Tarih boyunca insanların sorguladığı bir durum olan hayvanlarla konuşmak veya iletişim kurmak tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Geçmiş yüzyıllardan beri türlü yollarla bağ kurduğumuz hayvanlar, dünya üzerinde insanlardan sonra gelen önemli mahluklardan biridir. Çeşitli alanlarda insanların önemli ihtiyaçlarını karşılayan bu varlıklar, beslenmeden taşımacılığa, giyimden sağlığa kadar insanoğluna değer katmıştır.
Önceleri insanların beslenmesine yardımcı olan hayvanlar, atların evcilleştirmesinin ardından daha da değer kazanarak insanların kilometreler kat etmesine yardımcı olmuştur. Sonraları giyim alanında kullanılan hayvan derileri, soğuk havalarda giyilen kürk olmak üzere hala önemini koruyor.
Öte yandan, insanoğlunun ihtiyaçlarını bu denli karşılayan hayvanlarla iletişim her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu konuda mucizelerle dolu olan tarihin yanı sıra, modern dönemde ciddi araştırmalar yapılmıştır. İletişimin tek yolunun konuşmak olmadığını savunan bilim insanları, bu sorunun bir gün çözüleceğini düşünüyor.
ALTI TÜR İNCELENDİ
Yeni yapılan bir çalışmada, insanların hayvan seslerini anladığını ortaya koyuyor. Royal Society Open Science dergisinde araştırmanın bulgularını yazan Elodie Briefer ve arkadaşları, altı hayvan türünün (at, domuz, keçi, sığır, yabani atlar ve yabani domuzlar) seslerini inceledi. Ekip, sesin yüksek bir kalp atış hızı veya hareketle çıkarılıp çıkarılmadığını ve sesin yiyecek beklentisi gibi olumlu bir bağlamda mı yoksa olumsuz bir bağlamda mı çıkarıldığını tespit etti.
Araştırmacılar, insanların domuzlar, atlar ve keçiler de dahil olmak üzere hayvanların seslerine dayalı olarak duyguları hakkında iç görü toplayabildiğini keşfettiler. Ekip, bulguların, bir hayvanın duygularının ne kadar yoğun olduğu gibi seslerdeki belirli noktaların türler arasında benzer bir şekilde iletildiğini öne sürdüğünü söylüyor.
İNSANLAR DOĞRU BİLDİ
Briefer, "Bildiklerimize gerçekten güvenemeyiz çünkü türler arasında çok farklılık gösteriyor. Türlerin duyguları ifade etme biçimleri arasında, hatta yakın akraba olanlarda bile pek çok farklılık var" dedi. Ekip, sırasıyla daha yüksek ve daha düşük duygusal yoğunluğu temsil edecek şekilde öfke veya korku içinde söylenen anlamsız konuşma kayıtlarını ve olumsuz veya olumlu bir bağlam oluşturmak için kızgın veya neşeli bir şekilde kullandı.
Araştırmacılar, 48 ülkeden bin 24 katılımcıdan hayvan seslerini dinlemelerini istedi. Sonuçlara göre, genel olarak katılımcıların hayvanın duygusal yoğunluğunu yüzde 54.1 ve duygu türünü yüzde 55.3 oranla doğru olarak derecelendirdiğini ortaya koyuyor.
