Bir zamanların popüler şarkılarındandı. Yaşı yetenler şu nakarattan anımsayacaktır:
"Ali yazar, Veli bozar/ Küp suyunu çeker azar azar/ Üzülmüşüm neye yarar/ Keskin sirke küpüne zarar."
Ekonominin yazboz tahtasına çevrilmesinden şikayetler bir işe yaramıyor.
İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan 19 Mart Süreci'nde Merkez Bankası, fâhiş faizle topladığı rezervlerden 50 milyar doları geri yaktı.
İndirim trendi de durdu, faizler bu hafta yine artırıldı.
Peki enflasyonla mücadele mi? Vergilere daha yüksek zam yapılırken çok harcarlarsa enflasyonu artırır diye maaş zamları kısılan asgari ücretlinin, emekliyle çalışanın binbir çilesi boşa gitti.
Keskin sirkenin küpe ettiklerini, başa dönerek yaşıyoruz.
Ne uğruna, kim sorumlusu?
Şarkıda bile yazanla bozan aynı değildi. Ali yazıyor, Veli bozuyordu.
Rahmetli Barış Manço, devamında başka dertler de dile getiriyordu.
Aynı yerde durmanın yahut dönmenin kendisine çok görülmesine içerlediği kısımlar...
"Hayat duruyor dostlar, ben durmuşum çok mu" diyordu.
"Dünya dönüyor dostlar, ben dönmüşüm çok mu" da diyordu.
Devran döndüğünde ekonomi başa dönse hadi neyse, o çok görülmez. Ama devran da dönmüş değil ki...
'Dön baba dönelim, hacılara gidelim' deyimiyle bu şarkı kadar barışık ikinci bir şeyi sorsam ezbere söylersiniz: Ekonomi yönetimimiz.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, 2018'de görevden ayrılmadan 2 sene önce, gıda enflasyonunu düşürmekten söz etmeye başlamıştı. Daha Covid salgını ve enflasyona etkileri yokken...
Şimşek gitti, 5 yıl sonra ekonominin başına geri geldi, üstünden de 2 yıl geçti. İnanır mısınız, Şimşek hâlâ gıda enflasyonunu düşürme önceliğinden bahsediyor.
8-9 yıldır o tedbir, bu tedbir derken gıda enflasyonu bir türlü kontrol edilip dengeye oturtulamıyor.
Bu kadar yılda dizginlenemeyen bir sıkıntının dünyada benzeri görülmedi. Bilenler söylüyor.
Yerimizde sayıyoruz yani. 'Bizim ekonomi bina okur, döner döner yine okur' dense yeri.
Mart 2024'te Merkez Bankası faizi, yüzde 50'ydi. 13 ay sonra Nisan 2025'te yüzde 46.
Enflasyon ne durumda, derseniz... Mayıs 2023'te enflasyon yüzde 38'di. 2 sene sonra Nisan 2025'te yine yüzde 38, hatta üstü.
İktidar aynı, değişmedi.
2002'den beri AK Parti iktidarda. Kim yapıyor, kim bozuyor?
Yeni Şafak'a kalırsa CHP ile Mehmet Şimşek.
2021'de Naci Ağbal'ın başında olduğu Merkez Bankası, faizi yüzde 19'a çıkardığında "bu operasyonu kim adına çektiniz" manşeti atan da onlardı. "Kim veya kimler adına, hangi amaçla" diye suçluyorlardı.
Ağbal gönderildi, yerine Yeni Şafak yazarı Şahap Kavcıoğlu getirildi. O sıra faiz de enflasyon da yüzde 19'lardaydı.
Sonra dedikleri gibi yapıldı, güya enflasyonu düşürmek için faizler indirilmeye başladı. Sonuç tam bir felâket oldu, ikisi de çıldırdı, o gün bugündür kontrol altına alınamıyorlar.
Dünse faizle enflasyonu birlikte patlatan deney onların değilmiş gibi, üste çıkıp son faiz artışlarının sorumlularını bulmuşlardı.
Yeni Şafak şöyle yazıyodu:
"Muhalefetin, yolsuzluklarını örtbas etmek için sokaklar üzerinden yürüttüğü kaos girişimlerinin ardından ekonomiye bir darbe de Hazine Bakanlığının güdümünden çıkmayan Merkez Bankasından geldi. Merkez Bankası, politika faizini 3,5 puan artışla yüzde 46'ya çıkardı."
Ekonomiye darbeyi CHP ile Bakan Şimşek vurmuş. Biri, Cumhurbaşkanı adayları İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek. Diğeri de durduk yere Merkez Bankasını faiz artırmak zorunda bırakarak.
İmamoğlu'nu, akşam diplomasını iptal edip sabah yolsuzluk ve terör iddialarıyla tutuklamanın piyasalarda yol açtığı şokla, hukuki değil siyasi olduğuna inançla alâkası yokmuş anlayacağınız.
Allah Allah, iktidar tam düzeltecekken ekonomiyi kimler bozuyormuş meğer, gördünüz mü?
