Türk Telekom meselesi
Varlıklarımızın değerini azaltmakta veya kendi varlığımızı hor görmede epey mahiriz.
90’lı yıllara damgasını vuran şirketimiz Telekom’du. Dünya’da esen telekomünikasyon fırsatından yararlanalım istemiştik. Piyasa değeri şişirilmiş olarak 35-40 milyar dolar dense de, rahatlıkla 20-25 milyar dolara satılabiliyordu PTT’nin Telekom kısmı. Ama olmadı...
Milli dediler
Stratejik dediler
Güvenlik dediler
Vs.. vs.. nedenlerle o satışın önüne geçtiler. O zamanlar dış borcumuz ile Telekom’un değeri aynı seviyedeydi.
Sonra yıllar geçti. Ve Türk Telekom defalarca ihalenin ardından nihayet özelleştirilebildi. Yüzde 55’i bir yabancı ortağa satıldı. Ortaklık payında kamunun ağırlığı yüzde 50’nin altına düştüğü için artık özel şirket statüsüne geçmişti.
SABİT TELEFON KULLANIYORLAR MI?
Hatırlayın, PTT: Posta-Telefon-Telgraf
Telgraf ne zamandır hayatımızda çok zaruri yer tutuyor? Yeni kuşak telgrafı ne kadar kullanıyor?
Hatta asıl şunu soralım: PTT’nin (eski PTT) Telekom kısmı şimdi hayatımızda ne kadar yer ediyor? Kimler sabit telefonu, ne oranda kullanıyor?
Bunu neden soruyorum? 90’lı yıllarda 20-25 milyar dolara sattırmadığımız Türk Telekom’u 2005 yılında 12 milyar dolar üzerinden sattık. Yüzde 55 hisseyi 6,5 milyar dolara alan yabancı ortağa ne bıraktık?
-Kullanılmayan sabit telefon..
BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) verilerine göre 2007 yılında ülkemizde 70,5 milyon nüfusa karşılık 18 milyon 201 bin sabit telefon abonesi vardı. Bu rakam artık (2016) 11 milyon 78 bine düştü. Hem de nüfus 79,8 milyona çıkmış olmasına rağmen.
Acaba Türk Telekom mu pazar kaybetti, yoksa modası geçmiş bir sektör mü var? Tıpkı telgraf işinde olduğu gibi, artık insanlar sabit telefon yerine mobil telefona geçiyorlar.
2007 yılında 61 milyon 976 bin olan mobil telefon abone sayısı, 2016 yılında 75 milyon 062 bine çıkıyor. Mobil geniş bant internet abone sayısı ise 2009 yılında 396 bin ile başlıyor ve 2016 yılında 51 milyon 737 bine ulaşıyor.
Şimdi insanın aklına şu soru geliyor: Acaba 90’lı yıllarda Türk Telekom satışına karşı çıkanlar bugün hangi iletişim araçlarını kullanıyorlar? Şimdi yabancı operatör kullananlar bu millilik durumunu (saçmalığını) nasıl izah ediyorlar?
BİRAZ VERİ BAKALIM
BTK verilerine göre 2017 yılı ilk yarısında telekom şirketlerinin net satışları şu şekilde:
Turkcell: 5 milyar 780 milyon TL
Vodafone: 5 milyar 132 milyon TL
T.Telekom: 4 milyar 798 milyon TL
AVEA: 3 milyar 226 milyon TL
Türk Telekom toplam: 8 milyar 023 milyon TL
Borsada açıklanan konsolide bilançolara göre ise, 2017 yılı ilk çeyreğinde: Türk Telekom 1 milyar 638 milyon TL faaliyet karı elde etmiş.
Yatırım tarafına baktığımızda ise, sadece 2012-2017/2. döneme kadar Türk Telekom ve AVEA birleşik şirketin yatırım harcamalarının 8 milyar 687 milyon liraya çıktığını görüyoruz. Aynı dönemde Turkcell 9 milyar 079 milyon ve Vodafone 5 milyar 305 milyon TL yatırım harcamasında bulunmuş.
Kısaca, son 5,5 yılda 23 milyar lira yatırım harcaması yapan bir sektörden bahsediyoruz. Ama benim için asıl başarı Türk Telekom tarafında: Telgrafın dönemi bitmesine rağmen çökmeyen bir şirketti...Şimdi de sabit telefonun kullanımı azalmasına rağmen çökmedi.
BU DEĞER BİZİM
Türk Telekom’un büyük hissedarı...Veya Vodafone’nun büyük hissedarı. İnanın bizi ilgilendiren kısım büyük hissedarlar mı, yoksa bu ülkeye kattıkları değerler mi? İşte biz bunu hala gerçekleştiremiyoruz. 90’lı yıllarda 20-25 milyar dolar satış değerine (İşletme hakkını) karşı çıktığımız gibi, şimdi de bu şirketlerin sahipliğine kafa yoruyoruz.
Büyük ortak borcunu ödemezse ne olur? Türk Telekom iflas mı eder? Yoksa değerli bir şirket olarak durursa daha yüksek fiyata bir başka satış mı olur?
Bence kritik konu burası: Kimse Telekom’un kablolarını söküp gitmeyeceğine göre; değeri düşürülen bir varlığımız çok ucuza bir başkasına gider.
Bütün mesele de bu...
Not: Kullandığımız cep telefonlarının nerede ise tümünün yabancı olmasının hiç önemi olmuyor ama...