Özgür Özel koltuğa alışıyor

Özgür Özel’in Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı’na giderek ısındığını söylemek hiç de yanlış olmaz.

Göreve ilk başladığı Kasım ayından sonra çok fazla hazırlanacak zamanı olmamasına rağmen girilen Mart Yerel Seçimlerinde 47 sene sonra CHP’nin birinci parti olarak çıkması Özgür Özel’in başarısıdır.

Sadece Özgür Bey’in başarısı diyemeyiz belki ama muhakkak bu başarıdaki aslan payı kendisinin.

İlk aylarda taşıdığı genel başkanlık gömleği biraz üzerine bol geliyor gibi görünse de bu durum bana göre gayet normal ve insaniydi.

Nitekim her insan yönetici olarak başladığı yeni görevinde bir bocalama, alışma süreci yaşar.

Hele ki yöneteceğiniz Türkiye’nin en köklü partisi CHP ise omuzlarınızdaki yük biraz daha ağır olur. Zira CHP homojen bir parti de değildir.

Parti içinde ulusalcılar da vardır, solcular da.

Sosyal demokratlar da vardır muhafazakarlar da.

Dolayısıyla bu kadar farklı siyasi kültüre sahip üye ve seçmenin olduğu bir partiyi idare etmek kolay değil.

Ama Özgür Bey parti içindeki bu hassas dengeleri şimdiye kadar çok iyi idare etti.

Özellikle yerel seçim sonrası Türkiye’de siyaseti belirleyen parti olmaya başlaması yine Özgür Bey’in doğru stratejisiyle mümkün oldu.

CHP’ye göre normalleşme, AKP’ye göre yumuşama dönemi de çok akıllıca planlanmıştı.

Erdoğan’a ziyareti parti içinde tepki çekmiş olsa da CHP’ye ve Özgür Özel’e artı puan kazandıran hamlelerden biri oldu. Parti içinde böyle bir ziyareti zayıflık olarak yorumlayanlar vardı ama Özgür Özel ziyaretin “normal” olduğunu ve Türkiye’nin en çok oy alan partisi olarak iktidara tavsiyeler vermeleri gerektğini belirtmişti.

Akabinde Erdoğan’ın 18 yıl sonra CHP’ye yaptığı ziyaret bu iki parti arasındaki hasımlığın artık sona erdiğini düşündürmüştü.

Aslında normalleşmedeki amaç biraz da iktidara yakın medyada da yer alabilmekti. CHP gerekli eleştirileri televizyonlar karşısında daha rahat yapabilme imkanı buldu. Hatta asgari ücretin yükseltilmesi ve en düşük emekli maaşının asgari ücrete eşitlenmesi ile ilgili her seferinde iktidara yapılan baskı bu normalleşme sürecinde iktidara yakın medya tarafından da gösterilmeye başlandı.

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’e MHP yerine CHP’nin özellikle Özgür Özel’in sahip çıkması milliyetçi seçmenin de gönlünü ısıttı.

Bu süreçte CHP’nin “gölge bakanlarından” İktisat profesörü Yalçın Karatepe’nin Mülkiye’den arkadaşı Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ile 4 saati aşkın görüşmesi de çok önemliydi.

İktidara “Ekonomik krizi bizim tavsiyelerimize uyarak çözebilirsiniz” mesajı veren bu görüşme sonrasında Karatepe “Görüşme sonunda acı reçeteyi vatandaşa çıkaran anlayışta bir değişim iradesi olmadığını maalesef gördük” açıklaması yaptı.

Elbette Mehmet Şimşek’in “Emredersiniz efendim” diyerek Karatepe’nin tavsiyelerini daha doğrusu CHP’nin tavsiyelerini onaylamasını kimse beklemiyordu. CHP tarafı da büyük ihtimalle beklemiyordu ama halka verilen mesaj yine CHP’nin avantajına oldu.

“Biz düzelmesi için elimizden geleni yaptık. Daha ne yapalım. Yok, ikna edemiyoruz. Sizi fakirliğe mahkum etmeye kararlılar” minvalininde bir mesaj artık halka verilmeye başlandı.

Özel’in geçen hafta içinde yaptığı “Adına normalleşme diyorlar. Normali bu. Elbette el sıkışacağız, elbette konuşacağız, müzakere edeceğiz ama olmazsa ki olmuyor sonuna kadar mücadele edeceğiz” sözü de bunu doğrular nitelikte.

Bu hamlelerle CHP tam anlamıyla AK Parti’yi köşeye sıkıştırmış durumda.

Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapılmasını isteyen CHP, yapmayan AKP.

Halkın refahını düşünen CHP, bu konuda çözüm üretemeyen AKP.

Bu saatten sonra asgari ücrete zam yapılsa ve en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlense “CHP dedi ve yapıldı” denebilir.

Bu zam yapılmasa “CHP halkı düşünüyor, AKP bizi açlığa mahkum ediyor” sonucu ortaya çıkabilir.

Bunun yanında Özgür Özel’in Fatih Altaylı ile haftasonu yayınlanan röportajda geçici sığınmacı ve düzensiz göçmen sorunu ile ilgili “İnsiyatif alıp Esad ile görüşmeye çalışacağım” demesi çok önemli.

“Bu konunun çözümü için iktidar olmayı bekleyemeyiz” dedi. Çok doğru.

Bu mesela ülkenin bekası ile doğrudan ilgili bir mesele. Bakın daha dün Kayseri’de halkın ayaklandığı görüntüleri izledik.

Eğer önlem alınmazsa daha kötü günler çok da uzakta değil.

20 yıl sonra demografik yapımızın tamamen değişme riski var.

Ekonomik krizin bir nedeni de üretimimizin 10 milyon fazlasında insana ev sahipliği yapmamızdı.

Muhafazakar olsun olmasın milli hassasiyete sahip herkesin bu konunun çözümüne kafa yorması gerekiyor.

Ve bu konu AKP kadrolarının tek başına çözebileceği bir konu değil. Bu konuyu çözebilecek kapasiteleri ve vizyonları olduklarını sanmıyorum.

En başında bu konu bir referandumla halka danışılmalı ve tüm partilerden temsilcilerin katılımıyla ortak bir akılla hareket edilmeliydi.

Bu düzensiz göçmen ve geçici olmasına rağmen bir türlü geri dönüşleri planlanmayan sığınmacı konusu da ortak akılla çözülmelidir.

Özgür Özel’in bu konuyu artık Erdoğan’ın insiyatifine bırakmaması çok başarılı bir hareket.

Son olarak da Özgür Özel 2026 yılında bir erken seçim için adeta Erdoğan’a meydan okuyor.

Bu da CHP’nin artık ne kadar özgüvenli bir siyasi parti olduğunu bize net şekilde gösteriyor.

Benim de sık sık dile getirdiğim şey aslında buydu.

Ben de 2026 yılında bir erken seçim bekliyorum. Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu’nu destekleyeceğini ve 2026’da iktidarın değişeceğini düşünüyorum.

BİZ MUZ CUMHURİYETİ MİYİZ?

Her seferinde yerli ve millilikten bahseden ama milliyetçilik ile uzaktan yakından alakası olmayan kararlara imza atan AKP iktidarı yabancılara parayla vatandaşlık satarak hepimizi derinden yaralayan bir karar vermişti.

Mahfi Eğilmez hocanın X platformundaki paylaşımıyla çok kritik bir konuyu bize tekrar hatırlattı.

“250 bin dolara ev alan herkese vatandaşlık verdik. 5 yıllık süre doldu, evleri iki katına sattılar. Böylece üste para vererek vatandaşlık veren tek ülke olarak tarihe geçtik.”

Hoca iyimser davranmış. Süre 3 yıldı. Ve 3 yıl içerisinde yaşandı bunların hepsi.

Dünyada benzer ülkeler oturum hakkı tanırken biz direkt vatandaşlık verdik.

Sorsanız onlar yerli ve milli biz değiliz.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum