Otizm, laboratuvar testleriyle doğrulanamayan bir nörogelişimsel durum. Tanı süreci, bireyin gelişim geçmişi ve davranışsal değerlendirmelerle yapılabiliyor; bu da süreci oldukça karmaşık hale getiriyor. Dünya çapında 5 milyondan fazla yetişkinin ve 2 milyondan fazla çocuğun otizmli olduğu tahmin ediliyor.
Epic Research’ün 2015–2024 arasında incelediği 338 binden fazla vaka, son yıllarda tanı yaşının düştüğünü gösteriyor. 2015’te ortalama 7 olan tanı yaşı, 2024’te 6’ya indi. Ancak bu değişim erkek çocuklarında daha belirgin oldu: Erkeklerde tanı yaşı 7’den 5’e düşerken, kızlarda hâlâ ortalama 8 seviyelerinde kaldı.
2024 verilerine göre, erkek çocuklarının yüzde 44’ü 5 yaşından önce otizm tanısı aldı. Kız çocuklarında bu oran yüzde 34’te kaldı. Yetişkinlik döneminde tanı konan kadın oranı ise yüzde 25 ile erkeklerin iki katı (yüzde 12).
“KIZLARDA SESSİZ BELİRTİLER GÖZDEN KAÇIYOR”
Uzman Dr. Brian Harris, bu farkı şu şekilde açıklıyor:
“Erkek çocukları genellikle daha belirgin davranışlarla dikkat çekerken, kızlar otizmi daha incelikli şekilde gösteriyor. Bu nedenle kızlarda teşhis daha geç yapılabiliyor.”
OTİZM GÖRÜLME SIKLIĞI HIZLA ARTTI
1960’larda otizm yalnızca her 10 bin çocuktan 2–4’ünde saptanırken, tanı kriterlerinin gelişmesiyle birlikte oranlar hızla yükseldi. 2000 yılında her 150 çocuktan birine otizm tanısı konuldu.
Son yıllarda ise Asyalı, Siyah ve Hispanik çocukların tanı oranları beyaz çocukları geçti. Uzmanlar bu durumu artan farkındalık, tarama programlarının yaygınlaşması ve sağlık hizmetlerine erişimdeki iyileşmelerle ilişkilendiriyor. Bunun yanında, bazı araştırmacılar çevresel etkenlerin –özellikle işlenmiş gıdalar ve kimyasalların– olası etkilerine dikkat çekiyor.
Çocuklarda tanı genellikle 5 yaş civarında konuluyor; ancak aileler ilk belirtileri çoğu zaman 2 yaşında fark ediyor. Uzmanlar, otistik bireylerin yürüme şekli gibi fizyomotor farklılıkların daha detaylı incelenmesi gerektiğini belirtiyor.
