Muhalefette siyaset

Cumartesi günü yapılan muhalif liderler toplantısı Türk siyasetinde bir süredir yaşanan en önemli gelişmeydi.

Mevcut sistem ve seçim düzeni ülkedeki yarışmayı kutuplar/ittifaklar arası olmayı teşvik ediyor. Bunun yanında tüm otoriterlik ve hoyratlığına rağmen AK Parti ve Erdoğan’ın hala önemli bir toplumsal desteğe sahip olması, düzeni değiştirebilmek, seçimleri kazanabilmek karşılarına birleşik şekilde ve kuvvetli bir karşı hikayeyle, kurucu yeni bir siyasetle çıkmayı gerektiriyor.

Kimi partiler arası ikili ilişkilere, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair ortak çalışmalara rağmen muhalefette bu konuda hâlâ ciddi bir eksiklik var.

Altı muhalif siyasi parti liderinin bir araya gelmesi, bu çerçevede, simgesel olarak güçlü ve siyasi olarak anlamlı bir toplantı oldu.

Toplantı sonrası ortak açıklama, çerçeve ve istikamete ilişkin ipuçları içeriyordu. Açıklamanın kilit noktaları şunlardı: Parlamenter sistem ufku, geçiş döneminin tasarlanması, kimi konularda muhtemel ortak politikalar…

Özellikle geçiş dönemi ve ortak politika meseleleri, muhalefetteki arayışı bir seçim ittifakı görüntüsünden çıkarıp organik bir program ittifakına dönüştürebilecek hususlar arasındadır.
Bununla birlikte toplantının sadece bir başlangıcı ifade ettiğini de belirtmek gerekir. Muhalif partilerin oluşturduğu yapının önünde çeşitli sorunlar bulunuyor.

En önemli sorun, şüphe yok, siyasi partilerin kendi beklentileri ile bu ortak yürüyüşün ilkeleri ve çalışmasının uyumlu hale getirilmesi, bu konudaki engellerin aşılması olarak görünüyor.

Bu uyum, siyasi partilerin ortak bir tasavvur üretme çabalarıyla paralel seyredecektir. Dış politika, ekonomi, Kürt meselesi, devlet restorasyonu gibi konular bu tasavvurun itici gücünü oluşturur. Bu konularda ortak çerçeve üretilmesi siyasi partilerin kendi beklentileri ve stratejilerinde bir adım geri atmalarını gerektirir ancak uyumu arttırır. Ortak cumhurbaşkanı adayı belirlenmesini de bu tür stratejik bir ortaklık kolaylaştırır. En önemlisi bu yapıda doğrudan yer almayacağı anlaşılan HDP ile dolaylı veya informel bir ittifakı mümkün kılacak olan da bu tür bir stratejik ortaklıktır.

Aksi halde, bu “altılı yapı” zayıf, HDP’nin dışlandığı , siyaset üretmekten kaçınan, sadece eleştirel siyasete ve geçiş dönemi programına endeksli “Birleşik Merkez İttifak” tarzı bir seçim ittifakına dönüşebilir.

Böyle zayıf bir ittifakı iki dev sorunu akla getirir.

İlki siyasi bir hikayesi olan, ekonomik krizi bile şimdilik bir girdi haline çeviren, iktidar bloğu ve temsilcisi Erdoğan karşısında muhalefetin başkanlık seçimlerini kaybetmesidir.

Bu sorun, bir araya gelen, amorf bir siyasi hali tercih eden, bir tür siyasetsizliği veri alan ya da eleştirel siyaset seviyesini aşamayan muhalif partiler birlikteliğinin, seçmen açısından kuvvetli bir cazibe, bir sinerji üretememe ihtimaline işaret eder. Diğer yandan, HDP seçmeninin bölünmesi veya farklı bir siyasi davranış üretme ihtimaline gönderme yapar.

İkinci sorun simgeseldir, ancak hayatidir ve seçim sonuçlarından görece bağımsızdır.

Kürt meselesi ve temsilinin hem iktidar hem muhalefet bloğunun ufkundan kaybolacağı bir Türkiye istikameti ifade eder. Siyasi gelişmeler zaman zaman suların bu istikamete aktığını düşündürmektedir. Böyle bir gelişme ülkenin ve demokrasinin geleceği bakımından korkutucudur.

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum