Ekonomik çıkmaz!
Son günlerde ne yapacağını şaşırmış; panikte bir o yana, bir bu yana koşan insan gibiyiz.
-Bir taraftan tüketimi artırın diye bankalara faiz indirin çağrısı yapıyoruz.
-Diğer yandan daha az tüketin diye tasarrufları artırıcı kanunlar çıkartıyoruz.
-Bankalar ise topladığımız paranın yüzde 20'si daha fazla kredi verdik; para kalmadı diyorlar.
-Hükümet ise mevduat için yarış yapmayın diyor; ama bankalar kredileri artırsın istiyorlar.
Hepsinden de öte sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan "faiz sömürü aracıdır" diyor.
Galiba ekonomide yaşadığımız sorunu çözmek için faizden başka çaremiz kalmadı. Faiz sömürü aracıdır, haramdır falan ama şu anda sorunu aşmak için bankacılardan başka gidecek kapımız kalmadı. Toplantılar bunu gösteriyor.
*****
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Eylül/2016 bankacılık verilerini açıkladı. Buna göre;
Bankalar: 1.610 milyar lira kredi verdiler
Bankalar: 1.341 milyar lira mevduat topladılar.
Toplanan mevduattan 269 milyar lira daha fazla kredi verilmiş durumda. Ama bankalara daha fazla kredi verin diyoruz.
Faizden başka gidecek kapımız yok. Ne acı...
****
Devlet, Merkez Bankası aracılığı ile piyasaya/bankalara günlük/haftalık olarak yaklaşık 100 milyar lira para veriyor. Yazının en altında bir grafik var. Lütfen iyi bakın.
Merkez Bankası yüzde 7,78 (03/11/2016) ortalama fonlama faizi üzerinden bu parayı veriyor. Yine aynı devlet uzun vadeli tahvilde yüzde 10,20'den borçlanmak durumunda. Piyasada devletin uzun vadeli tahvil faizinin oranı çift hanede.
Devlet tek hanede veriyor; ama çift haneden borçlanıyor.
Gayet iyi iş.
Bankalara yüzde 8,0'in altında ver;
bankalardan yüzde 10,0'un üzerinden geri al.
Kurulan dengeye bayıldım.
Gerçekten faiz sömürü aracıymış.
Böyle bankacılığı bende yapardım.
Tabii faizin haram olduğuna inanmasam.
*****
Merkez Bankası fonlama faizi ile; devletin uzun vadeli borçlanma faiz farkı son olarak yüzde 31,14'e çıktı (03/11/2016). Oysa 06 Ocak 2016'da bu fark en yükseğe çıkmış ve yüzde 28,26 olmuştu. Kısa süre sonra bir taraftan Merkezin fonlama faizi artmış, diğer yandan piyasada faiz düşmüştü. Yani tehlikeli durum sürmemişti.
Şimdi piyasada bir kilitlenme yaşanıyor. Devlet ucuz faize para veriyor ama piyasada faiz düşmüyor. Farkta yüzde 30'un üzerine çıktı. Bakalım bu çıkmaz nasıl aşılacak? Acaba Merkez Bankası fonlama faizini mi artıracak; yoksa doların yükselişine seyirci mi kalacak? Göreceğiz.
Burada bir tehlikeyi yeniden işaret etmek durumundayım. 14 Eylül günü "Bu Oyun Çiller ve Ecevit'in Sonu Olmuştu" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yeniden hatırlatmak isterim ki; piyasa siyasi emirle hareket etmez; geçmişte bir süre sonra emri verenlerin tasfiyesi yaşanmıştır. Bu oyun tehlikelidir ve sonu hüsranla bitmiştir.
Bu oyun Çiller ve Ecevit’in sonu olmuştu
Lütfen piyasayı kilitlemeyelim.
Bankaların "faiz makası"nın eskiden yüzde 40-50 civarında olduğunu ama 2009'dan sonra bu makasın yüzde 90'lara ulaştığını geçen iki haftada sürekli işledim. Önlem alacak isek buraya bakalım. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali "en az 4-5 puan sabit maliyetimiz var" dedi. Değişken maliyetle fark 7-8 puana çıkıyormuş. Yani bankalar %0,0 faizle para bulsalar bile %7,0-8,0'den aşağı kredi vermez demek istiyor. Neden acaba!
****
Dolar sorunu!
2002 yılında dolar/TL kuru 1,70'deydi. Artık 3,15 lirada. Bugüne kadar dolardaki yükseliş reel değildi. Ama bundan sonrası reel yükseliştir.
Neden mi?
Dalgalı kur ile yıllarca enflasyonun gerisinde kalan dolar, aslında bugüne kadar aradaki farkı kapattı. Merkez Bankası reel kur seviyesi 100'e geldi. Yani bugüne kadar enflasyonu geriden seyreden dolar, artık enflasyonun önüne geçiyor. Yani dolarda bir yükseliş olursa bundan sonrası gerçek yükseliştir. Benden hatırlatması.