Derdimiz millet mi Kanal İstanbul mu?
76
Para yok!
Zaten işçilerin geçmişte biriktirdiği İşsizlik Fonu üzerinden ödeniyordu Kovid19 faturası. Ama onu da bitiriyoruz artık.
Aylık 2 milyar lira civarında bu ödemeyi bile çok gördük. Ama diğer yandan 200 milyar dolara mal olması beklenen Kanal İstanbul için peş peşe kararlar alıyoruz.
Geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum “İmar planını onayladık” dedi. Bu hafta ise Ulaştırma Bakanı “artık kazmaya başlayacağız” dedi.
Derdimiz Kanal İstanbul.
Ama işçiye gelince para yok.
Kanala gelince para çok. Karşı çıkarsanız ise “vay siz kimsiniz? Vay siz yerli ve milli davamıza, dini ve milli söylemimize nasıl karşı çıkarsınız”.
Oysa Milet aç.
Hem de feci şekilde aç.
İş yok, işsizlik çok ama derdimiz Kanal.
O zaman ne yapalım: Vatana Millete hayırlı olsun. Evlatlarımız, torunlarımız olmadı onların da evlatları ve torunları çalışıp çalışıp öderler Kanal İstanbul parasını.
İŞSİZLİĞE HAZIR OLUN
Ülke olarak 2015 yılından beri işsizlik rakamlarında sınırların üzerindeyiz. Kronikleşen bir işsizlik var.
Zaten Haziran 2015 seçimlerine bu sıkıntı yansıdı. Ama artık seçimlere işsizlik yansımıyor. Özellikle 15 Temmuz sonrası yerli-milli söylemi ile siyasi tercih yapılıyor. O nedenle de yönetim her türlü ters kararları alabiliyor ve Milletin sırtına büyük faturalar yükleyebiliyor.
Mesela geçen hafta MB Başkanı görevden alındı ve Millet olarak 1 trilyon lira daha maliyet üstlendik. Zamanı, taksiti geldiğinde ödemeye devam edeceğiz.
Hatta ithal ürünlerde yaşanan zamlar bize şimdiden fatura çıkartmaya başladı bile.
Ama bu işin daha sorunlu tarafı işsizlik olacak.
Halen 10 milyonun üzerinde ve yüzde 30’u aşan bir işsizlik yaşıyoruz. Para yok diye Kısa Çalışma Ödeneği de bitince bu rakama epey sıfırlı bir işsiz grubu daha eklenecek.
İşin daha vahim tarafı ise yeni MB Başkanı sonrası sarsıntı geçiren mali piyasaların reel sektör üzerindeki olumsuz etkileri olacaktır.
Bugün finansal olarak yaşanan dalgalanma yarın reel olarak piyasalara gelecektir. O zaman yeni işsizler oluşacak ve yine fakirliğe bağlı toplumsal sorunlar artacaktır.
Umarım bu konularda da yanılırım ve yazdıklarımın tam tersi sonuçlar çıkar.
Ama bilmeliyiz ki bu tercihleri biz yaptık. Biz dedik ki, sizi seçtik ve bizi istediğiniz gibi yönetebilirsiniz.
Sürece bakmadan sonucu değerlendirmek yanlış olur. O nedenler sanırım biz bu sürecin neresinde yer aldık ve şimdi düzeltmek istersek ne yapabiliriz diye epeyce insanın geriye dönmesi gerekiyor.
Aksi halde Kanal İstanbul için yastık altındaki varlıklarınız çıkartmanız da yetmeyecek. Torunlarınızı da sıkı bir çalışmaya ve kazanmamaya hazırlayın.
Bizi bekleyen gelecek daha ne olabilir ki? Karar sizindir.
Ankara ve İstanbul
Taha Akyol
Kim itiraz etmeliydi?
Ahmet Taşgetiren
Dış güçler olmasa günahlarımızı kime yükleriz?
Mehmet Ocaktan
Seçimde paso fitne neyi saklıyor?
Akif Beki
Çalışmak ve icat bizi bozar
İskender Öksüz
MOSSAD ajanı TÜİK mi?
İbrahim Kahveci
Lahey’deyim…İsrail nereye kadar?
Figen Çalıkuşu
Rapor parasıyla ilgili yasaya Anayasa Mahkemesinden iptal kararı
Eyüp Sabri Demirci
Düşman Fenerbahçe’nin mi Ali Koç’un mu?
Gökhan Aktürk
İntikam değil adalet aranmalı
Şule Demirtaş
Türkiye'den Almanya'ya çalışmaya gideceklere bazı tavsiyeler
İlker Yıldız
Paraları varmış gördük
Sacide Özlem
En hakiki mürşit ‘parti hakikati’
İbrahim Kiras
Erken bir seçim analizi…
Ali Bayramoğlu
Ak Parti’nin ve medyasının ikna gücü
İsmet Berkan