Kimin yolu?

Kar yağdı ve işe gitmek zorundasınız... Ama yol kapalı.

O yolu kim açacak? Ya da bir başka şekilde soralım: Yol kimin?

İlk akla gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi... İyi ama o zaman Ankara’dan Ulaştırma Bakanı neden İstanbul’a gelip “bizim sorumluluğumuzdaki yollar açıldı” desin.

Demek ki, İstanbul içindeki yolların bir kısmı belediyeye ait değil. O yolları Ankara işletiyor. Tıpkı -U- metroları gibi.

Hadi kalan yollara bakalım. Ana arter yolları Büyükşehir Belediyesi, ara yollar ise İlçe belediyeleri... Her birinde ayrı bir makine parkı; her birine ayrı bir maliyet.

Bu durum bugüne kadar zaten vardı. Büyükşehirlerde il yönetimi ile ilçe yönetimlerinin ayrışma sorunu. Buna bir çözüm getirilmek zorunda.

Durun, biz ilk konumuza geri dönelim. Şu Ankara’nın yollarına...

İstanbul içinde bir çok bağlantı yolları var. Mesela yeni havalimanına gideceksiniz ama yollar paralı. Hatta bırakın havalimanını, evinize giderken bile üstünüzde onlarca kameralı yollar döşenmiş durumda.

Sürekli dıt dıt ötüyor. Siz farkına varmasanız da bakiyeniz sürekli eriyebiliyor. İşte o yollar kimin?

Sizden para kesmede çok mahirler. Hatta siz o yolları kullanmasınız da sizden para kesmeye devam ediyorlar.

Para konusunda çok mahir olan bu ara ve ana yollar Hazine garanti müteahhitlerin yolları. Kapalı da kalsalar, açık da olsalar para alıyorlar. Siz gitseniz de, yok gitmeseniz de para almaya devam ediyorlar.

İşte Ulaştırma Bakanı bu soruyu cevaplamadı. Bu konuya açıklık getirmedi. Hazine garantili müteahhitlerin yolları kimin sorumluluğunda? Onlar kapalı kalınca kim hesap verecek?

Beğenmediğimiz Yunan Hükümeti vatandaşlarını yolda mahsur bırakan özel işletmeciyi araç başına 2 bin avro ceza ödemeye mecbur bıraktı.

Bizde durum ne?

Kuzey Marmara Otoyolu bir süre ulaşıma kapalı kaldı. İyi ama bu süre zarfında bırakın ceza ödemeyi, bizler Hazine vasıtası ile müteahhide ödemeye devam ediyoruz.

Müteahhit garantili parasını alıyorsa, neden yolunu açmak için zahmete-maliyete girsin? Zaten girmedi de...

Onların yolunu da Karayolları açmaya çalıştı.

Bu iş bu kadar basit.

Hazine garantili isen;

-Dolar/TL’den korunursun

-ABD enflasyonundan bile korunursun

-Geçen ve geçmeyen araçtan korunursun

Ama şimdi öğrendik ki;

-Yağan kardan bile korunursun

PUSUDA BEKLEYEN DÖVİZCİLER

24 Aralık haftası 261,2 milyar dolar olan yabancı para -YP mevduatları 21 Ocak günü itibari ile 254,6 milyar dolara geriledi. Yaklaşık 6,7 milyar dolar pariteden arındırılmamış bir azalış var.

Diyelim ki, hepsi TL’ye geçti. Hatta biraz daha fazlası da TL’ye geçmiş olsa ne olur?

Şimdilik dolar/TL 14,0 lira sınırının altında seyrediyor. Diyelim ki, şirketler gönül rızası ile 90 milyar dolarlık döviz hesaplarını hızla TL’ye geçirdiler. Ne olacak?

2022 yılında özel sektörün 35 milyar 880 milyon dolar dış borç ödemesi bulunuyor. Bu borcun 21 milyar 887 milyon doları finansal kuruluşların; hadi onlar da dış borçlarını yenilemiş olsun.

Yeni modelin adı neydi?

Üretim-Yatırım-İhracat ve İstihdam

O zaman yatırım gerekiyor. Yatırım için de makine-teçhizat ithalatı gerekiyor. Zaten özel sektörün dış borç artışı ile yatırım değişimi arasında bir bağ bulunuyor.

Biz şimdi şirketlere döviz kullanmayın diye yatırımı da boş verin diyoruz.

Faizin yatırımdan da öne çıktığı bir model. Ama adı farklı...

Adına bakarsanız zaten iktidarda Adalet ve Kalkınma Partisi yok mu? Daha ne soruyorsunuz..

***

Mart geldiğinde FED gelecek... Bakalım pusuda bekleyen kurlar ne olacak? Hazineye yeni bir mali yük, gençlere yeni bir gelecek satışı daha...

Geleceğinizi iyi düşünün. Gelecek satmaktan hala yorulmadık; hatırlatırım.

YORUMLAR (35)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
35 Yorum