Bugün 28 Şubat.
O malum ve meşum dönemin yıl dönümü. Üzerinden tamı tamına 24 yıl geçmiş.
Ve bugünlerde ondan üç yıl öncesinin ruhu dolaşıyor aramızda. 1994 ruhu.
Ak Parti için o ruh aranıyor ve İstanbul il kongresi ile iş başına gelen kişi ile Ak Parti’nin o ruhu yakalayacağı ifade ediliyor.
O ruhun yakalanması belli ki Ak Parti’de bir süredir eksikliği hissedilen canlılığı sağlayacak ve derde derman olacak.
1994 ruhu, İstanbul’u alan ruh ve bugün üstelik Ak Parti merkezi iktidarı kontrol ederken İstanbul gitmiş. Sadece İstanbul mu, Ankara gitmiş, Antalya gitmiş, 11 büyük şehir gitmiş.
İlerde 2023 seçimleri var, ölümüne sahip çıkılan bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var, onun için yüzde 50 artı 1’lik bir oy lazım, bunun için hep cicim ayları içinde gözüken ama çok sıkıntılı olduğunu ve Ak Parti’ye bedel ödettiğini hemen herkesin bildiği garip ittifaklar tesis edilmiş, buna rağmen o oy oranı Kaf Dağı’nın arkasında gibi gözüküyor.
1994 ruhu o işin ilacı gibi gözüküyor Ak Parti dünyasına.
Bulunan isim Osman Nuri Kabaktepe. İktidar cenahında yazılanlara baktığımızda Osman Nuri Kabaktepe ile Ak Parti’ye en azından İstanbul için 1994 ruhunun geleceği, onunla İstanbul’un alınacağı, İstanbul alınınca da tıpkı 1994 sonrası gibi Tayyip Erdoğan’ın tırmanış seyrinin yeniden yakalanacağı var sayılıyor.
Kim kendisine böylesine misyon ve umut yüklenen bu sihirli isim?
Kendisi ile tanışmadık, ama bütün referanslar onun kaliteli bir insan olduğunu ifade ediyor.
İlginç olan şu ki o Milli Görüş kökenli, o iklimde yetişmiş, hizmet vermiş. Bir görev adamı.
Ne yani, Tayyip Erdoğan milli görüş kökenli değil mi, diyeceklere hatırlatılacak bir şey var ki, Ak Parti, dolayısıyla Tayyip Erdoğan yola çıkarken en vurgulu mesaj olarak “Milli Görüş gömleğini çıkardık” diye seslenecek, Osman Nuri Kabaktepe ise, o zamandan bugüne Milli Görüş çizgisinde devam edecektir.
Şimdi… yüzde 50 artı 1 arayışı içinde Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı’na dahil edilmesi çabalarının sürdürüldüğü bir zamanda Osman Nuri Kabaktepe ismiyle birlikte 1994 ruhunun telaffuz edilir hale gelmesi, aslında Ak Parti’nin yeniden toparlanması için yeniden Milli Görüş diyarına yönelmesi diye okunuyor.
Milli Görüş gömleğinin çıkarılması ve yeniden giyilmesi… Bir tür ba’sü ba’del mevt - Öldükten sonra diriliş.
Evet, Ak Parti bir tür yeniden diriliş arıyor. Dillerdeki “Diriliş” sözcüğü, bir ba’sü ba’del mevti çağrıştırıyor.
İlginç bir farklılık var yalnız.
1994 ruhu, önü 28 Şubat’lara kadar çıkan nefes alma zorluğunun yaşandığı bir baskı döneminin direncini ve özgürlük tutkusunu ifade ediyordu. Hem özgürlük talebinde haklıydı hem önerdiği “Adil düzen” ile bir yandan kurulu düzenin çarpıklığının altını çizerken bir yandan da ülkenin önüne koyduğu ufuk olarak iyilik vaadinde bulunurken haklıydı.
1994 ruhunun üzerine 28 Şubat geldi, benim “İslam’ı azaltma operasyonu” diye tanımladığım bir süreç yaşandı. Pek çok şey biçildi. “28 Şubat bin yıl sürecek” denirken, ardından ilk seçimde iktidara gelecek olan bir neşvünema gerçekleşti.
Şimdi 1994 ruhunun arandığı günlerde Ak Parti 19’uncu iktidar yılını yaşıyor.
İlginç olan ne denirse, bugünkü iktidar, geçmişte aynı kadroların şikayet ettiği konularda şikayete muhatap olan bir “Kurulu düzen” durumunda. İnsanlar Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu iktidara karşı “Adil düzen” talebini seslendiriyor.
Sanki Osman Nuri Kabaktepe ile Ak Parti bir “iletişim atağı” gerçekleştirdiğini düşünüyor.
Soru şu: Kabaktepe bir iletişim aparatı hüviyeti ile mi önem taşımaktadır yoksa, taşıdığı değerler sembolizmi ile mi?
Sanki birileri “Bizde her şey var da kitlelerle iletişim heyecanı düştü, onu canlandırmalıyız” yaklaşımında, bir kesim ise “Ahlaki üstünlüğü kaybettik, bir değer enjeksiyonu lazım, Kabaktepe ile o gelecek” ümidinde…
Nasıl bir beklentinin muhatabı Kabaktepe?
Şöyle bir soru sorulabilir: Osman Nuri Kabaktepe, Cumhur İttifakı bileşenlerine nasıl bakıyor, MHP ile ilişkiye, Perinçek’in iktidarı gölgelemesine nasıl bakıyor? Ak Parti’nin yaşadığı sıkıntıda bu iki partinin ideolojik perspektifinin ve ürettiği algının yansımaları var mı?
Saadet Partisi milli görüş çizgisinin siyasi yapısı olarak orada duruyor ve bir süredir hukuk, ekonomi, insan hakları alanlarında iktidara çok etkili itirazlarda bulunuyor.
Osman Nuri Kabaktepe, o dünyanın içinden gelmiş bir kişi olarak, mesela Numan Kurtulmuş gibi, dilini Ak Parti jargonuna göre tanzim etmeye mi yönelecek, yoksa “1994 ruhu isteniyorsa o ruh şudur” mu diyecek?
“Acaba Osman Nuri Kabaktepe’den bir il başkanından öte şeyler mi isteniyor?” Belki de asıl soru bu.
Bir adam gelecek ve her şey bambaşka olacak!
