Akşener ne yapacak?

Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan görüşmesi geçen hafta siyaset kulislerinin en sıcak konusuydu.

Akşener İyi Parti Genel Başkanlığını bıraktıktan sonra herhangi bir televizyon kanalına çıkmadı, sosyal medyadan açıklama yapmadı.

Izdivaya çekildiğini düşünürken Erdoğan ile görüşmesi, daha sonra da Ankara’da meclise yakın bir yerde ofis tuttuğunun öğrenilmesi kafaları karıştırdı.

Bu süreçte Akşener’le ilgili bilgileri kendisine yakın İyi Parti Milletvekili Burak Akburak’ın vermesi de ilginçti. Akşener’in pekala bir basın toplantısı yapabilecekken düşüncelerini Akburak vasıtasıyla iletmesini yadırgadım. Öte yandan Akşener’in Kurultay sonrası İyi Partililere küs olduğu da sürekli konuşuluyordu. Koltuğunu devralan ve benim de desteklediği aday olarak değerlendirdiğim Dervişoğlu’nu Genel Başkan olduktan sonra ziyaret etmemesi de şaşırtıcıydı.

Akburak; Akşener’in devlet içerisinde yakın dönem içerisinde görev alabileceğini ifade etti.
Bu bilgi İyi Parti’ye 6 yıldır gönül vermiş seçmenin ve partideki isimlerin en hafif tabiriyle kalbini kıracak bir bilgi oldu.

Nitekim İyi Parti MHP’nin parti içi muhaliflerinin Erdoğan ile olan yakınlaşmayı reddetmesiyle ortaya çıkmış bir siyasi partiydi. İyi Parti seçmeninin de genel profili Erdoğan’ın da Devlet Bahçeli’nin de politikalarını desteklemeyen milliyetçi veya merkez sağ seçmen olarak konumlanmalarıydı.

Daha da ötesi 6 yıl boyunca Erdoğan’a en sert sözlerle yüklenen, “Ölsem de bu yoldan dönmem” diyen Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atamasıyla devlette alacağı bir görev akıllara Sinan Oğan’ı daha eskiye gidersek Süleyman Soylu’yu getirir.

Ben hala iyimser tarafta kalıp böyle bir şeyin olmayacağını düşünmek istiyorum. Meral Akşener’in Cumhur İttifakına katılmayacağını umuyorum. Elbette katılırsa da ne kadar seçmeni yanında götürür bilinmez. Zira İyi Parti son 1 yıldır merkez sağ siyasetçilerini teker teker kaybedip ülkücü bir parti hüviyetine dönüştü. Akşener’e gönül bağı olan seçmen sayısının Sinan Oğan’dan daha fazla olduğunu düşünüyorum.

Böyle bir durumda kendi kitlesine sahip olan bir Akşener’in pazarlık masasında kendine yer bulma ihtimali de yok değil. Ama öte yandan da İyi Parti’nin Akşener’siz alacağı oy oranını henüz bilmiyoruz.

Bekleyelim bakalım Meral Hanım ofisini bir tutsun, basından arkadaşlarımız bir ziyaretlerine gitsinler. Resim daha da netleşecektir.

Nitekim bir diğer eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu da invizaya tam olarak çekilmedi.

Ancak kabul etmek lazım Meral Hanım Kemal Bey gibi Genel Başkanlık sonrası partiye yön verme niyetiyle açıklamal yapma yoluna girmeyip ilk ziyaretini Erdoğan’a yaparak daha farklı bir strateji izleyeceğinin de sinyalini vermiş oldu.

Akşener ikinci bir Sinan Oğan mı olmayı seçecek yoksa başka bir yolu mu göreceğiz.

MEKANIN SAHİBİ Mİ ?

Sinan Oğan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Zafer Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak mitingler yaptığında “Cehennemin kapılarını kapatacağız” diyerek herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı.

“Ne Erdoğan ne Kılıçdaroğlu” diyen ülkücülerin ve seküler milliyetçilerin oylarına talip olan Oğan ilk turdan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine adaylıktan çekilmişti.

Seçimden sonra hakkında mal varlığının arttığına dair bir çok iddia atıldı. Kendisi de bir süre sustuktan

sonra bu iddiaların hepsini reddetti.
Eğer gerçekten arttıysa bunun MASAK tarafından araştırılması gerekir. Ama ideal bir dünyada elbette.
Açıkçası ekseriyetle “Plana sadık kal” gibi manşet cümleler kursa da kimse planın ne olduğunu anlayamadı. Bunca yıl karşı çıktığı düşünceleri son anda ne oldu da benimsedi kendisi de açıklayamadı.

Neyse uzatmayayım durup dururken Sinan Oğan nereden çıktı diyenleri duyar gibiyim.
Elbette Akşener’in Erdoğan ziyareti akıllara Sinan Bey’i getirmiş olsa da bu başlık altında olmasının sebebi kendisinin uzun suskunluğunun ardından tekrar görünür olmaya başlaması oldu.

Son konuşmasında “Mekanın sahibi geri geldi” diyerek yine gençlerin diliyle konuşmuş. Kendisinin neden böyle bir karar verdiğini “troller hariç” herkesin anladığını düşünüyormuş.
Ve artık Özgür Özel’e muhafalet yapmak için sahada olacakmış.

Tabi Sinan Bey Atatürkçü, Türkçü ve milliyetçi bir siyasetçi olarak ne Atatürkçü ne Türkçü ne de milliyetçi olan Recep Tayyip Erdoğan’la beraber yürümeyi ve CHP’yi eleştirmeyi daha doğru buluyor. Plana sadık kalmamızı bekliyor. Plan ne? Bilen yok. Onu sadece kendisi biliyor.

Açıkçası Sinan Oğan’ın Bülent Arınç’ın tabiriyle herhangi bir özgül ağırlığı olduğunu düşünmüyorum.
Tarih Sinan Oğan’ı kendisine oy verenleri son anda yarı yolda bırakan kişi olarak hatırlayacak.

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum