Çocuklukta başlayan sessiz ısrar: OKB fark edilmiyor

Çocuklukta başlayan sessiz ısrar: OKB fark edilmiyor

Obsesif Kompulsif Bozukluk, artık yalnızca yetişkinleri değil, giderek daha fazla çocuğu etkiliyor. Zihne istem dışı gelen kaygı verici düşünceleri bastırmak için el yıkama, sayma, düzenleme gibi tekrar eden davranışlarla kendini gösteren OKB'nin çocuklukta fark edilmediğinde daha dirençli hale gelebileceği belirtildi. Uzmanlar, OKB’nin bir hastalık olduğunu vurgulayarak, ailelerin yargılamadan destek olması ve vakit kaybetmeden uzman görüşü alması gerektiğini ifade etti.

Son dönemde, daha önce yalnızca yetişkinleri etkilediği düşünülen Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), giderek daha fazla çocuğu etkilemeye başlıyor. Ellerini defalarca yıkayan, eşyalarını belirli bir düzende dizmeden rahat edemeyen veya sürekli “ya bir şey olursa?” diye kaygılanan çocuklar, bu bozukluğun potansiyel habercisi olabiliyor.

Çocuklarda sıklıkla görülen sık el yıkama veya oyuncakları belirli bir düzene göre yerleştirme gibi davranışlar, çoğunlukla fark edilmiyor veya büyüme sürecine bağlanıyor. Ancak uzmanlar, çocuğun bu hareketleri kaygı duymadan yapamıyorsa, düşüncelerini durdurmakta zorlanıyorsa ve tekrar eden davranışları günlük yaşamını etkiliyorsa, durumun Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) olabileceği uyarısında bulunuyor.

OKB: İSTEM DIŞI DÜŞÜNCELER VE YİNELEYİCİ DAVRANIŞLAR DÖNGÜSÜ

OKB, yalnızca temizlik veya düzen takıntısıyla sınırlı değildir. Bu durum, zihne istem dışı gelen düşünceler (obsesyon) ve bu düşüncelerin yarattığı gerginliği azaltmak için yapılan yineleyici davranışlarla (kompülsiyon) kendini gösteren bir ruhsal bozukluk.

Psikiyatri Uzmanı Bilge Çınar, aklından çıkmayan düşüncelerin tekrar eden davranışlara dönüşmesinin, çocuklukta başlayan OKB'nin habercisi olabileceğini belirtiyor. Çınar, "İstemediği düşünceler gelir ve bu kişiyi huzursuz eder. Bu düşünceler kişinin isteği dışında, kendi zihninde kurduğu şeklin dışında meydana gelir. Kontrol etme ya da kirlenmeye karşı bir obsesyon oluşabilir" sözleriyle durumu açıklıyor.

Bu obsesyonun yarattığı kaygıyı yatıştırmak için çocuk, sürekli aynı davranışları yapmaya başlar. Çınar, bu durumu şöyle detaylandırıyor:

"Mesela kapıyı kapattığını bilir ama emin hissetmez. Tekrar açar kapatır ya da yanındakine sorar: ‘Kapattım mı?’ Bu tür davranışlara kompülsiyon deriz. Obsesyonun yarattığı kaygıyı yatıştırmak için kişi bazı ritüeller geliştirir."

TANI ZORLUĞU VE NEDENLERİ: GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER

Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre OKB, her 100 kişiden 2-3’ünü etkiliyor. Ancak uzmanlar, çocuklukta bu oranın fark edilmediğini ve çoğu vakada tanının geç konulduğunu belirtiyor. Bunun temel nedeni, çocukların yaşadıkları sıkıntıyı genellikle “ayıplanırım” ya da “komik bulunurum” korkusuyla paylaşmamasıdır.

TRT Haber'in haberine göre; Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Bilge Çınar, çocukların böyle bir bozuklukla karşı karşıya kalmasının nedenleri arasında hem genetik yatkınlığa hem de çevresel faktörlere dikkat çekiyor. Çınar, "Kişinin doğduğu çevrede, annede babada benzer rahatsızlık varsa çocuk onların tepkilerini gözlemleyerek öğrenebiliyor. Ya da çocuk hayatında çok stresli bir dönemden geçerse, bazı bireylerde depresyon geliştiği gibi, bazılarında da OKB ortaya çıkabiliyor" şeklinde konuşuyor.

AİLELER NE ZAMAN UZMANA BAŞVURMALI VE TEDAVİ SÜRECİ

OKB’nin çocuktaki belirtileri bazen fark edilmesi zor şekillerde ortaya çıkabildiği için ailelerin dikkatli olması gerekiyor. Uzmanlar, özellikle bazı davranış kalıplarının tekrar ettiğini gözlemlenmesi halinde uyarıyor.

Bilge Çınar, "Eğer çocuğun çok fazla el yıkaması, temizlik takıntısı, tekrar eden sayma davranışları, bırakamadığı düşünceler gibi durumlar gözleniyorsa, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalı" çağrısında bulunuyor. Erken müdahale edilmediğinde, OKB'nin zamanla daha dirençli hale gelebileceği vurgulanıyor.

OKB'nin tedavisinde ilaç ve psikoterapi yöntemleri birlikte uygulanıyor. Ancak uzmanlar, tedavinin başarısında çocuğun çevresinden gördüğü tutumun en önemli unsur olduğunu belirtiyor. Etiketleyici ve yargılayıcı ifadeler kullanmanın çocuğun yalnızlaşmasına ve içe kapanmasına neden olabileceği uyarısı yapılırken, stresli dönemlerde semptomların ağırlaştığı da ifade ediliyor.

Çınar, ailelere destekleyici olmaları konusunda şu tavsiyelerde bulunuyor:

"Bu bir hastalık. Kişi bunları isteyerek, bilerek yapmaz. Aileler bu durumu kabullenip destek olmalı. Uzman görüşü alınmalı, ilaç ve terapi süreçleri aksatılmamalı." Erken müdahale ve doğru destekle çocukların sağlıklı bir gelişim sürecine kavuşabileceği belirtiliyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN