Yeni yıl demokrasiyle dolsun…

Özgürlük fikri, özgürlük alanı, özgürlük politikası açık ve demokratik toplumların asli pusuladır. İstikamet açık düzense hiçbir gerekçe, hiçbir gelişme, hiçbir doğrulama bunlardan geri düşmeye vesile olamaz.
Türkiye bu konuda ileriye doğru denemeler yapan bir ülke.

2000’li yılların ilk 10 yılında devletçi askeri vesayet düzeninden AB istikametinde reformlarla. özgürlük sahasını ve siyasi alanı genişleterek çıkmaya çalıştı.

Ne var ki, bu çıkış, bir noktada, güç devrini gerektirdiği aşamada, kaçınılmaz iktidar mücadeleleri, sosyolojik ve politik anlamda iktidarın el değiştirmesi üzerinden yaşandı. Ve adım adım, takriben 2010’dan itibaren, dünün eksik demokrasi sorunları, yeni dönemin, el değişikliklerinin ürettiği ciddi demokrasi sorunlarıyla birleşti.

Öylesine sorunlardı ki bunlar, ülke, açık toplum ve demokratik düzenden hızla uzaklaşmaya, adeta tek parti döneminin uygulamalarına dönmeye, otoriter bir düzeni yapılaştırmaya başladı.
Sonuçta deneme hüsranla bitti.

Siyasi alanın genişlemesini, bu alanın demokratik yapılanması izlemeliydi.
Olmadı.

Devletçi hegemonya yerini bir grubun siyasi hegemonyasına bıraktı. Siyaset alanı, açık toplum gereği özerklik fikri ile yatay ilişkiler üzerine oturması gerekirken, kapalı düzen izinden gitti, dikey bir hiyerarşiyle örgütlendi.

Adım adım kuralı koyan, uygulayan, denetleyen dbir eğer ve kurum haline dönüşmeye başladı.
Daralan sahası, özerkliğinin sınırlanması, siyasete bağımlılığıyla, bunlardan kaynaklanan kalite sorunuyla basın ve basın özgürlüğü yok oldu.

Toplum siyaset ilişkilerinin demokratik değerler üzerinden kurulan kapıları da böylece kapandı.
Uçuruma düşüş, tarihsel belirleyenler bir yana, esas olarak iktidar sahiplerinin çoğunlukçu zihniyetinden, bunun yanında muhalefetin siyaset karşıtı reflekslerinden, “cemaat” gibi siyasi alana giren enformel aktörlerin varlığından ve onlara yönelik mücadelenin yarattığı travmadan, global düzeyde yaşanan demokratik değer gerilemesinden oluşan bir dizi karma faktörden ileri geldi.
Gerekçeler, milli faydalar, milliyetçi gerekler çağı başladı.

Ancak; nerede olursa olsun ve neden olursa olsun özgürlük herhangi bir başarıya, bahaneye, gerekçeye, stratejik bakışa kurban edilmeye başlarsa, o ülkede otoriter düzene doğru gidiş, hatta kopuş başlamış demektir.

2014-2015 sonrası geçen her yıl, bu batağı derinleştirdi.

2022 yılında, otoriter düzen ve iktidarın irrasyonel hamleleri ülkeye büyük bir ekonomik kriz yaşattı. Yargı iyiden iyiye siyasi iktidarın zaptiye koyu haline geldi, İmamoğlu kararıyla bu durum bir kez daha tescillendi.

Umarız 2023, seçim yılı, yaz aylarından itibaren demokrasi ruhuyla dolar.

YORUMLAR (24)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
24 Yorum