O kadar basit o kadar basit ki...

Bazen soru soranlar söyler: Cevap o kadar basit o kadar basit ki...

Ali İhsan Varol ‘Kelime Oyunu’ programında cevabın basitliğini bu şekilde ifade ediyor. Basit düşünün ama çok basit...

Bu durumu ben de şu faiz meselesinde anlatmaya çalışacağım.

***

BDDK ve Merkez Bankası son 1 hafta içerisinde 2 önemli karar açıkladılar.

1- Önce MB açıkladı: Bankaların işletme kredilerinden de %10 karşılık alacağım dedi. İşletme kredisi üzerinden kimsenin döviz alması istenmiyor.

2- Zaten BDDK hemen ardından bankalara dedi ki; kimse oradan buradan döviz alım-satımı işine girmesin. Her işlem bizim gözümüzün önünde gerçekleşsin.

Ben özetleyeyim: Hükümet etrafa para dağıtmak istiyor. Aslında dağıtıyor da... Hani Nureddin Nebati İSO toplantısında diyor ya “Cumhurbaşkanımız her hafta, her kabine toplantısında bir kredi paketi....” işte onlar. (not: faizde Nass oluyor ama kredi paketlerinde Nass olmuyormuş demek ki..)

Parasal genişlemede sınır tanımak istemeyen Hükümetin tek korkusu döviz... Biz para dağıtırız ama ya bu paralar ile Millet döviz almaya kalkarsa?

***

Neydi ekonomi programının sloganı: Yatırım-Üretim-İstihdam... Bu arada sloganda birkaç cümle daha olabilirdi ama aç karnıma aklıma bunlar geldi!!!

Yatırım ve üretim için faizi düşürmek gerekiyordu. Bütün gerekçe buydu.

İyi de kardeşim bu o kadar basit o kadar basit ki... Bak şimdi işletme kredisinde karşılık alacam dediğinde zaten yüksek olan faizler daha da yükselecek.

Oysa yatırım-üretim kredisi çok rahat ve çok basit ucuz verilebilirdi.

Merkez Bankası veri setinden aktarıyorum: (22 Nisan 2022)

Bankacılık sektörü kredi hacmi: 5 trilyon 388 milyar TL

Kalkınma ve Yatırım Bankalarının kredileri: 410 milyar 625 milyon lira.

***

Bu rakamları neden verdim?

Bütün yatırım ve üretim kredilerini -Kalkınma ve Yatırım Bankaları- üzerinden verirsin. Mevduat Bankalarını bu işin dışında tutarsın ve onların işletme-ihtiyaç kredileri üzerinden yatırım-kalkınma bankalarını finanse edersin.

Bu kadar basit... Evet, evet bu kadar basit.

Bu sayede ormanı yakmaya gerek kalmazdı.

Bakınız üretim-yatırım kredilerinin faizi düşsün isterken aslında bütün kredi faizlerini artırdık. Sadece kredi faizleri artmadı, yanı sıra kurlar da patladı.

Sadece kur artışının 6 ayda dış borç maliyeti 2,9 trilyon liraya ulaştı bile. İthalat maliyetini ve diğer dövizli işlemlerin maliyetini hiç söylemiyorum bile.

Peki, 400-450 milyar liralık üretim-yatırım kredisinin faiz ne tutar? Geçen yıl kredi faizleri %20-21 seviyesindeydi ve bu kredi faiz yükü 70-80 milyar lira tutuyordu. Bu yıl ise 100-120 milyar lira civarında bir yekûn oluşabilir.

İyi ama 100 milyar liralık faiz giderinin bir kısmından tasarruf edeceğiz diye hangi akıl sadece dış borçlanmada maliyeti 2,9 trilyon lira artırır?

Hangi akıl 20-30 milyar lira tasarruf için koca ülkeye 4-5 trilyon lira zarar yükler?

Söylediğim cümleyi tekrar edeceğim: Bu kadar yanlış bilinçsiz yapılamaz.

O zaman sormak lazım: Gerçek ne?

YORUMLAR (38)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
38 Yorum