Ermenistan için akıl ve sağduyu zamanı

Ermenistan bugüne kadar diplomasiden, komşularıyla sorunlarını müzakere ederek çözüm aramaktan uzak durdu hep. Çünkü bir yandan Rusya’nın, öbür yandan -kalabalık birer Ermeni nüfusu barındıran- ABD ve Fransa’nın desteği hiç eksilmedi arkasından. Bu bölgede aynı anda hem ABD’nin hem de Rusya’nın şartsız desteğine sahip olan bir ülkenin komşularıyla sorunlarını diplomasi yoluyla çözmeye çalışması beklenemez zaten.

Bu yüzden Dağlık Karabağ sorunu bir türlü çözülemedi. Azerbaycan otuz yıldır işgal altında bulunan topraklarını en sonunda -Türkiye’nin de dolaylı desteğiyle- askeri güç kullanarak kurtardı. Ama üç yıl önce kazanılan bu zafer sorunları tamamen çözmeye yetmedi. Çünkü savaşın ardından imzalanan ateşkes anlaşması bölgesel statüyü muhafaza etme eğilimindeki güçlerin etkisiyle şekillenmişti.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen daha küçük ölçekli ikinci bir operasyonla Karabağ’daki Ermeni nüfusa dayanarak faaliyet gösteren ayrılıkçı silahlı yapıya son verildi. Böylece Karabağ’ın kurtarılma süreci tamamlandı. Yine de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilaflar ortadan kalkmış değil. Hatta bölgede asıl mücadele bundan sonra başlayacak dersek abartmış olmayız. Zira bölgenin gerçek anlamda barışa kavuşması için çözülmesi gereken asıl mesele Zengezur’un durumu.

Bu meselenin asıl muhatabı ise Rusya. Emperyal Rus aklının çizdiği bölgesel politik mimarinin başlıca sütunlarından birinin ortadan kalkması Rus milli çıkarlarının berhava olması anlamına gelebilir.

Hatırlayacak olursanız, 2020’deki askeri operasyonla Karabağ’da işgal altındaki Azerbaycan topraklarının geri alınmasına Moskova’nın ses çıkarmaması yanlış yorumlara sebep olmuştu. Putin yönetimi Batı dünyasına açılma politikası yürüten Paşinyan hükümetinin burnunun sürtülmesini ve Ermenilere “Benim desteğim olmazsa bu coğrafyada güven içinde olamazsınız” mesajı vermeyi istediği için “ortada” durmuştu o zaman. Ayrıca Dağlık Karabağ’ın, geçtiğimiz dönemde Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki tansiyonu yönetmek için baş vurulan araçsal rolü dışında, stratejik bir önemi yok Ruslar için. Ama Zengezur öyle değil.

Zengezur meselesi hem Rusya ve Ermenistan için hem de Azerbaycan ve Türkiye için Karabağ’dan daha önemli. Aynı şekilde İran için de ABD ve AB için de Zengezur meselesi ve bu meselenin hangi şekilde çözüleceği büyük önem taşıyor.

Zengezur meselesi ne? Ermenistan sınırlarının vaktiyle Ruslar tarafından Azerbaycan’ın Türkiye ile irtibatını koparacak şekilde çizilmiş olması. Dolayısıyla “jeostratejik bir kilit” burası. Zira yalnızca Türkiye ile Azerbaycan’ın irtibatını koparmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin Azerbaycan üzerinden Orta Asya’ya, Azerbaycan’ın ise Türkiye üzerinden Batı dünyasına erişimine engel oluyor. Öbür yandan, Ermenistan’a da İran topraklarına çıkış kanalı sağlıyor.

2020’deki savaşın ardından imzalanan anlaşma Azerbaycan ile Nahcıvan’ı ayıran bölgede “Rusların kontrolünde bir kara koridoru” açılmasından söz ediyordu ama tarafların üzerinde uzlaştığı bu konuyla ilgili olarak geçen süre boyunca somut bir adım atılmadı. Bunun sebebi Erivan’ı vesayet altında tutmaktan vazgeçmeyen diasporanın ve Rusya’nın frene basması.

Ne olursa olsun, Zengezur’daki statükonun sürdürülmesi artık mümkün değil. Dağlık Karabağ’daki topraklarını otuz yıl sonra Ermeni işgalinden kurtaran Azerbaycan otuz yıl önce kendisine dayatılan politik pranganın öbür halkalarını da boynundan çıkarmak zorunda. Bugünkü ekonomik gücü, askeri imkanları, uluslararası bağlantıları ve küresel konjonktür de yanında üstelik.

Zengezur’da çözüm değil, bu çözümün formülü tartışma konusu artık. Nitekim Ermenistan bu koridorun açılmasına itiraz ermek yerine bunun kendi gümrük kapıları arasında pasaport ve vize ile seyahat edilebilecek bir kara yolu olmasını istiyormuş gibi görünüyor. Pazarlığı yüksekten başlatma taktiğinden başka bir şey değil bu. Çünkü en azından Laçin koridoru ile benzer statüde bir bağlantı yoluna sahip olmayı hedefleyen Azerbaycan’ın bunu kabul etmesi mümkün değil.

Ermeni tarafının pozisyonunu yumuşatmaması durumunda Bakü’nün otuz yıllık bekleyişten sonra Karabağ düğümünü bir anda çözen yöntemle bu meseleye de yaklaşacağını düşünmek gerekir.

Ne var ki Zengezur meselesi yalnızca Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki bir konu olmadığı için bu seferki süreç aynı derecede kolay olmayacaktır. En başta Moskova bölgedeki jeostratejik kırmızı çizgilerini korumak isteyecektir. Hatırlanacak olursa, problemin çözümü yolunda Azerbaycan tarafı çok ciddi fedakarlıklarda bulundu geçmişte. Bunlar hep Rus duvarına çarpıp geri döndü.

Ermenistan’a önerilen formüllerden biri “toprak takası”ydı: Karabağ’ın Ermenilerce meskûn kısmının Ermenistan’a bırakılması karşılığında Azerbaycan ile Nahcıvan’ı ayıran Zengezur bölgesinde koridor oluşturmaya yetecek miktarda toprak.

Başlangıçta Ermeni tarafının da sıcak baktığı bu çözüm formülüne Rusya istemediği için Erivan da hayır dedi. Sonrası malum, Dağlık Karabağ’ı tamamen kaybetti ve bunun sorumlusunun Moskova olduğunu Ermeni halkı yeni yeni anlıyor. Şimdi Zengezur’da aynı tuzağa düşmemek durumundalar.

Gelgelelim, aradan geçen sürede Ukrayna’yı işgale kalkışıp hem askeri hem siyasi hem de ekonomik anlamda bataklığa saplanmış olan Rus devletinin eli eskisinden daha zayıf şu anda. Yine de Zengezur’dan kolayca vaz geçmesi beklenemez tabii.

Keza bölgesel stratejik çıkarları itibarıyla Rusya ile Ermenistan’ın en önemli müttefiki olan İran da Nahçıvan üzerinden Azerbaycan’ı Türkiye’ye bağlayacak bir hattın açılmasını istemiyor.

Avrupa ve Amerika ise elbette Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden Batı dünyasına erişiminin sağlanmasını istiyorlar. Ama bunun için Ermenistan’ın bir şey kaybetmesinin söz konusu olmadığı bir formül arıyorlar.

Ayrıca bu formülün Ermenistan üzerindeki Rus kontrolünü de zayıflatmasını arzu ediyorlar.

Oysa Türkiye ile Azerbaycan’ın merkezinde yer almayacakları bir formülü yok bu işin. Batılı müttefiklerimizin bunu kabullenmeleri, Fransa’nın oyunbozanlığını bozmaları lazım. Koridoru İran topraklarından geçirmek gibi tuhaf fikirlerle de vakit harcamamaları lazım. AB’nin girişimiyle iki gün sonra İspanya’da gerçekleşecek olan zirvede tarafların gerçekçi ve kalıcı çözüme yoğunlaşmaları lazım.

Ne var ki Grenada zirvesinde Paşinyan’la bir araya gelecek olan Aliyev söz konusu koridorun her iki ülkenin de yararına olduğuna Ermenistan liderini ikna edemezse arzu edilmeyen şekilde bir çözüm yolunun devreye girmesi kaçınılmaz olur.

Buna karşılık, Bakü yönetiminin sahada ağır bir mağlubiyete uğrattığı Erivan’a karşı masada mümkün olduğunca yapıcı bir tutum izlemesi beklenmeli. Evet, Azerbaycan büyük bir zafer kazandı, halkının geçen süreçte çektiği acıları bir nebze olsun unutturacak kadar parlak bir askeri ve diplomatik başarıya imza attı. Ancak bundan sonraki aşamada Aliyev yönetiminin bu zaferi Ermenistan ile kalıcı bir barışa dönüştürmesi kendi çıkarınadır. Ermenistan’ın bundan böyle Rus çıkarlarının aleti veya diasporanın hastalıklı takıntılarının oyuncağı olmasına engel olmak hem Ermeni halkının hem de bütün komşularının hayrınadır. Çünkü bölgede herkesin birbiriyle iyi ilişki içinde olmaya ihtiyacı var. Hiç kimsenin yanı başında çılgınca kaynayan bir kazana tahammülü olamaz.

Erivan’ın da yaşadığı hazin mağlubiyeti içinde bulunduğu açmazdan kurtulma yolunda bir fırsat olarak değerlendirmesi akıllıca olur. Paşinyan vaktiyle “Bizim komşularımız Azerbaycan ve Türkiye, ABD veya Fransa değil” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Erivan’ın bu bilinç içinde kendi halkının refahı ve huzurunu sağlamak için yeni bir anlayışla hareket etmesi gerekir. Türkiye ve Azerbaycan da bu yolda komşularına destek verecek olurlarsa asıl büyük zaferin kazanılması mümkün olabilir.

Ermenistan için akıl ve sağduyu zamanı!

whatsapp-image-2023-10-03-at-00-49-27-001.jpeg

YORUMLAR (41)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
41 Yorum