Bir kurul, bir kongre, bir araştırma

Üç konudan kısa kısa söz etmek istiyorum.

Bir kurul…

İlki şahsi. HDP kongresinde aralarında benim de bulunduğum 43 kişilik bir danışma kurulu ilan edildi. Soranlar oluyor, açıklık getireyim.

Kongreden iki gün önce siyasi çizgisini, siyasi çabalarını desteklediğim ve beğendiğim Mithat Sancar aradı. “Fikrine ve eleştirisine kulak verilecek, farklı eğilimlerden kişilerin bulunacağı bir kurulda olur musun” diye sordu. Kısa bir görüşme sonrası, tereddütsüz “evet” dedim.

Üç nedenle…

İlki: Ülkedeki en ağır ve en tahripkâr hak ihlallerini Kürt meselesi etrafında HDP ve HDP’liler yaşıyor. Kayyumlar, kapatma davası, tutuklular, hükümlüler, Kürtçe yasağı, türlü baskı ve cebir. Bu tablo itiraz, demokratik mücadele, dayanışma ve destek gerektiriyor.

İkincisi: Kürt meselesi bugün ağırlıklı bir şekilde ülkenin demokrasi hattındaki ileri ya geri hareketini belirleyen ana sorun haline gelmiştir ve bu durum, yarın artarak devam edecektir. Bunun farkındalığına ve sorunun çözümüne, küçük de olsa, her davet, her katkı anlamlıdır.

Üçüncüsü şu: Kürt sorunu ve çözümü şiddet ve siyaset yol ayrımında bulunmaktadır. Benim gözümde HDP siyaseti temsil etmektedir. Danışma kurulu, bu siyaset yolunu güçlendirmenin, dışarıdan eleştirel bakışı dile getirmenin bir vesilesi olabilir.

Durum özetle budur…

Bir kongre

İkincisi ülke gündemiyle ilgili. HDP kongresi geçen haftanın önemli gelişmelerinden birisiydi.

HDP, ülkenin 3. büyük partisi, kritik bir güce, önemli bir oy potansiyeline sahip ve bu özellikleriyle tüm siyasetin tam merkezinde bulunuyor. Buna karşın iktidarın her tür araçla hedef aldığı, dışladığı, muhalefet altılısının ise doğrudan temastan kaçındığı bir parti konumunda.

HDP kongresi, bu siyasi partinin nerede durduğunu ve bu koşullar karşısında karşı nasıl bir yol izleyeceğini ortaya koydu. Sancar ve Buldan kimi konulara açıklık getirdiler. İktidar ve muhalefet arasındaki yarışmada her türlü araç olmayacaklarını söylediler. Bunun yanında altılı masanın kendileriyle şeffaf, ilkesel ve kurumsal temas kurması halinde muhalefet safında yer almaya hazır olduklarını yinelediler. İktidar cephesine ise kapıların tümüyle kapalı olduğunu ilan ettiler. Mithat Sancar, ortak aday tespitine katılmaları mümkün olmazsa, HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracağını vurguladı.

Bu tablo, tüm bunlar, HDP siyaset ilişkisi kadar ülkedeki genel siyasi dengeleri etkileyecek unsurlar.

Bir araştırma…

Güvendiğim ve düzenli takip ettiğim ve PANORAMATR araştırma grubunun Haziran çalışması, Cumhur ve Millet ittifakı dengesinde bir kırılma yaşandığı gösteriyor.

PANORAMATR, Ocak’tan Mayıs’a kadar yapılan aylık araştırmalarında, 2022 sonu döviz infilakına ve yüksek enflasyona rağmen ekonomik krizden Cumhur cephesinin karlı çıktığını gösteren veriler ortaya koyuyordu. Kimi kesimlerde krizin kendisinden çok, krize yönelik milliyetçi söylemin etkili olduğunu, AK Parti’den uzaklaşan kararsız seçmenlerin bir kısmının bu çerçevede tekrar iktidar partisine meylettiğini gösteriyordu. Cumhur ittifakı böylece Millet İttifakının önünde geçmişti.

Haziran araştırması bu eğilimin sona erdiğini, milliyetçi söylemin belirleme gücünün azaldığını, ağrı kesicinin etkisinin sona ermeye başladığını ve ibrenin tekrar Millet İttifakına döndüğünü gösteriyor. Nitekim yılın ilk yarısında yüzde 19-20’lerde seyreden son araştırmada CHP yüzde 22-23 bandına, İYİ Parti de 10-11 düzeyinden 13 bandına yükselmiş görünüyor.

Beka siyasetinin ve milliyetçi söylemin etkisinin azalmaya başlaması önemlidir. Bu tedrici gelişme umarız böyle devam eder.

YORUMLAR (35)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
35 Yorum