500 yıllık dış politikanın gökdelen gururu

gazeteakidbeki.jpgWashington’daki büyükelçilik konutumuz, 1936 yılında satın alınmış tarihi bir yapı.

Osmanlı, Selçuklu mimarisinden izler taşıyor.

Beyoğlu’ndaki ABD Büyükelçiliği ile İzzet Paşa Konağı’nın da mimarı Totten’in elinden çıkma.

İş adamı Everett, aile malikanesi olarak yaptırmış. Tasarımını Totten’e sipariş etmesi de Osmanlı hayranlığından.

Everett, evinin sütunlu girişinin Beyaz Saray’ınkine benzetilmesini istemiş. Bu yüzden Washington’da bina uzun bir süre “Küçük Beyaz Saray” olarak anılmış.

Etkileyici ve prestijli bir yapı. İhtişamıyla göz alıyor. Ve hala Washington’un tur programlarında gösteriliyor, hafta sonları turistik gezilerin uğrak noktalarından biri.

Washington’da kançılarya olarak hizmet veren büyükelçilik binamızsa 1999’da Cumhurbaşkanı Demirel tarafından hizmete açıldı.

Elçilikler bölgesinde yer alan bina, yine Osmanlı-Selçuklu mimarisinden esinlenerek tasarlanmış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı New York’taki yeni Türkevi de ilkin 1977’de bize geçmiş. Alınmasına, Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil önayak olmuş.

Yan binanın da alınmasıyla yıkılıp genişletilerek yeniden yapılmasına, 35 kata yükseltilmesine şimdi ‘tarihi dış politika zaferi’ deniyor.

AK Partili Özlem Zengin, yeni Türkevi’nin açılışını “500 yıllık dış politika tarihimizin en önemli günlerinden biri” ilan etti.

Hayırlı olsun, gayet şık ve görkemli bir bina, gökdelenler şehrinde şanımız yürüsün, ülkemizi temsile de pek yakışır.

Göz önünde, BM’ye nazır merkezi bir konumda olduğu için diplomatik hizmetler kadar vitrin vazifesi de görecek.

Önemli bir sembol; küçümsenecek, burun kıvrılacak bir eser değil.

Yalnız, “500 yıllık dış politika tarihimizin dönüm noktalarından biri” saymak, biraz abartılı kaçmıyor mu? Aşırı anlam yüklemiş, gereğinden fazla büyütmüş olmuyor muyuz?

Yeni Türkevi böyle tarihi bir zafer anıtıysa...36’dan beri mülkümüzde olan Washington’daki büyüleyici elçilik konutumuzu, 99’da açılan kançılarya binamızı, 77’de alınan eski Türkevi’ni bu zaferler tarihimizde nereye koyacağız?

Mesele yerli ve milli karakterde olmaksa, yok sayılan misyon binalarımız da Osmanlı-Selçuklu motiflerini yansıtıyor.

Büyük ve güçlü Türkiye’nin güç gösterisi, ihtişam arayışı derseniz eskilerin eksiği ne?

Hem ülkelerin büyüklüğü ve gücü, dünyada binalarının boyutuyla değil vatandaşlarının kişi başına milli gelirden aldığı payla ölçülmüyor mu?

Yeni Türkevi, milli gururumuzu okşasın, kim hoşlanmaz!

Ama vatandaş, cebinin de okşanmasını bekler, kesesinden adına ‘ikonik gökdelen’ler dikmekle olmaz, bu bir.

Bardağın dolu tarafını unutmak, unutturmak, inkar etmek pahasına milli gururumuzun okşanması gerekmiyor. Bu da iki.

AK Parti’den evvel bardak da, dolu tarafları da vardı; bunu inkar etmek gerçeği değiştirmiyor.

Bilakis...

Mehteri verme heyecanıyla coşup suyunu çıkarmak, gereksiz kıyas ve tartışmalara yol açıyor.

Geçmişe haksızlık, bugünün başarılarını da gölgeliyor.

Bunu da artık görsün iktidar sözcüleri.

Taksit taksit açığa çıkan gerçekler

Maaş tartışmasıyla ilgili önce Rıdvan Dilmen, sonra da TRT’den birer açıklama daha geldi.

TRT’nin ilk açıklaması, Dilmen’in bir ücret aldığı ama ortaya atılan fahiş rakamın doğru olmadığı şeklinde anlaşılmıştı.

Dilmen ise bir lira bile almadığını, almayacağını söylemişti.

Bu iki yalanlama, birbirini tutmuyordu.

Önce Dilmen, yanlış anlaşılmayı düzeltti. TRT’den 60 bin lira aylık teklif edildiğini ama kabul etmediğini, spor yorumlarına ücret almadan devam edeceğini bildirdi.

Bir rakam konuşulmuş. Kaldı ki makul bir telif almak, Dilmen’in hakkıdır. Almalı da, ona laf eden yok.

Ardından TRT de teklifi doğruladı.

İlk yalanlamalardaki tutarsızlığın kaynağı da ortaya çıkmış oldu.

Tepki geldikçe taksit taksit verileceğine, bir kerede tam bilgi verilseydi uzamazdı.

Fakat TRT açıklamasında yine tartışmanın uzamasına kızılıyor, bozuk atılıyor, şeffaf biçimde hesap sormaktan bahsediliyor.

Hatayı kendilerinde aramıyorlar.

Herkesin önünde, meydanda hesap sormakla tehdit eden kamu kurumu, vergilerimizin hesabını da meydanda vermeyi bilmeli.

Neyse, işin aslı taksit taksit de olsa açıklığa kavuşuyor, alışacaklar.

YORUMLAR (47)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
47 Yorum