Naci Ağbal’ı mumla aramak!

Gece yarısı kararnamesi ile görevden alınan Murat Uysal’ın yerine yine aynı şekilde gelmişti. Ve yine aynı şekilde bir gece yarısı kararnamesi ile de gitti.

Göreve getirildiğinde “Naci Ağbal faiz artıramaz” demiştim. Çünkü kamuoyuna verilen fısıltı bilgilere göre Murat Uysal gizli gizli faiz artırdığı için görevden alınmıştı.

Örtülü faiz artırımı bizim Merkez Bankası’nın son yıllarda başvurduğu önemli bir argümandı. Murat Uysal tabela faizini 10,25’te bırakmıştı ama fiili faizi yüzde 15’e çoktan çıkartmıştı ama dahasına koltukta kalma süresi yetmedi.

Eğer Murat Uysal yine bir gece yarısı görevden alınan Murat Çetinkaya gibi üst iradenin (Cumhurbaşkanı Erdoğan) isteklerine uymuyorsa koltukta kalamayacağı dile getiriliyordu. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Murat Çetinkaya için faiz indiriminde direniyor diye “laf dinlemiyor” demişti.

Aslında her şey çok açıktı.

Faiz indiren kalır, faiz artıran gider...

Naci Ağbal göreve geldiğinde tabelada 10,25 olan ama fiili olarak 15,0’e yükseltilen faizi sadece birbirine eşitledi. Ama ardından tablodaki görüntüye göre faizi önce yüzde 17,0’ye ve sonra da yüzde 19.0’a yükseltti.

Bu hamlelerin sonucu olarak dolar 8,50’lerden 7,0 liranın altına düşerken yabancı sermaye girişi de pozitife dönmüştü.

Ama ne olduysa oldu ve faizi yüzde 190’a yükselten Naci Ağbal’da görevden alındı. İşte o günlerde TV ekranlarına çıkan herkes Naci Ağbal’ın faiz artırdığı için görevden alındığını söyledi.

O zaman şimdi ne durumdayız?

Naci Ağbal gidince ne oldu?

Faiz hala yüzde 19,0’da. Aradan 4 ay geçti ve tek bir faiz hamlesi yapılmadı.

Ama bu sefer dolar/TL’de yükseldi. Yüzde 15,0 faizde 8,50 olan kur bugün yüzde 19,0 faizde aynı seviyede.

Şimdi sormamız gerekmiyor mu? Madem bu olumsuz dengeye yol açacaktık neden Naci Ağbal görevden alındı?

Bunun hesabını kim nasıl verecek?

Acaba dış güçler diyerek bu yanlış kararların sorumluluğundan kurtulabilir miyiz?

Yanlış kararların sorumluluğunu üstlenecek miyiz? Ya da aslında Naci Ağbal faizden dolayı görevden alınmadı, başka nedenler var diyerek bunu mu kamuoyunun bilgisine açıklamalıyız?

Bakınız ekonomi öngörülebilir bir şeffaflık ister. Yarın ne olacağını, hangi şartlar karşısında nasıl davranılacağını bilmek ister.

Yatırımcı öngörülebilir bir ekonomide daha rasyonel kararlar alabilir.

Şimdi kendimize soralım: Öngörülebilir bir politikamız var mı? Dün Merkez Bankası’nın sürpriz yapıp yapmayacağı konusunda kaç kişi tedirgindi?

Naci Ağbal’ın aslında en başarılı tarafı buydu. Yani enflasyon artarsa hiç çekinmeden faiz artıracağını ama düşerse de indireceğini net şekilde söyledi.

Yaz aylarından sonra faiz indirimi olabileceğini ama bunun önce enflasyon düşüşüne bağlı olduğunu açıkladı.

Bugün ise bu sözlü yönlendirmeler bile istikrarsız. İki ay önce yazılı metinden çıkartılan cümleler iki ay sonra yeniden geri geliyor. Acaba ne değişti ki?

Kararlı duruş için neden veya nereden çekiniyoruz?

Burada artık şunu diyemeyiz: “Biz yaptık oldu, bitti.... Gerisini sorgulamayın.”

İyi ama sokaklarda işsiz, yoksul, fakir bir ülke kaldı. Verilen yanlış kararlar topluma ağır bir ekonomik yük olarak yansıyor.

Bu toplum bu ağır yükü daha ne kadar “dış güçler” yalanı ile idare edecek?

Artık gerçekleri görmek ve ona göre hareket etme zamanı gelmedi mi? Lütfen gerçeklere dönelim ama lütfen....

YORUMLAR (72)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
72 Yorum