Farklı bir Galatasaray
11
Çok farklı bir Galatasaray vardı sahada. Sanchez’den Oliveira’ya, Icardi’ye uzanan sakatlıklar zincirine kart cezalısı futbolcular ve Afrika Kupası’na gidenler eklenmişti. Sağ bekte Kaan Ayhan, sol bekte Barış Alper, santrforda Halil vardı dersem Galatasaray’ın nasıl bir yokluğun içine düştüğünü sanırım özetlemiş olabilirim. Hele Kaan Ayhan ve Barış Alper… Sahada o kadar farklı yerlerde oynadılar, farklı mevkilerde görevlendirilir ki yakında evlere temizliğe de gönderecekler diye korkuyorum!
Galatasaray yıldızlarından yoksun bir 11 ile sahaya çıkarken kulübenin durumu daha da ilginçti. Eyüp Aydın, Gökdeniz Gürpüz, Baran Demiroğlu, Ali Yeşilyurt, Ali Turap Bülbül ve Akman biraderler, maç tıkanırsa çilingir anahtarları olarak Okan Buruk’un yanında oturuyordu.
Konyaspor açısında da durum pek parlak değildi. Düşme hattının ateşini hisseden konuk ekibin geçen sezonki görkemli halinden pek eser yoktu. Hal böyle olunca kapanan bir Konyaspor ve kapanan bir takımı yıldızları sahadayken bile açmakta zorlanırken yıldızsız kadrosuyla bunu deneyen bir Galatasaray gerçeğini izledik. Halil’in kaleciyi aşamayan aşırtması, Kerem Demirbay’ın kaleci Deniz’in kornere topakladığı frikiği dışında pozisyon yoktu. Bir de bunlardan daha ciddi gol tehlikesi olan ve Muslera’nın çıkardığı bir top vardı. Mertens’in zekası, Kerem Aktürkoğlu’nun enerjisi, Zaha’nın adamın içinden geçen çalımları sorunun çaresi olamadı.
Galatasaray binbir emekle bulduğu gol pozisyonlarının en netini ikinci yarının başında yakaladı ama Mertens- Zaha- Kerem Aktürkoğlu trafiğinde Kerem kale yerine dağlara taşlara vurdu topu. Topun dibine girmemesi gerektiğini onlarca başarısız denemeden sonra hala anlayamadıysa Kerem’in evde bu pozisyonları tekrar tekrar izlemesinde yarar var.
Konyaspor “Atamayana atarlar” sözünü hatırlatacak tehlikeleri bulduğunda ise Muslera ve Nelsson sahnedeydi. Kilitlenen oyunu açan ise sürpriz bir isim oldu. İlk geldiği günden bu yana sürekli bir gelişim içinde olan Kerem Demirbay’ın ortasında Abdülkerim Bardakcı’nın yarım volesi Galatasaray’a aradığı ışığı verdi. Nelsson’ın direkten dönen topu da maçı koparmanın eşiğine getirdi Aslan’ı. Gol sonrası stresi azalan Galatasaray ikinci gol için bastırmaya başlamıştı.
Genelde 60. dakikada çift oyuncu ile oyuna müdahale eden Okan Buruk, bu kez 70. dakikada değişikliğe gitti, yorulan Mertens’in yerine Tete’yi sahaya aldı. Maçta gol olmasa Kazımcan’ı oyuna alıp sol bekte oynayan Barış’ı ileriye sürmek muhtemelen bir düşünceydi ama sol bekte müthiş performans sergileyen Barış’ı önde olduğu bir maçta yerinden oynatmadı Okan Buruk. Bu hamlesini ancak 85. dakikada yapabildi, Kerem’i alıp Kazımcan’ı sol beke koydu. Kerem’in değişiklikten hemen önce peş peşe net pozisyonu gole çevirememesi ise onda son haftalarda yaşadığı düşüşüş uzantısıydı.
Maç biterken Kaan Ayhan’ın şutunda kaleciden dönen topu ağlara gönderen Zaha golü ise fırsatçı ve takipçi bir santrfor vuruşuydu.
Sonuç olarak Galatasaray santrforlarının sahada olmadığı bir maçta zor da olsa üç puanı hanesine yazdırdı. Yeni yılın ilk maçında, uzatmada Eyüp Aydın, Hamza Akman ve Ali Turap Bülbül’e forma verilmesi ise bu sene kendilerine şans gelebileceğinin işaretiydi. Eyüp’ün Abdülkerim’e kornerden attırdığı gol ise gençlerin de bu şansı kullanacağının alametiydi.
“Devrim”i gölgeleyen İsrail kılçığı
Ahmet Taşgetiren
İsrail’in gözü hep başka yerdeydi; orayı işgal etti galiba…
Fehmi Koru
Özel sağlık sigortası cinayeti
Akif Beki
Şimdi ne olacak?
Ali Bayramoğlu
Suriye petrolleri
Mehmet Ali Verçin
Suriye’de geçmişin muhasebesi
Osman Sert
Düşünceye pranga
A. Yağmur Tunalı
Sednaya vahşeti?
Semra Alkan
Kasasal gelişim
Sacide Özlem
Ya beklenmedik olan olduysa?
Yıldıray Oğur
HTŞ başarılı olmalı
Taha Akyol
HTŞ, demokratik ve çoğulcu bir Suriye inşa edebilecek mi?
Mehmet Ocaktan
Mesafe kısa, ödül büyük
Yusuf Ziya Cömert
Şimdi ne olacak tartışması…
Mensur Akgün
Suriye’deki devrimin hatırlattıkları
Mustafa Çağrıcı