Orta sınıf erirse kültür-bilim-demokrasi ve kalkınma da erir
Dar bir ekiple her gün derin ekonomik sorunları gündeme taşıyoruz. Oysa KARAR Gazetesi ekonomi servisinde sadece dört arkadaşız.
Son 4 güne baktığımda, cari açığın yüksek faizle kapatıldığını ama buna rağmen açığın finansman edilemediğini vermişiz. Eğitimli (üniversite mezunu) kadınların işlerini kaybetmeye devam ettiğini çıkarmışız. Türkiye’nin verilerine ulaşımın ve güvenilirliğinin uluslararası kurumlarca tartışılmaya başlandığını yazmışız. Kısaca eskiden 8-10 kişilik ekiple yaptığımız işleri, şimdi çok az sayıda arkadaşımla gerçekleştiriyoruz.
***
Gelelim bugünün meselesine;
Aslında Cuma günü verdiğimiz haber ilk işaret olarak kabul edilebilir. Neydi o haber? Eğitimli kadınlar iş bulamadıkları gibi, mevcut işlerini de kaybediyor. 2015-2016 döneminde erkeklerle eşit şekilde iş bulan üniversite mezunu kadınların, 2016-2017 döneminde iş bulma oranları yarı yarıya düştü.
Ve asıl veri son ay geldi...
Mayıs ayından-Haziran ayına, sadece 1 ayda üniversite mezunu 12 bin kadın işini kaybetti. Oysa aynı dönemde 2 bin üniversiteli erkek iş başı yaptı.
Geçen ay “yükseköğrenim görmüş olan kadınların iş riski neden arttı” diye sormuştuk? Aldığımız cevaplar özellikle 2016 sonunda yürürlüğe giren doğum iznini gösterdi. Oysa aynı dönemde lise mezunu ve altı kadınlar iş bulmaya devam ediyordu...
Demek ki; hakkını arayan kadına iş yok. Galiba hakkını arıyorsan kapıya da konulmak bu hakkın diğer parçası olsa gerek...
ZENGİNİN DERDİ PARA...
Biraz tarih hatırlayalım mı? Mesela burjuva devrimi dediğimiz Fransız Devrimine bakalım. O dönemde burjuva asiller sınıfında değildi... Sonra Amerikan iç savaşı...Köleliği kaldırmak isteyen Kuzey, bir orta sınıf idealindeydi. (Bunları elbette tartışabilirsiniz; burada sabit fikirle bir konu tartışmak istemiyorum)
Bir toplumun büyük değişiminin en üst kesim ve en alt kesimden beklenmeyeceğini sanırım herkes görecektir. Mesela ülkemize bakalım... Bugün demokrasi-hukuk-adalet gibi bir çok sıkıntıları kapalı kapılar ardından dile getiren iş dünyası üyeleri...
Veya en büyük iş insanlarının açık konuşmalarında çok nazik ve hassas şekilde dillendirilen istekleri...
Kimse bu cümlelere kanmasın. “Yeni politik denge ve iş dünyasının yaklaşımı” yazımda bu konuyu işledim. Türkiye’nin zenginleri çok iyi kazanıyor... Bakmayın o zenginlerin arada bir konuşmalarına...Nerede ise hepsi şu andaki düzenden çok memnun.
Türkiye’nin en zenginleri paraya para demiyor. Kazançları hiç bu kadar olmamıştı. Ülkenin servetinin yarısından fazlası onlarda. Gelirleri ise yüzde 47,2’ye ulaştı.
Ak Parti döneminde en fazla kazananlar en zenginler neden şikayet etsin ki? Zaten fiili durum da bunu gösteriyor.
***
Ya orta sınıf?
Hani rahmetli Turgut Özal’ın “ortadirek” olarak tanımladığı kesim. Büyük kesimi beyaz yakalı olanlar... Kültürün-bilimin merkezi olan kesim. Bilim deyince elbette teknoloji ve kalkınmanın beşiği olan kesim. Fikriyatın merkezi olan kesim...Demokrasiye en fazla ihtiyacı olan ve demokrasinin bekçisi olan kesim.
Dün yazdım ama tekrar edeceğim.
Eğitim düzeyine göre ülkemizde fertlerin iş gelirleri ne durumda? TÜİK- 2013 ila 2016 verileri olduğundan 3 yıllık gelir artışını veriyorum:
-Türkiye’de ortalama gelir artışı %44,7
-Okur yazar olmayanlarda %54,1
-Bir okul bitirenlerde %58,7
-Lise altı eğitimlilerde %44,4
-Lise ve dengi okul mezunlarında %42,4
-Üniversite mezunlarında %28,1 artmış.
Sadece son üç yılda; bir üniversite mezununun kazancı, hiç bir okul bitirmeyenin kazancının yarısı kadar artmış. Okuyanın cezalandırıldığı bir durum.
Lütfen bunu sadece devletin-siyasetin yaptığını da görmeyelim. Bunu ülkenin idaresini yönetenlerle sermayesini yönetenler birlikte yapıyor. Hep beraber bu ülkenin fikir havuzunu kurutuyorlar. İşbirliği halinde kültürümüzü eritiyorlar. Beraberce hakkını arayan okumuş kadını kapıya koyuyorlar.
2006 yılında binde 7,0 olan üniversite mezunlarının yoksulluk oranı artık binde 17,0...Buna karşılık lise mezunlarında yüzde 14,3’den yüzde 6,2’ye geriliyor. Okur yazar olmayanlar ve bir okul bitirmeyenlerde bile yoksulluk oranı gerilemiş.
Ama ne çare ki, üniversite bitirenlerde yoksulluk artmış.
İşte uzun vadede Türkiye’yi bekleyen en büyük tehlike bence burada yatıyor. Bir ülke için yozlaşma tehlikesini tam da bu veriler ifade edebilirdi. Şimdi “okumuş insanlar-parlak beyinler” bu ülkeyi terk ediyor derken bunun nedenlerini anlayabiliyor muyuz? Siyaset ve sermaye ülkenin belkemiğini oluşturan bu orta sınıfa karşı bir kez daha düşünmek durumunda.
Siyaset alt kesime balık vererek faydalanıyor. Orta kesimden ise sermaye hak vermeyerek yararlanıyor. İkisi de halinden çok memnun. Siz bakmayın perde önündeki ufak tefek sataşmalara. Onlar uykudan önce masaldan ibaret...