Zihniyet onarımı
Bir Müslümanın ana kişilik formatı Allah’ın bildirdiği ölçülere -ki bu Kur’an’dır- ve Allah’ın Elçisinin Kur’an ölçülerine göre inşa ettiği muazzez şahsiyetine göre belirlenir.
İnsan “Amentü” ile İslam iklimine girer, bu yönde şahsiyet inşasına başlar, “imanın kalblere nüfuz etmesi” yolunda ilerler, mü’min kıvamına ulaşır.
Ama hayat yolculuğu uzundur, engebelerle doludur, fırtınalıdır, insanın hayat insicamını sarsacak iç ve dış tahrip unsurlarına maruzdur.
Öyle ki, cisim olarak İslam dairesinde bulunulduğu, görünüldüğü halde, kalbi boyutta iç boşalması, Rabbani talebin karşılanmaması riski ortaya çıkabilir.
Gerek Kur’an-ı Kerim’de, gerek Rasulullah’ın sözlü ve fiili ikazlarında, bu kalb boşalmalarına ve istikamet kayıplarına, format bozulmalarına dikkat çekilmektedir. Namazdan cihada, infaktan bütün insan ilişkilerine kadar Müslümanlık kalitemizin korunması noktasında her alanda “istikamet uyarısı” ana metinlerimizin muhtevası içinde yer almaktadır.
Rabbimiz insanoğlunun bu ayak sürçmelerine karşı mü’mine, “Kalblerimizi kaydırma” duasını öğretmekte, Rasulullah sallalahü aleyhi ve sellem Efendimiz de “Kalbimi senin dinin üzerinde sabit kıl” diye dua ederek, insan olarak en ulvi şahsiyet noktasında “kalb hassasiyeti” alanında bize önderlik etmektedir.
Böyle bir risk söz konusu olduğuna göre kendimizi korumak için teyakkuz halinde bulunma sorumluluğu vardır.
Bunun için de Kur’an’daki ve orada bildirilen ölçülere göre bir Müslüman toplum inşa eden Rasulullah’ın ikazları, bütün zamanlardaki Müslümanların da teyakkuz noktaları olmalıdır.
Kur’an’da ve Rasulullah’ın toplum inşa ederken ki insan – toplum ilişkilerinde, derin psikolojik tespitler ve uyarılar vardır. Onun için de kişilik formatımızı hep Kur’an’ın çerçevesinde, Rasulullah’ın şahsiyet bütünlüğü içinde tutmak için Kur’an’a ve Rasulullah’a bakmalıyız. Bu bize “ölçü duyarlılığı” kazandıracaktır. Eğer bunu kazanabilirsek o zaman önümüzde sürekli bir “kalb ve beyin onarımı” görevi bulunacaktır.
Şimdi Kur’an’a bu noktadan baktığımızda “Siz şöyle şöyle düşünüp, ona göre davranabilirsiniz ama işin gerçeği şudur” tarzında pek çok “rota düzenlemesi”, bilinç - zihniyet onarımı getiren ayetle, Rabbani ölçü ile karşılaşırız.
Burada bir örnek üzerinde durabiliriz.
Mesela Rabbimiz bize, “malın ve evlatların fayda vermeyeceği gün”den bahsediyor ve oraya “kalb-i selim” götürülmesi gerektiğini bildiriyor. (Şuara, 88) Mal bir dünya gücüdür, evlatlar bir dünya gücüdür, insanoğlu bu gücün Hesap günü de işe yarayabileceğini düşünebilir, bütün zamanlara hükmeden Kudret bir anlamda “yanılmayın” demiş oluyor, “Oraya kalb-i selim götürmezseniz pişman olursunuz ve o pişmanlık fayda vermez” mesajını veriyor.
Kur’an’da benzeri pek çok örnek var. Onlardan da ilerdeki yazılarımızda bahsedebiliriz.