Buyur etmenin suyunca gidelim

Duymanın neyin nesi olduğunu biraz daha görebilmek için “buyurmak” kelimesini de hesaba katmak gerekiyor. Hesaba katmak gerekiyor diyorum zira dil ile, kelimelerle ilgili ameliyelerin, eylemelerin gayet matematik ile alakalı işler olduğunu düşünüyor, bunu savunuyorum.

Her sesin bir araya gelerek oluşturdukları kelimelerin birer matematik işlemi olduğunu düşünüyorum. Çoğu insan bu işlemleri çözmeye çalışmak yerine o işlemleri ezberleyip geçmeyi tercih etmektedir. Bu hayatın pratikçi yanı gereği çoğu zaman bir zorunluluk olarak görülebilecek bir durumdur belki ama yine de gündelik hayatta kullandığımız bu işlem birimlerini yani kelimelerimizi çözmeye çalışmamıza engel olmamalıdır bu durum.

Şimdi, buyrun şu “buyurmak”, “buyruk” kelimelerinde “duymak” ile alakalı ne var, onu çözmeye…

Tarama Sözlüğünde “buyruk” kelimesinin emir, ferman anlamında kullanıldığını ve ilk kullanımların 1200’lü yıllara ait olduğunu görüyoruz. Buyruk ve buyuruk kelimelerini görüyoruz. Buyuruldu kelimesinin günümüzde buyrultu şeklinde telaffuz edilen kelime olduğunu ifade edelim. Buyrultu kelimesinin yapıntı bir kelime olduğunu düşünüyor insan ilkin ama kelimeyi kendine kelime uydurmak gibi bir misyon biçmeyen atalarında da kullandığı görülüyor. Buyruk kelimesinin kökü “buy” olabilir mi acaba diye soracak olursak buy kelimesinin soğuktan donmak anlamına geldiğini görüyoruz. Buy, buyruk ve buyurmak ilişkisine birazdan geçeyim.

Birisine buyrun dediğimizde ona “sizin söyleyeceklerinize uyacağım” demiş oluyoruz. Buyurmak kelimesine yüklenmiş olan anlam uymak ile alakalı bir anlam oluyor. Buyruk ise uyulacak emir, ferman anlamında.

“Savaşa girdi kalbim bin yara aldı beni” mısraı ile başlayan, çağımızın tartışmasız en büyük

iki müzik adamından biri olan

Ömer Karaoğlu’nun bestelediği o güzel şiirinde Diriliş şairi Osman Sarı

“Kurmak bize düştü bu kalbi sökülmüş çağı

Buyruk en ağır yükün altına saldı beni” der.

Bir misafire hanenize geldiğinde “buyurun” demek ona yer göstermek demek değildir. Zahirde öyle görünüyor olabilir esasen siz ona buyurun demekle siz bana emredin, ben siz ne emrederseniz ona uyacağım demiş oluyorsunuz. “Uymak” kelimesi ile ben’in b’si birleştirilerek bu mana oluşuyor.

Biraz daha devam edelim irdelemeye. Buyurmak kelimesindeki “b” sesini kaldıralım yerine “k” sesini koyalım: kuyruk.

Kuyruğa girmek ile uymak arasındaki ilişkiyi sanırım biraz fark ediyorsunuz. Kuyruk kelimesi bağlı olduğu her ne ise onu izleyen, takip eden şey anlamına geliyor.

Akrep için “kuyruğuörü” kelimesi kullanılıyormuş. Bu kelimedeki “örü” yukarı ve kalkık anlamına geliyor.

Peki duy, buy, kuy kelime köklerine baktık. “Uy” kökünün başına başka hangi sesler gelebilir? Çuy, huy, suy, yuy… Bunlar gelebilir. Huy Farsça, onu eliyor, ona bakmıyoruz.

“Suylamak” kelimesini görüyoruz Tarama Sözlüğünde. İzinden gitmek, takip etmek anlamlarını görüyoruz. Uymak ile ilişkisini görmüyorum demeyin bana.

“Eyüleri suylamak eyü olur

Saadet budur ki her kim ister bulur” demiş Gülşehri 14. yüzyılda yazdığı Ferhengname-i Sadi tercümesinde.

“Suylarınca” arkalarınca demekmiş. “Suyunca” kelimesi bugün de kullanılıyor. Ardından, peşi sıra anlamlarına geliyor. “Huyuna suyuna gitmek” tabirinde ise bir kökteşlik değil de bir yakıştırma, secili söylemeyi sevmekten kaynaklanan bir yakıştırma/yaklaştırma bulunuyor olmalı. Yine 14. yüzyıla ait Kelile Dimne yazmasından ilginç bir alıntı yapayım:

“Her kimin dini arırak ve itikadı safiraktır, padişahları ululamağı ve buların buyruğun tutmayı vacip görür. Bu kadar ki padişahlık faziletin ki dinin suyuncadır.”

“Yuyucu” ise gassal için yani cenaze yıkayıcısı için kullanılan bir kelimemiz. Kelimenin yuğmaktan, yuvmaktan geldiğini, yumuşak g’nin (yuğmuşak g) “y” sesine dönüştüğünü söyleyebiliriz ama hem “suylamak” hem “yuyucu” kelimeleri bizi “su” kelimesi üzerine düşünmeye mecbur bırakacak gibi görünüyor.

“Buy” kelimesinin tek başına soğuktan donmak anlamına geldiğini yukarıda söylemiştik. Buy ile buz kelimelerini de anıştırdıktan, hatırlattıktan sonra “buyur” kelimesindeki uyma anlamının daha da zihninize oturacağını umarım.

Davet: Üsküdar Kitap Fuarında bugün İz yayıncılık standında saat 15.00’te imza günüm vardır, beklerim.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.