Rusya’nın büyük çaresizliği (!)

"Ukrayna’nın satın aldığı Türk İHA’ları, Rusya’nın uykularını kaçırmaya devam ediyor.

Türk İHA’larının, Dağlık Karabağ savaşından sonra Donbass’ta da önemli rol üstlenmeye hazır olduğu ifade edildi.

Rusya’nın, İHA’lara karşı herhangi bir çözüm üretemediğinin altı çizildi.”

Bu okuduğunuz satırlar, Türkiye gazetesinden. Sadece 5 ay önceydi, “Rusya Türk İHA’ları karşısında çaresiz kaldı” başlığıyla yayınlanmıştı.

Yeni Şafak başta, iktidar medyasına hakim olan hava buydu; hepsi aynı rüzgarı estiriyordu.

Ukrayna’nın 6 adet Bayraktar İHA’sı aldığı, 48 SİHA almak için de görüşmeler yaptığı, ortak üretim istediği yazılıp çiziliyordu.

Moskova’yı işte bu havalar mahvetti. İHA’lar karşısındaki bu büyük çaresizliklerinden hala haberdar olmadıkları anlaşılıyor.

Putin, neyine güvendiyse yine de rahat durmadı. Ukrayna’nın Luhanks ve Donetsk bölgelerine çökmesinden korkuluyordu, korkulan oldu.

Oysa, İHA’lara henüz bir çare de üretememişti.

Belli ki gücünün üstünde siyaset yapıyor, ayağını yorganına göre uzatmıyor.

Yarın Rıza Tevfik gibi bir şairleri çıkacak, bugünler için “Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz” diyecektir.

Putin’in, Rus Çarlığına heves ve özentisi, boyundan büyük hayallere kalkışmasından sorumlu tutulacaktır.

Ama Basra yıkıldıktan sonra...

Türkiye’ye S-400 satmış olmayı, gözünde büyüttü belki de. Ukrayna’nın elindeki İHA’lara karşı henüz bir hava savunma sistemi geliştiremediğini, bu yüzden göremedi demek.

Liliput kibriyle kendini dev aynasında gördüğü, bu yanılsamanın gözünü kör ettiği, basiretine perde indiği sonucu çıkarılabilir.

ABD’nin, Almanya’nın, Fransa ve İngiltere’nin restlerine rest çekti. NATO’nun tehditlerini göze aldı.

Fakat Rusya’dan S-400 füzeleri alıp Ukrayna’ya İHA satan Türkiye’nin oyun değiştirici gücünü de hesaba katmamış olmalı.

Ankara’nın, bu askeri saldırganlığı kabul edilemez bulacağını nasıl düşünmez!

Bu senaryoda Türkiye’nin, Rusya ile NATO müttefikleri arasındaki dar geçitte sıkışacağını, tarafını seçmekte zorlanacağını mı zannetti?

Ankara’nın, ilk sınamada çökecek kadar gerçek dışı bir dış politika güttüğünü mü sanıyordu?

Kimin, gerçeklere dayanıksız hayaller kovaladığı şimdi çıkacak ortaya.

Putin, ne Türkiye’ye ne Ukrayna’ya yaranıp iki ateş arasında kaldığında, kimin çuvalladığı belli olacak.

Bilmez mi ki Ankara’nın, her senaryoya uygun alternatif planları daima hazırdır. Kiminle dans ettiğini, başını duvara çarpmadan öngörememesi trajik.

Rusya’nın, sınırlarını bilmeyen bir güç olduğunu söyleseler, inanır mıydınız!

Aksi halde ülkesini, sonu belirsiz bir maceraya, bir ateş çemberine sürüklemezdi.

Ne yazık ki Moskova, daldığı fetih rüyalarından uyanıp gerçek yerini fark ettiğinde çok geç olacağa benziyor.

Büyüklük ve görkem sevdası, büyülenip kapılanlara pahalıya patlıyor.

Dev aynasındaki aksine aşkından gözü kamaşıp başı dönen hayalperestler, maceralarının bedelini halklarına ödetmiştir hep.

Berat Albayrak’ın veda notunu anmadan geçmek ne mümkün. Haklılığı, her geçen gün daha çok artıyor.

“Bugünümüz dünden iyi, yarınımız bugünden de iyi olacak” diye diye 2020’nin sonunu bulmadan bakanlıktan ayrılırken uyardığı gibi: “Mevla sonumuzu hayreylesin.”

AKBAŞOĞLU'NUN SUÇU NE?

AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu’na bunca yüklenilmesi, haksızlık.

İktidar sözcüleri yuvarlayarak söylüyordu, o ise hayat pahalılığı mazeretlerini dürüstçe rakama dökmekten başka ne yaptı ki!

Yani yüzde 5 enflasyonla Avrupa’nın, yüzde 7 ile ABD’nin yokluktan kırıldığı, yiyecek ekmek bulamadığı, ölüp bittiği; bizimse yüzde 36 resmi enflasyonla yine hamdolsun iyi atlattığımız, onlara bakıp halimize şükretmemiz gerektiği başka nasıl açıklanabilirdi ki?

Yüzde 5 enflasyonla onlar acınası bir sefalet içinde sürünürken biz, iktidar sayesinde yüzde 36’yla gül gibi yaşayıp ayakta kalıyorsak bir sırrı olmalıydı.

Sende benzin, dolar bir yılda iki katına, yağla un bilmem kaça çıkmış, yüzde yüzün üstünde artışlar varken...

150 avroluk alışveriş, Fransa’da 155 olsa ne yazar, 160 olsa ne. 750 göstereceksin ki hesap tutsun.

O da ancak enflasyon yüzdesini, ufak bir geçişkenlikle fiyatın katına çevirip çarparak bulunabilirdi.

Yine de tutmazsa...Avrupa’da yaşayan eniştenin yalancısı olmaktan başka hiçbir şey kurtarmazdı bu hesabı.

Akbaşoğlu, partisinin hayat pahalılığı mazeretlerini rakama vurdu, doğru karşılığı bu.

Rakamlısı gülünçse rakamsızı da öyle, Akbaşoğlu karikatürize etmiş değil. İktidar ne söylüyorsa tamburası da onu çalıyor. Arada sehven bir fark oluşmuş gibi niye düzeltmeye zorlandı, anlayan beri gelsin.

YORUMLAR (107)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
107 Yorum