Güney Ecza Kooperatifi’nin 6–7 Aralık tarihlerinde Mersin’de düzenlediği Güneyde Eczacılık Kongresinin ana teması “Takviye Edici Gıdalar” oldu. Kongrede konuşan Prof. Dokgöz, takviyelerin vitamin, mineral, amino asit, protein ve çeşitli bitkisel ve biyoaktif bileşenlerin yoğun formda sunulduğunu belirterek, bu ürünlerin ilaç değil yalnızca destekleyici olduğu gerçeğinin çoğu tüketici tarafından göz ardı edildiğini söyledi.

TAKVİYE ÇILGINLIĞI BÜYÜK TEHLİKEYE DÖNÜŞÜYOR
Son yıllarda adeta bir trend hâline gelen takviye edici gıdalar, uzmanlara göre halk sağlığı açısından alarm veriyor. Bağışıklığı güçlendirme, enerji artırma, saç–cilt bakımı ya da hızlı kilo verme gibi vaatlerle piyasaya sürülen ürünler milyonlarca insan tarafından kontrolsüz şekilde tüketiliyor. Ancak Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Dokgöz, bu ürünlerin “doğal” olduğu düşüncesinin büyük bir yanılgı olduğunu söyleyerek, hızla büyüyen pazarın toksikolojik açıdan ciddi riskler barındırdığını vurguladı.

KONTROLSÜZ TÜKETİM ZEHİRLEYEBİLİR
Takviyelerin “doğal ve zararsız” olduğu algısının toplumda yaygınlaştığını belirten Prof. Dokgöz, bunun literatürde “Doğallık Safsatası (Naturalistic Fallacy)” olarak adlandırıldığını hatırlattı. Dokgöz, “Acil servise getirilen pek çok vakada yakınları ‘ilaç kullanmıyordu’ der. Ancak bitkisel kapsülleri ilaçtan saymazlar. Bu durum toksikolojik incelemeyi zorlaştırıyor” dedi.
Sosyal medya fenomenlerinin önerdiği bilinçsiz doz uygulamalarının ölümcül sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan Dokgöz, meşhur sözünü hatırlattı:
“Her madde zehirdir; zehir ile ilacı ayıran dozdur.”
PAZAR PATLADI: 29 BİN ÜRÜN, HER YIL BİN YENİ TAKVİYE
Küresel ölçekte takviye kullanımının rekor seviyeye ulaştığını belirten Prof. Dokgöz, FDA verilerine göre piyasada 29 binden fazla takviye edici gıda bulunduğunu ve her yıl yaklaşık bin yeni ürünün eklendiğini söyledi.
2017’de 140 milyar dolar olan küresel pazarın 2024’te 247,8 milyar doları aştığını, pandemi döneminde bağışıklık takviyelerine yönelimin tüketimi patlattığını belirtti.
Türkiye’de ise özellikle e-ticaretle birlikte takviye kullanımının yüzde 50’den fazla arttığı belirtiliyor. İnternet ve sosyal medya üzerinden kontrolsüz satışların, sahte ve tağşişli ürün riskini büyüttüğü ifade ediliyor.

“DOĞAL” OLAN DA ÖLDÜRÜR
Prof. Dokgöz, bitkisel ve organik maddelerin tamamen zararsız olduğuna dair yaygın inanışın bilimsel olarak doğru olmadığını vurguladı. Doğada bulunan birçok bileşiğin ölümcül etkiler gösterebildiğini şu örneklerle açıkladı:
- Botulinum toksini: Clostridium botulinum bakterisinden üretilen en güçlü doğal zehir.
- Risin: Hint yağı bitkisinden elde edilen güçlü bir biyolojik silah.
- Amanita phalloides (Köygöçüren) mantarı: Tamamen doğal bir mantar olmasına rağmen karaciğeri yok ederek öldürür.
“Toksisiteyi belirleyen şey bir maddenin laboratuvarda mı üretildiği yoksa topraktan mı çıktığı değil; kimyasal yapı, doz ve maruziyet süresidir” diyerek kaçınılmaz gerçeği vurguladı.
YANLIŞ DOZ VİTAMİNİ BİLE ÖLDÜRÜR
Yoğun ilgi gören vitamin takviyelerinin bile yanlış dozda kullanıldığında ciddi zehirlenmelere yol açtığını söyleyen Prof. Dokgöz, en kritik riskleri şöyle sıraladı:
- A Vitamini: Karaciğer toksisitesi, gebelikte sakatlık riski.
- D Vitamini: En sık görülen zehirlenme türü; hiperkalsemi, böbrek yetmezliği, kalp durması.
- E Vitamini: Kanama riskini artırabilir.
ADLİ TIPTA YENİ SORUN: “BİTKİSEL KAPSÜL”
Türkiye’de takviyelerin Tarım ve Orman Bakanlığı, ilaçların ise Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmesi, adli tıpta karmaşaya yol açıyor.
Prof. Dokgöz’e göre bazı kötü niyetli üreticiler ilaç etken maddelerini “takviye” adıyla piyasaya sürerek büyük sağlık riski oluşturuyor.
Şüpheli ölümlerde yalnızca ilaç kutularının değil, mutfaktaki bitkisel çaylar ve kapsüllerin de delil olarak toplanması gerektiğini söyleyen Dokgöz, metabolizmayı etkileyen bazı bitkisel takviyelerin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini belirtti. Özellikle greyfurt suyu etkisi oluşturan bitkiler dikkat çekiyor.
AVRUPA’DA 7 MİLYAR AVRO, TÜRKİYE’DE KONTROLSÜZ ARTIŞ
Avrupa’da 2009 yılında bitkisel ilaç ve takviye satışları 7 milyar avroya ulaşırken, Türkiye’de pazarın her yıl hızla büyüdüğü ifade edildi.
Prof. Dokgöz, 2023 itibarıyla küresel pazarın 170–180 milyar dolar aralığında olduğunu belirterek, Türkiye’de eczane dışı satışların artmasıyla risklerin daha görünür hâle geldiğini söyledi.
