Batıyor muyuz yoksa uçuyor muyuz?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati sosyal medya hesabından paylaştı: Enerji hariç cari işlemler dengesi haziran ayı itibari ile (son 12 ay toplamı) 35,0 milyar dolar fazla veriyor. Hatta 2002 sonrası 2019 yılındaki 38,6 milyar dolarlık fazladan sonra en yüksek seviye...
Oturdum rakamlara baktım: Enerji ve altın bizim ekonomik aktivite dışındaki kalemlerdir. O nedenle cari dengeye enerji ve altın hariç de bakmak gerekir. Hemen rakamları aktarayım:
Cari denge (yıllık) -32.667 milyon dolar (Önceki -28.893 milyon dolar)
Enerji ve altın hariç cari denge: +39.638 milyon dolar (Önceki +15.418 milyon dolar)
Rakamlar müthiş. Cari açık artıyor ama enerji ve altın hariç cari denge 15,4 milyar dolar fazladan 39,6 milyar dolar fazlaya yükselmiş.
Bakan Nebati haklıymış. Ya da model tuttu ve ekonomik aktiviteye dayalı ödemeler dengesinde iyileşme yaşanıyor!
Hatta şu noktayı da belirtelim: Türkiye geçmişte cari fazlaya hep iç talebi kısarak veya ekonomiyi soğutarak ulaşmıştı. 2020 sonrasında hem ekonomik büyüme hızlanmış hem de enerji+altın hariç cari fazla çok hızlı bir artışa geçmiş.
AK Parti döneminde pek rastlanmayan bir durum bu: Enerji ve altın hariç cari dengenin pozitif olması ve hızlı büyüme bir arada pek yaşanmayan şeydi. 2019 yılında 52,2 milyar dolar fazlalık ile rekor kırılmış ama ekonomimizin küçülmesi ile bu sağlanmış. 2021-2022 hem büyüme hem de enerji-altın hariç cari fazlada rekora gidiyoruz.
2014 yılında yüzde 3-5 civarı bir büyüme sürecinde enerji-altın hariç carı dengemiz sadece 13,7 milyar dolar fazlaya çıkabilirken şimdi yüzde 7-10 büyüme eşiğinde bile 40 milyar dolarlık bir enerji-altın hariç fazlaya ulaşmışız.
Acaba model tuttu ve uçuyor muyuz?
***
Gelelim işin biraz daha detayına...
Biliyorsunuz cari dengenin ana unsuru mal ticareti (ithalat-ihracat) ama bunun yanında turizm ve müteahhitlik gibi diğer temel gelirler de belirleyici oluyor.
Şimdi bir kaç rakamla duruma bakalım (Haziran ayı itibari ile yıllıklandırılmış, yani son 12 ay toplamı veriler -milyon dolar):
Cari açık -32.667 (önceki -28.893)
Cari açık (altın ve enerji hariç) +39.638 (önceki +15.418)
Dış ticaret dengesi -82.654 (önceki -47.167)
Enerji ve altın hariç dış denge -15.233 (önceki -7.122)
Şimdi soralım: Dış ticarette hem mutlak değerde hem de enerji ve altın hariç dengede bozulma devam ederken nasıl oluyor da cari dengede iyileşme yaşanıyor? Cevap: Tabii ki turizm ve müteahhitlik gibi 2019 sonrası ilk kez yaşanılan pandemi sonrası gelir artışından.
Gelelim enerji ve altın hariç dış dengenin eski büyüme dönemlerindeki durumu ile kıyaslanmasına: Geçen yıl turizm bu kadar iyi olmamasına rağmen burada yıllık açık 5-6 milyar dolar düzeyinde iken şimdilerde 15 milyar dolar açığa yükseldik. Yani ekonomik aktiviteye dayalı dış açık azalmıyor, tersine artıyor. Evet bu açık 2014-15-16 ve 2017 yıllarında 35-40 milyar dolar düzeyindeymiş ama şimdi de 7 milyar dolar seviyesinden 15 milyar dolara yükselmiştir. Ve yeni model döneminde yükselişini sürdürüyor... Yani model öncesi dış denge daha iyi durumdayken model ile daha da bozulmuş duruma geldik.
(Bunu sakın ha Bakan Nureddin Nebati Beye söyleyip moralini bozmayın)
***
Durun henüz bitmedi...
İşin bir de emek kısmı var. 2016 yılında ücretlerin ülke gelirinden aldığı pay %33,1... 2020 sonlarında bu pay %31,3’e kadar yavaş düşüyor.
Ve ne oluyorsa 2020 ortalarında başlıyor ve ücretlilerin payı hızla yüzde 24,6’ya geriliyor.
Bu ne anlama mı geliyor?
Ucuz işçilik... Yani Türkiye’yi ucuz işçi cenneti yapınca bizler köle olarak çalışıp zenginlere hizmet etmişiz. Durum bundan ibarettir.
NOT: Efendim Türkiye’nin kredi notunun düşüşünde borsada yapılan işlemler neden olmuş... Arkadaş insan hiç mi çalışmaz... Biraz bilim ve bilgi gerekmez mi?
DÖVİZ ALIMLARI YENİDEN Mİ?
BDDK 18 Şubattan beri KKM hesaplarını yayınlıyor. Son rakam 05 Ağustos itibari ile KKM’de 65,4 milyar dolar birikmiş.
KKM başladığında yabancı para mevduatları ise 261 milyar dolardı. Bu rakam parite etkisi ile beraber 231,2 milyar dolara kadar düştü. Ama hayret verici şekilde son 2 haftada YP mevduatları yeniden 240,7 milyar dolara yükseldi.
Hatta MB verisinden bakıyoruz:29 Temmuz 05 Ağustos haftasında YP mevduatları 6,4 milyar dolar artış göstermiş. Bu artışın 3,3 milyar doları şirketlerden ve 2,1 milyar doları da bankalardan olmuş.
Dövizde yeni alımlar mı yapılıyor yoksa yurtdışından (Rusya ve/veya S Arabistan) para mı geliyor?
Rezerv artışları ile beraber düşünüldüğünde sanki bir el AK Parti için fedakarlık yapıyor gibi... Ama ne karşılığında... İşte onu bilmiyoruz.