Malazgirt: Bitmemiş şiir
Yahya Kemal’in bitmemiş şiirlerinden biridir Malazgirt.
“Ta Malazgirt’e çıkar var oluşun.”
Şiir bitmemiştir ama Yahya Kemal tarihî bir dönüm noktası olarak Kabul ettiği Malazgirt zaferi üzerinden bir vatan ve millet tasavvuru oluşturmuştur; yani fikir kıvamını bulmuştur.
Mütefekkir şair, bir yer tayini, bir kimlik ifadesi için Malazgirt’i esas olarak almış ve o zaferin kahramanı Alp Arslan’ın tebcil eden bir şiir yazmıştır: Alp Arslan’ın Ruhuna Gazel.
Bu şiir esasen gazel değil, kaside olmalı idi. Yahya Kemal klasik kasidenin en az 15 beyit olduğunu bildiği için 5 beyitlik şiire gazel demeyi tercih etmiş.
Şiirin redifi olan “savlet” kelimesi atılma, saldırma, hücum anlamına gelir. Yahya Kemal İstanbul’u Fetheden Yeniçeriye Gazel şiirinde de bu kelimeyi kullanmıştır:
Son savletinle vur ki açılsın bu surlar
Fecr-i hücum içindeki tekbir aşkına
Şiirin redifi olarak bu kelimenin seçilmesi ile, her beytin sonunda tekrarlandığı için savaş sırasında sürekli tazelenen hücum hissettirilmek istenmiş olmalıdır.
Alp Arslan’ın Ruhuna Gazel,
İklîm-i Rûm’u tutdu cihangîr savleti
Târih o işde gördü nedir şîr savleti
Beytiyle başlar. Cihanı, dünyayı tutan; cihana hükmeden kahramanın hücumu Rum iklimini, ülkesini; yani Anadolu’yu kaplamıştır…Tarih işte o zaman aslan saldırışının ne olduğunu görmüştür, Alp Arslan’ı tanımıştır.
Titretti Arş ü ferşi Malazgird önündeki
Çûş u hurûş-ı rahş ile şemşîr savleti…
Malazgirt önündeki atların aşırı coşkunluğu ve kılıçların saldırışı yeri göğü titretmiştir.
On yılda vardı sâhil-i Kostantaniyye’ye,
Tekfûrlar diyârını teshîr savleti…
Tekfurlara boyun eğdiren hücumun tesiri Kostantiniye kıyılarına on yılda ulaştı. Basılı nüshada ikinci mısra “Yer yer vatan diyârını teshîr savleti” şeklindedir ki, bu durumda vatan diyarını yer yer kendine çekme, fetih saldırışları on yılda İstanbul kıyılarına ulaştı şeklinde anlaşılabilir.
Ey şanlı cedd-i ekberimiz, âb-ı tîgının,
Bî-hadd imiş güneş gibi tenvîr savleti…
Ey şanlı büyük ceddimiz, Alp Arslan; senin kılıcının suyunun nur saçma kudreti, güneş gibi sonsuz imiş!
Tasvîr eder mi böyle şehinşâhı ey Kemâl,
Şimşekten olsa şi’rde tâbîr savleti?..
Ey Kemal, şiirde ifade kudreti şimşekten olsa bile, böyle bir şahlar şahını tasvire gücü yeter mi?
Yahya Kemal’in bir millet, vatan tasavvuru ve medeniyet tasviri olan Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirinde Malazgirt merkezi yeri işgal eder.
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Süleymaniye Camii’nde bayram namazı sırasında ön safta oturmuş er kıyafetli, tekrar alınan Tekbîr’i vecd ile dinleyen saf simalı asker, bu yüce eserin yapıcısı veya mimarı olan kişi midir?
Evet, bu millet timsali yüce eserin yapıcısı, mimarı işte o saf simalı askerdir, millet ferdidir, vatandaştır…
Bu asker timsalini Alp Arslan olarak görebiliriz. Alp Arslan Malazgirt’te Cuma namazından sonra, askerlerine hitap ederken burada kendisinin de onlardan biri olduğunu, tek sultanın Allah olduğunu söyler. Bu savaşta bir er olarak şehid olmak arzusuyla hareket ettiğini göstermek için ölümünde kefeni olacak beyaz bir elbise giyer, okunu yayını bırakır, yakın döğüş silahı olan kılıcını alarak savaşa katılır, düşmana böylece “savlet eder”...
Malazgirt bitmemiş bir şiirdir, sürekli yazılan, sonsuza kadar yazılmaya devam eden bir şiir...
***
19-21 Ağustos günlerinde Türkiye Yazarlar Birliği, Malazgirt Belediyesinin ev sahipliğinde ve Tarih Kurumu ile Alparslan Üniversitesi’nin destekleriyle 4. Tarihi Roman ve Romanda Tarih Bilgi şöleni düzenliyor.