EuroLeague’de bir çift maç haftası daha geride kalırken sezon kötü bir başlangıç yapan Fenerbahçe Beko, 2’de yaparak kazanma alışkanlığını perçinledi. Shane Larkin önderliğindeki Anadolu Efes ise, Bayern kazasını geride bırakarak aldığı 2 galibiyetle çıkışını sürdürdü.
BİLGEHAN UÇAK
Bir çift maç haftasını daha geride bırakırken Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım. Fenerbahçe, iki maçı da içerde oynadı. Önce Maccabi’yi (90-79), ardından Baskonia’yı (75-53) rahat geçtiler. Vesely ve De Colo ışıl ışıl parlarken Henry de iyi katkı verdi. Polonara ve Booker da verimli bir oyun sergiledi. De Colo’nun Baskonia maçındaki 6 top çalması ise kendi adına bir rekor. Fenerbahçe, bu iki galibiyetle alt sıralardan kurtulup yeniden görmek istediğimiz zirveye doğru yürüyüşe geçti. Dörtte dördün üstüne haftaya Lyon deplasmanı var, Asvel’le oynayacaklar. Neden beşte beş olmasın ki?
Anadolu Efes’in rakipleri de aynıydı, tek fark Maccabi ile Tel Aviv’de oynamalarıydı. Baskonia’yı 87-72, Maccabi’yi de 92-78 ile geçtiler. Maccabi maçında Larkin’i izledik. 37 Verimlilik Puanı aldı. Ama Micic maçı -4 ile bitirdi, 6’da 0 üçlük isabetiyle. Ama Baskonia maçının yıldızı ise 24 sayı ve 31 Verimlilik Puanı ile oydu. Bu dengesizlik Micic açısından da Anadolu Efes açısından da düşündürücü. Haftaya içerde Kızılyıldız. Bayern kazası hariç Efes’in seriye devam edeceğini tahmin ediyorum.
Gelelim, lider Barcelona’ya. Higgins, Calathes ve Abrines yok ama Mirotiç yanına bir yardımcı buldu mu kazanıyorlar. Belgrad’da Kızılyıldız’ı, Atina’da ise Panathinaikos’u geçmeyi başardılar. İlk maçın en göze çarpan ismi Nigel Hayes-Davis’in ikinci maç öncesinde Kovid-19 testi pozitif çıktı. Oynamadı. Ama geçen hafta da söylemiştim Laprovittola çok formda. Hafta arası da performansını devam ettirdi.
Kovid-19’un vurduğu bir başka takım da Real Madrid’di. Coach Pablo Laso ve Thomas Heurtel yoktu son maç. İçerde Alba Berlin’i çok rahat geçtiler. Anthony Randolph’un çok uzun sakatlığının bitmesi ve sahalara dönmesi sevindiriciydi. Milano deplasmanında kazanmaları ise çok önemliydi. Gerçi maçın sonunda yapılmaması gereken ne varsa yaptılar ama gene de Milano’ya süre yetmedi. Rudy Fernandez gençlik günlerini hatırlatan kesitler sundu. Causeur genel olarak iyiydi. Ben senelerdir bu Jeffrey Taylor nasıl oluyor da bu seviyede, Real Madrid’de oynuyor hiç anlayamıyorum. Şu maçları izledikçe de anlayamamaya devam ediyorum.
Milano ise ilk maçta Panathinaikos’u farklı yendi. Üçüncü çeyrekte maç koptu. Messina’nın takımında bir sorunlar hissediliyor. Şimdi bunu söylemek EuroLeague otoritelerince suç bile kabul edilebilir ama bene modası çoktan geçmiş biri Messina. Takımın skor yükünü sırtlayan isimlerden Shields’ın sakatlanması ise kötünün kötüsü oldu. Bir ay kadar oynayamayacağı söyleniyor.
Messina’dan kötüsü ise Itoudis. CSKA’nın kadrosu çok iyi ama hoca müsrif. Kazan’dan Moskova’da fark yediler. Luke Sikma, Koumadje ve Olinde yokken Alba Berlin’i güçbela geçtiler. Çıkan haberlerde maaşların yüzde onunun ceza olarak kesileceği söyleniyordu. Doğru mu bilmiyorum ama CSKA alıştığımız görüntüsünden çok uzak. Bu arada, Kenneth Faried’le de yollar ayrıldı.
Dengesiz Fransız takımların başında gelen Monaco’da ise Mike James’in Coach Mitrovic’le atışması son haftaların gündemiydi. James kazandı, Mitroviç’le yollar ayrıldı. Yerine gelen Saşa Obradoviç’le de ilk maçında Monaco, Kaunas deplasmanında Zalgiris’i uzatmada geçti. Maçın yıldızı pek tabii ki Mike James’ti. 20 sayı, 14 asist, 5 ribaunt ile 31 Verimlilik Puanı. Bu kaprisli oyuncular başa bela. Sevmedi mi oynamıyor, oynatsan bir türlü oynatmasan bir türlü… İkinci maçta ise Zenit’e içerde kaybettiler.
Zenit haftanın ilk maçında da Asvel’i yenmişti. Fransa yolculuğu onlara pek iyi geldi. Olympiacos, Bayern’i ve Asvel’i Pire’de darmaduman etti. Bayern Münih ise sallanıyor. Kızılyıldız’a karşı Corey Walden bir türlü o şutları sokamayınca yenildiler. Haftaya Real Madrid-CSKA maçı var. Ama Kovid-19 belası gene başladı. Bakalım, bu kadar yolculuk yapılan bir sezonu tamamlayabilecek miyiz…
