Kilise nikâhı var, cami nikâhı niye yok

Evlilik insanlık tarihinin en eski kurumlarından biri. Çok eski çağlardan bu yana bir kadın ile bir erkeğin hayatlarını birleştirmeleri toplum tarafından bir şekle ve şarta bağlanarak meşrulaştırılmış ve böylece söz konusu birliktelikten doğan çocukların anne ve babalarıyla ilişkileri birtakım kurallara, dolayısıyla haklara kavuşturulmuştur. Nikâhın özü bir çiftin hayatlarını birleştirme kararlarını toplumun geri kalanına bildirmelerinden ibarettir. Bazı dini gelenekler bu kararın Allah huzurunda veya Allah’ın temsilcisi durumundaki din adamlarının huzurunda beyan edilmesini de gerekli saymışlardır.

Mesela, televizyon dizileri veya sinema filmleri aracılığıyla aşinası olduğumuz “kilise nikâhı”nın gerekçesi bu. Çünkü Hristiyanlıkta -veya Hristiyan kiliselerinin çoğunda- nikâhın kilisede veya bir din adamının önünde kıyılması zorunluğu var.

Ancak İslam hukuku nikâh işlemini dini bir eylem kabul etmiyor. Yani ibadet değil, alışveriş ve miras gibi konularla birlikte “muamelat” denilen dünyevi uygulamalardan biri sayıyor.

***

Asrı saadetten itibaren nikahların belirli görevlilerce kıyıldığı ve kayıt altına alındığı biliniyor. Daha ileriki devirlerde kadılar, yani yargıçlar bu işle görevlendirilmiş ve doğrudan mahkemelere bağlı evlendirme memurları nikâh kıyma ve tescili işlemlerini yürütmüşler.

Osmanlı devrinde de durum aynıdır. Nikâhın ya mahkemede hâkim huzurunda veya mahkemelerden “izinname” alınarak imamlar tarafından kıyılması ve akabinde evliliğin önce ilgili mahkeme dairesine sonra nüfus birimine bildirilmesi gerekiyordu. (Gayrimüslim Osmanlı vatandaşları için ise izin ve kayıt işlerini mahkemeler yerine dini cemaatlerin yönetimi -yani Kilise- üstlenmişti.)

Şunu da bir not olarak zikredelim: Mahkemelerden izinsiz kıyılan nikâhların geçersiz olacağına dair Osmanlı şeyhülislamlarının verdiği fetvaları kaynaklar zikrediyor.

Ama elbette sünnet-i seniyyeye ittiba etmek üzere nikâhın dualarla kıyılması bütün Müslümanların eskiden beri üzerine titredikleri dini bir gelenek. Bu bakımdan nikâhın dini bir yönü yok da denemez. Ama İslam’ın “sivil bir sözleşme” olarak gördüğü nikah işleminin evlenmeye mâni halleri olmayan bir çift arasında iki şahit huzurunda kıyılması dışında bir şartı yok. Bir din adamı tarafından veya dini bir mekânda kıyılması da söz konusu değil. Nitekim bizde “cami nikâhı” diye bir şey yok. Evet, “imam nikâhı” diye bir şey var ama o da dinin bu kadar önem verdiği bir işlemin dualarla gerçekleştirilmesi için. Nikâhın gereği veya şartı değil.

***

1926’daki yeni Medeni Kanun’la birlikte imamlar nikâhın hukuki boyutunun tamamen dışına çıkartılınca yeni bir gelenek oluştu ve evlendirme dairesindeki nikâhın yanı sıra insanlar evlerinde de nikâh duası okunarak yapılan “imam nikâhı”nı kıydırmaya başladılar. Çünkü belediyelerin evlendirme dairelerinde kıyılan “resmi nikâh”ın dinen geçerli olamayacağından endişe ediyorlardı. Bugün böyle bir endişesi olmayan dindar insanlar bile “resmi nikâh”ın yanında dualarla ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle gerçekleştirilen bir merasimin gereksiz olduğunu düşünmüyorlar; aksine “imam nikâhı”nı güzel bir gelenek olarak benimsiyorlar.

Ancak, en başta ifade ettiğimiz evlilik kurumunun tarih boyunca bütün toplumlardaki ortak anlamına uygun şekilde, İslam hukukuna göre nikahta bir erkekle bir kadının hayatlarını birleştirme kararlarının topluma duyurulması esas. Ne imamın kıyması ne de camide kıyılması gerekmiyor. Zaten “camide nikâh” tarihimizde örneği olan bir uygulama da değil.

Dolayısıyla, ecnebi filmlerinde gördüklerine özenip “Bakın, Hristiyanlar ne güzel kilise nikahıyla evleniyor ama Müslümanlar laik sistem tarafından camide değil belediye dairesinde evlenmeye zorlanıyor” argümanıyla ortaya çıkanlar “dini açıdan” haklı bir dava içinde değiller.

Hatta, işi daha da ileri götürüp “dini nikah kıymaksızın yalnızca belediye nikâhıyla birlikte olanların çocukları gayrimeşru olur” diyenler iyice saçmalıyorlar. Çok şükür ki İslam onların anladıkları gibi bir din değil.

YORUMLAR (29)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
29 Yorum