyor' diye muhallebi vermek, süte veya yoğurda bal-pekmez katmak, bisküvi eklemek en büyük yanlışlardan biridir.

Ülkemizde sıkça yapılan hatalardan biri de kuru meyveler yedirmektir. Bunun çok sağlıklı olduğunu düşünürüz ama değil"

'YEMEK YENİLEN YERİN DEĞİŞMESİ DE SORUN'

Evde kalorili yiyecekler bulundurmamak ve çocuğu cezbeden yüksek kalorili hazır işlem görmüş gıdaları eve almamak gerektiğini belirten Dr. Seçkin, 'Bunlar evde olduğunda ve herkesin gidip kolayca erişilebileceği bir noktada bulunduğunda bu ürünlere karşı çıkmak da imkansızlaşıyor. Örneğin, atıştırmak için patates cipsi yerine doğada bulunan elmayı tercih etmek, markete girdiğimizde insan yapımı gıdalar yerine doğada doğal olarak bulunan gıdaları seçmek gerekir. Yemek yenilen yerin değişmesi de bir sorun. Ekran başında yemek, dışarıda yemek yemek veya dışarıdan yemek söylemek de kalori alımını artırıyor. Yine okul kantinlerinden paketlenmiş ürünler almak yerine evden sağlıklı beslenme çantası götürmek işlenmiş yiyeceklerin tüketilmesinin önüne geçiyor' ifadelerini kaydetti.

'ÇOCUKLARINIZLA YÜRÜYÜŞE ÇIKIN'

Hareketsiz yaşamın da çocuklarda kilo artışına sebep olduğunu kaydeden Dr. Seçkin, 'Günümüzde çok fazla okul çocuğu servisle ya da arabayla gitmesi gereken bir mesafede yaşıyor. Halbuki eskiden çoğu çocuk okula yürüyerek ya da bisikletle gidebilirdi. Şu anki koşul fiziksel aktiviteyi büyük ölçüde aksatan bir durum. Yine aynı şekilde çocukların oturduğu yerlere yakın oyun parklarının bulunmaması da hareket önündeki bir engel. Bu sebeple aileler mutlaka çocuklarıyla beraber vakit geçirmeli, birlikte yürüyüşlere çıkmalıdır' dedi.

KİLOLU ANNE VE BABANIN ÇOCUĞU DA KİLOLU OLMA EĞİLİMİNDE

Tıp ilerledikçe aşırı kilonun genetik yanının da ortaya çıkarıldığını söyleyen Dr. Seçkin, 'Kilolu anne ve babaların çocukları da kilolu olma eğiliminde oluyor. Bu nedenle daha farkında olup, ona göre beslenmek gerekir. Sofrada hızlı yemek yemek yerine lokmaları yavaş yavaş çiğneyerek yemek yiyeceğiz, eve karbonhidrat içeriği yüksek gıdalar almayacağız, sebze-meyve-salata tüketeceğiz, doğal ürünler yiyeceğiz, protein oranı yüksek gıdalar tüketeceğiz ve yaşam tarzımızı değiştirmeye çalışacağız. Hafta sonu mangal yapıp oturmak yerine Belgrad ormanında ya da sahilde yürüyüş yapmak, ip atlamak, top oynamak gibi planlar yapacağız' diye konuştu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN