Eşik değerin üzerindeyiz

Beklentiler ve öncü göstergelerde durum gayet iyi gidiyor. Önceki gün MÜSİAD- SAMEKS endeksi açıklandı. Nisan ayına göre 2,0 puanlık yükselişle, bileşik endeks 55,2’ye yükseldi. SAMEKS-Sanayi endeksi ise, 5 aylık iyileşme sürecini sürdürerek 55,5 seviyesine yükseldi.

Dün ise, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Mayıs ayı PMI Endeksi açıklandı. Aralık 2013’ten bu yana en güçlü iyileşme yaşanmış. Endeks, 51,7 seviyesinden 53,5’e yükseldi. Son 3 aylık ortalama değer de 50,7 ila eşik değer olan 50,0’nin üzerinde gerçekleşti.

Bu yılın ilk çeyreğinde işlerin ülkemize yakışır şekilde iyi gitmediğini sanırım eski yazılarımdan hatırlıyorsunuzdur. Sanayi üretimi ilk çeyrekte sadece yüzde 1,8 artabildi. Buna karşılık perakende ciro endeksi reel olarak geriledi. İnşaat yapı ruhsatı da önceki yıla göre azaldı. Bu veriler eşliğinde benim ilk çeyrek büyüme beklentim yüzde 2,0 ve altı. Ama Sayın Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi yüzde 4,0 ve üzeri bir büyüme beklendiğini açıkladı. Peşin söyleyeyim; inşallah benim tahminin yanıltır. Ülkemin iyi olmasından daha büyük mutluluk mu olur...

***

İlk çeyrek beklentimin tersine ikinci çeyrekte işlerin giderek iyileştiğini söyleyebiliriz. Yaklaşık olarak 150 milyar liradan fazla parasal genişleme yaşanan ekonomide olumlu etkiler yeni yeni oluşuyor. Yukarıda açıkladığım Sameks ve PMI endeksleri oldukça iyi seviyedeler. Henüz sonuçları somutlaştıracak veriler gelmedi. Yine de durumun birinci çeyreğe göre çok daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.

Evet, finansal göstergelerde henüz çok net düzelme oluşmadı. Mesela enflasyonda düşüş beklentisi maalesef kırılamadı. Hatta açıklanacak enflasyonun Mayıs ayında yüzde 12,0 bandını aşabileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Çünkü, İstanbul’da fiyatlar geçen yıl gerilerken, bu yıl mayısta arttı. Ramazan ayında mevsimsel etki ile düşmesi gereken meyve-sebze fiyatlarına “ramazan zammı” geldi...

Mevduat faizlerinde ise yükseliş sürüyor. Enflasyon artışı ve mevduat faiz artışı elbette kredi maliyetleri üzerinden reel sektörü etkileyecektir. Ama şu anda “baskı dönemi” ve nerede ise mevduat-kredi faizleri eşitleniyor. Hani hep derim ya, aslolan reel faizle beraber faiz makasıdır. Nominal faizden daha önemlisi reel faizdir ama benim ısrarla takip ettiğim en önemli kalem “faiz makasıdır”. Aracılar mevduata ne veriyor; krediden ne alıyorlar? İşte bu farka bakıyorum...

Faiz makası konut kredilerinde sıfıra geldi sayılır. Ticari kredilerde ise yaklaşık 3,0 puanlık veya yüzde 27’lik fark kaldı ki; bu hiç büyük bir oran değil. Bir aralık makasın yüzde 100’ü geçtiğini bile gördük.

İyi ama bu küçük fark nasıl korunacak? Bence imkansız... Nasıl sonlanacağına bakacağız. Bugünlerde borsada yaşanan ayrışmanın da ana nedeni bu tablo. Benzer durumu 2000’de yaşamıştık.

***

Bugün asıl noktamız şurası: Öncü göstergeler oldukça iyi. Turizm de 20 ay aradan sonra artış yaşadık. Mesela Hollandalılar bize gelmedi ama Almanlar hiç bakmamış olaylara. En fazla turist Almanya’dan gelirken, geçen yıla göre yüzde 6,0’dan fazla artış var. Rusya’dan gelen turist ise 2015’den fazla. Ukrayna ise, “Bu gidişle Ukrayna’da kimse kalmaz” türünde.

İyi ama neden bu iyimserlik ihracatta net etki göstermiyor? Neden üretimi de aynı oranda artıramıyoruz?

Kurlar son 3 yılda 2,0 liradan 4,0 lira sınırına dayandı. 50 bin dolarlık mal eskiden 100 bin liraydı. Şimdi ise alırken yine 100 bin lira ama satarken 200 bin liraya yükseldi. İhracatın daha çok artması gerekiyordu.

2008’de 127 milyar dolar

2014’de 157 milyar dolar

2017 Mayıs ayında (12 aylık) ihracat 147 milyar dolarda.

Bundan tam 3 yıl önce Mayıs ayında ihracatımız 13 milyar 364 milyon dolardı. Bugün Mayıs ayında ihracatımız 12 milyar 472 milyon dolar...

Ve biz övünüyoruz. (TİM verileri)

***

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Nisan ayında ihracatımız yüzde 7,4 artarken, ithalatımız yüzde 9,9 arttı. Ocak-Nisan döneminde ise, ihracatımız yüzde 8,7 artarken, ithalat yüzde 8,3 arttı.

Oysa, ithalat ve ihracattan enerji ve altın verilerini çıkardığımızda şunu görüyoruz: İhracat artışı %8,9’a çıkıyor. Buna karşılık ise ithalatımız bırakın artmayı, %1,4 geriliyor. Kur etkisinin dış ticarete yansımasını ithalatta görüyoruz ama maalesef ihracatta yeterince göremiyoruz. Oysa hem PMI endeksi hem de SAMEKS endeksi nerede ise 2014 iyimserliğini yakalamış durumda. O zaman sorun nerede?

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum