Muhafazakâr bir timsal: Şevket Eygi

Muhafazakâr kelimesi belki de bugünkü iktidar sayesinde yaşıyor. “Timsal”i bilen azdır. Sembol, simge veya model diyebilirdim. Biraz da Şevket Bey’in ruhunu taziz için “timsal”i tercih ettim.

86 yaşında vefat etti, Allah rahmet etsin. Tabutunu devlet büyükleri taşıdı, hakkında övücü yazılar yazıldı. “İstanbul beyefendisi, beyefendi, çelebi” gibi tanımlamalar çokça kullanıldı. Bu arada karşı cenahtan “gerici” yaftası çok güçlü olmasa da piyasaya sürüldü.

İnsan kaderine yürür…Şevket Bey, kısa olmayan ömür yolculuğunda bir hayli merhalelerden geçti. Elli yaşında vefat etse idi, hakkında neler yazılırdı acaba? Faal gazetecilik yapan biri mutlaka düşman kazanır, elbette dost da. Şevket Eygi tarzı gazetecilikde düşman kazanmak daha güçlü ihtimaldir. Eygi’nin faal gazetecilik döneminde, yani gazete yayınladığı yıllarda şedit bir antikomünist mücadele içinde olduğunu görürüz. Bunun diğer taraftan görünümü sıkı “İslâmcılık”dır. Şevket Bey antikomünist mücadelesini dinî bir muhteva ile yürüttü. Dindar kitleleri harekete geçirmek için keskin ifadeler kullandı. Toplu sabah namazları icad etti. Bugün gazetesi dindar çevrelerde çok revaçdaydı. Bizse, belki de o sıralar basın yayın tahsili gördüğümüz için bu kışkırtıcı gazeteden hazzetmezdik.

Sağ sol çatışmasının zirvede olduğu bir dönemde Amerikan karşıtlığı üzerinden yürütülen bir sol mücadeleye karşı Amerika’nın yanında durur etkisi uyandıran bu gazeteyi destekleyenlere şaşardık. Amerika, NATO sağın (isterseniz muhafazakârların diyelim) vaz geçilmezi idi. Rus veya Sovyet tehdidi böyle bir sonuç veriyordu. Tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen meş’um vak’a, komünistlere karşı silahlı bir sokak müdahalesi olarak planlanmıştı, fakat sembolik görüntüsü yakıcı idi: ABD 6.Filosu’nu korumak için “komünist” göstericilere saldıran ve ölüme yol açan antikomünistler…

Komünizmle mücadele konusunda bir fikir öncüsü olan Nureddin Topçu buna rağmen ABD 6. Filosuna karşı eylem yapan gençlere “antikomünist”lerin saldırısını hoş karşılamadı. Konu ile ilgili yazısının başlığı “Kin ile din birleşemez” idi. Bu kanlı eylemde Bugün gazetesinin rolü göz ardı edilemeyecek önemdeydi. Şevket Bey, Kanlı pazardan birkaç gün önce yurtdışına çıkmıştı. Uzun süre dönmedi. Döndüğünde yine antikomünist mücadeleye devam ediyordu, ama bir taraftan da MSP ve Necmeddin Erbakan düşmanlığı yapıyordu. 1980’lerin sonunda belki de bu vasfından ötürü Zaman gazetesinin Ankara’dan İstanbul’a taşınarak cemaate mal edilmesinde esas rol ona verilmişti.

Kısacası, Şevket Bey 1980’erde irtihal etse idi, Millî Gazete camiasından cemaati olur muydu? Bu şüpheli durumu aydınlatmaya çaba harcamaktansa, Eygi’nin Necmeddin Hoca ile barışıp Millî Gazete’de yazmaya başlamasını şahitlerinden dinlemek isterdim. Necmeddin Erbakan’ın engin müsamahası ihmal edilmemelidir elbette. Yine de aydınlatılacak hususlar vardır diye düşünüyorum.

1990’larda artık antikomünizmin zemini kalmamıştı. Şevket Bey bilge bir Müslüman münevver olarak dinî nasihatler yapıyor, taşralılıktan şehirliliğe yürüyen dindar kitlelere şehirlilik dersleri veriyor, âdab erkân öğretiyor, hayata dair estetik ölçüleri hatırlatıyordu.

Dindar camiada Galatasaraylı ve de Mülkiyeli nadir bulunur! Şevket Bey bu iki nedreti nefsinde birleştiren bir muhafazakâr timsali olarak1990’lardan itibaren etkili oldu. Bu muhafazakârlık bir Osmanlı muhafazakârlığı idi. Gazete köşesinin başlığındaki güzel Osmanlı hattı hatırdan çıkarılmamalıdır. Neden cumhuriyet muhafazakârlığı değil? Cumhuriyet’in muhafaza edilecek değerleri var idi ise, bunu temsil edenler CHP tarafından olmalıydı. Onların laiklikten ve bu hayat tarzının esası olarak görülen alkolizm ve çıplaklık muhafazakârlığından öte gidecekleri yer yoktu.

Şevket Bey, son resmi ile herkesin ilgisini çekti, saygısını kazandı. Müthiş bir kitap meraklısı idi. İstanbul’da bulunduğumuz zamanlar Beyazsaray’da Enderun kitabevinde ehli kitabın sohbeti koyulaşmışken akşama doğru Şevket Bey iki sünnetçi çantasıyla içeri girerdi. O kabarık çantalarda o günün hasılatı nadir kitaplar vardı. Enderun müdavimleri ağızlarının suyu akarak bu kitapların teşhirini şevkle seyrederdi.

Şevket Eygi kılığı, kıyafeti, ince zevkleri ile bir süre 1990’ların başında bazı Refahlı belediye başkanlarının gözdesi oldu. Bazı sosyal mekânların tanzimi, burada sunulacaklar ve sunum tarzı hakkında onun görüşlerinin etkili olduğunu hatırlayan var mıdır şimdi?

YORUMLAR (32)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
32 Yorum