Şeytan değil kedi olmasın o!

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Papa Gregory’nin kedilerle ilgili fermanını geçenlerde Twitter’dan hatırlattı.

1241’de ölen 9.Gregory, şeytanla ilişkilendirip kedileri de cadı avlarına hedef göstermişti.

Cadılar gibi onlar da yakılarak öldürüldüler.

Kedi katliamlarının ise farelerin vebayı yaymasına ön açtığı düşünülüyor.

Sonuç; Papa Gregory görmedi ama yüzyıl sonra Avrupa’da 10 milyonlarca insan veba salgınından öldü.

Ve 700 yıl kadar sonra 2017’de başka bir papa, Francesco, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını açıkladı.

Gregory Hazretleri, şeytanı yanlış yerde arıyormuş, kedilerinin içine kaçmış değilmiş.

Meğer günahları alınmış! Kediler, şeytan değil sadece kediymiş, yok yere şeytanlaştırılmışlar.

Hatta Papa Francesco, şeytanın son adresini de ifşa etmişti:

“Şeytan kötülüktür. Milano’daki sis gibi değildir. Yayılan bir şey değildir, bir kişidir, adı soyadı olan bir kişi.”

İslam Ansiklopedisi’ne göre de iblisin meskeni insandır, insanın kendi nefsi. Onu arayan önce kendi nefsine bakmalı, uzaklara değil.

Dilimizde çok kötü kimselere ‘kızıl iblis’ denmiyor mu, ondan bahsediliyor işte!

Gregory faciası, acele işe şeytanın nasıl karıştığına da örnektir.

Sonuçlarını düşünmeden, ayaküstü hızlı alınan kararların sonu, böyle felaketlerle bitiyor.

Akla ilk gelen cin fikrin en parlak fikir olmadığına bir örnek de Papua Yeni Gine’de yaşanıyor.

2018’deki APEC Zirvesi’ne evsahipliği yapacaklardı. Fakat gelen liderleri bindirecek itibarlı makam araçları yoktu.

Birinin aklına parlak bir fikir geldi. Hava atmak için, Sri Lanka üzerinden 8 milyon Avustralya dolarına Maserati filosu sipariş ettiler.

Kıyamet koptu. Ülkenin yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında sürünürken kıt kaynaklar nasıl böyle havaya savrulurdu!

Yeni Zelanda Başbakanı Ardern gibi bazı liderler, tepkilere hak verip binmedi bile.

En aklıevvelleri ise belli ki çok hazırcevap, ağzı iyi laf yapıyor, eleştirilere şipşak kapağı yapıştırdı. İşleri bitince “sıcak kek gibi” hızlıca, kapış kapış satıp üste kar dahi edeceklerdi.

Üç yıl sonra durum: Ülkenin Maliye Bakanı Pundari, “Eğer azıcık öngörümüz olsaydı Maseratiler zaten satın alınmazdı. Çok büyük hata yaptık” diye itiraf etti.

Papua Yeni Gine’de Maserati satıcısı yokken Maserati almışlardı.

Haliyle ellerinde patladı, fiyat kırdıkları halde zararına bile satamıyorlardı. Üç yılda ancak ikisini elden çıkarabilmişlerdi. Gerisi başlarına bela oldu.

Cin fikirler böyledir, çoğu kez yüze göze bulaşırlar, ayağa dolandıkları da olur.

Önünü arkasını hesap etmek için kimseye sormak zorunda kalmadan oldubitti karar alma süper yetkisi, süper sonuç vermiyor.

‘Ben yaptım oldu’ anlayışı, ayağı yorgana göre uzatmadan lüks harcama yapma merakıyla birleşince olan biten de ortada.

Kedi her dönemde kediydi, bu dönem dahil. Her yerde kedidir, bizim burası da dahil.

Zararı kim karşılayacak?

Tarım Kredi Kooperatifleri, 2020’de marketçilikten zarar etmiş. 58 milyon lira kadar.

Fakat 2020 konsolide finanssal tablolarına göre, diğer ticari faaliyetlerinden 1.9 milyar lira kadar kar ettikleri için acıtmamıştır.

Oysa şimdi talimat üzerine, market sayısını ilk etapta ikiye katlayıp bine çıkaracaklar.

Dünkü Sabah’ın manşetiydi, büyüme stratejileri hazırmış. Sanal şubeler açarak, mahalle bakkalları ve aile marketlerine bayilikler dağıtarak bu sayıyı daha da katlayacaklarmış.

Enflasyonu yenmek için zararına, geliş fiyatının altına veya kurtarmayacak cüz’i karlarla ucuza mal satacaklarsa...Market sayısıyla birlikte zarar da katlanacak demektir.

Soru basit: Kara delik büyüdükçe daha çok hissedecekler, acıtmaya başlayacak. Zarar ziyan kimin cebinden çıkacak?

Ve şeytanlaştırılan özel marketler, bu ucuzlukla batmadan nasıl rekabet edecek? Batarlarsa ekonomi daha da kötüleşmeyecek mi?

YORUMLAR (56)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
56 Yorum