Erdoğan: Gidiş kesin mi?
İnce’nin adaylıkta ısrar etmesi, Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçimleri kazanma ihtimalini yaraladı.
Mart ayı başında yapılan anket sonuçları açık.
İnce ilk tur için yüzde 10 civarında bir desteğe sahip görünüyor. Memleket Partisi’nin oy potansiyeli ise yüzde 5 ile Gelecek, DEVA gibi siyasi partileri ikiye katlamış durumda.
Bu rakamların bir anlamı olmalı.
İnce ve Memleket Parti’sine Genç Parti-Uzan benzetmesi yapılıyor.
Ne var ki, İnce ile Akşener’in hızlı büyüme hikayesi bakımından da arada bir benzerlik var.
Bu benzerlik boşalan merkezi doldurmak, tepkilerle büyümeye yelken açmak üzerinden oluşuyor. Bu durumu, tepkilerin, memnuniyetsizliğin, arayışların oluşturduğu boşluğu siyaset önermeden, orta bölgede risk almadan durarak, simgesel yolla, daha doğrusu siyasi pozisyonlarla doldurmak olarak da okuyabiliriz.
Akşener, İnce, Uzan gibi isimlerin estirdikleri rüzgarlara, siyasi dengeleri bozulmuş, siyaset-toplum ilişkileri tahrip olmuş bir toplumun ürettiği ara haller olarak bakmak da fayda var.
Ara haller, doğal olarak konjonktürel tepkisel durumlarla iç içe girerler.
Tam sosyolojik karşılıkları yoktur; ne sınıfsal bir dönüşümün, ne kültürel bir kabarmanın ne de yeni bir siyaset arayışının ürünleridirler.
Genç Parti malum; hızla doğdu ve hızla öldü. Arada siyasi dengeleri yerinden oynattı. DYP’nin baraj altı kalmasına yol açıp, parlamentoda sağ temsili tek başına AK Parti’ye emanet etti.
Son okuduğum ciddi araştırma şirketlerinin mart ayı anketlerinde en çok dikkatimi çeken husus İYİ Parti’nin, Altılı Masa krizinden sonra yaşadığı büyük oy potansiyel kaybı oldu. Bu siyasi parti şubat ayından mart ayına “denek davranışı”nda yüzde 13’den yüzde 8’e kadar geriledi. Tepkiyle gelen tepkiyle gitti. CHP’den çektiği denek-seçmenler, tekrar CHP’ye döndü.
İnce konusunda da denek davranışıyla seçmen davranışı arasında bir fark olabileceğini düşünüyorum, destek oranı seçimlere doğru azalabilir, tepkisel seçmenin sandık başı davranışı farklı oluşabilir, ancak bunun bir garantisi de yok.
Bunun yanında, İnce’nin ülke siyasetine dair “iki anlam” taşıdığını düşünüyorum.
İlk anlamı, muhalif kesimde soru ve memnuniyetsizlik hali, kişilere ve sembollere endeksli bir arayış olarak adlandırabiliriz.
İnce’nin yükselişi, daha çok İmamoğlu ve Yavaş’ı aday görmek isteyenlerin Kılıçdaroğlu’na tepkisi olsa da, bunun ötesine geçen, daha derindeki kimi unsurlara işaret ediyor.
Bunların başında, muhtemelen, geleceğe, güce dair ikna edici bir hikaye ve tasavvur eksikliği geliyor. Erdoğan’ı göndermek güdüsü, Kürt oylarının muhalif saflara katılmasına rağmen tek başına bir seferberlik yaratmak için belli ki yeterli olmuyor. Kişilere endeksli bir yarış, kişisel özellikler üzerinden, yorgunluklar ve yeni figür arayışlarıyla bir siyasallaşma yaratıyor. Parçalı muhalif yapı içindeki kimi gerginlikler, örneğin Kemalist eğilim-kürdi eğilim, ulusalcı bakış-liberal bakış arasındaki iç sürtüşmeler tepkisel tutumları besleyebiliyor. Mükemmel hazırlanmış olsa da restorasyon ve program üzerine bir birliktelik ve siyaset tam kuşatıcı olamıyor. Farklı kültürel ve siyasi eğilimleri temsil eden partilerin bir araya gelmesi, bu grupların bütünleştiğini ifade etmiyor.
Bu tablo, CHP ve Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalif siyasi partilere boşlukları, eksiklikleriyle ilgili çok şey anlatmalıdır. En azından seçim kampanyası sırasında bu gedikleri nasıl doldurabileceklerini düşünmelerine yol açmalıdır.
İkinci anlam tepki gösterenlerin kimlikleri ve hassasiyetleriyle karşımıza çıkıyor.
Kim destekliyor İnce’yi? Hangi partiden ona doğru geliyorlar?
Bu sorulara kamuoyu araştırmaları tutarlı yanıtlar veriyor.
İnce’nin oy potansiyelinin yüzde 50’si 18-24 yaş arası gençlerden oluşuyor.
Yüzde 50’si kendisini Atatürkçü, yüzde 20’si milliyetçi olarak tanımlıyor.
Velhasıl: Muhalefetin İnce’ye bakıp, “başarılı olur olamaz”, “oy alır alamaz” tartışmaları yapmak yerine bu verilerin işaret ettiği alanların üzerine gitmesi gerekir.
İkinci tur için bile hala bir denklik hali var.
Kararsızlar, İnce’nin seçmenleri kime yönelecek sorusu ve parlamento seçim sonuçları gibi tali görünen unsurlar büyük sonucu belirleyebilir.