İstiklâl Harbi’nde düşmanla savaşan şehirlerimizin işgalden kurtuluş günü var. Bunun tek istisnası Mardin’dir. Her sene 21 Kasım’da Mardin’in onur günü kutlanıyor. Hikâyesi çok ilginç. 2010 yılına kadar Mardin’in işgalden kurtuluş günü kutlandı. Mardin Artuklu Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Dr. Aysel Fedai, Mardin’in işgal edilmediğini, Mardinlilerin Fransızları şehre sokmadığını cesurca söyleyene kadar kurtuluş günü törenleri yapıldı.
2010 yılına dek Cumhurbaşkanından okul müdürlerine kadar herkes, Mardin’in kurtuluş gününü kutladı. Tuhaf bir sessizlik/kabulleniş değil mi? Bana göre gerçeği bilen, fark eden birileri muhakkak vardı. Hangi parti olursa olsun, siyasî iktidarın kutladığına itiraz etmek yürek işi. Bu mânâda Aysel Fedai, bir akademisyen olarak üzerine düşeni layıkıyla yaptı. Burada İspanyol filozofu Ortega’nın sözünü hatırlatayım:
“Eğer entelektüel dikkafalılık olmasaydı, siyasî dikkafalılık bu kadar vahim olmazdı.”
Mardin tarihiyle ilgili bir gerçeği ortaya çıkarmak akademisyenlerin görevi ama Mardin’i yanlış anlatan bir diziye ses vermelerini beklemek haksızlık olur. Neticede dizi dünyası, bilimsel değil, kurgusal bir alan. Yine de bir diziye akademik eleştiri yapılabilir ve böyle eleştiriler mevcut.
Uzak Şehir dizisine akademisyenlerden ses geldi ama ilginç bir sebepten ve sosyal medyadan. Dizinin 8 Aralık’ta yayınlanan bölümünde Artuklu Üniversitesi’nde dönem ortasında bile değil, aralık ayında mezuniyet töreni gerçekleşti. Ne ara okula gittiğini, ne ara ders çalıştığını anlayamadığımız Zerrin, bölüm birincisi oldu. Yayın devam ederken Artuklu Üniversitesi Rektörü, sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:
“Biraz önce gençlerden öğrendim. Uzak Şehir dizisinde İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültemizin mezuniyet töreni canlı yayınlanmış. Fakülte birincisi ve ikincisi olan kıymetli öğrencilerimiz Zerrin ve İpek’i içtenlikle kutluyorum. Bu vesileyle, sayın dekanımıza kampüsümüzde bu tür etkinliklere uygun, son derece nezih alanlarımızın bulunduğunu ve tüm organizasyonlarda üniversitemizin kurumsal logosunun kullanılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Ayrıca, bu güzel gelişmeden beni haberdar etmemenizin mahzunluğunu da dile getirmeden geçemeyeceğim.”
Bu mesaja, Rektör Yardımcısı ve İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Dekanı Yılmaz Demirhan şöyle cevap verdi:
“Sayın rektörüm, İİBF Dekanı olarak ben de mezuniyet töreninden haberdar değilim. Malûmunuz mezuniyet törenlerimizi dönem ortasında yapmayız. Bununla birlikte ben de öğrencilerimizi tebrik ederim. Fakültemizin tanıtımına sağladığı dolaylı katkı için Uzak Şehir’e teşekkür ederim.”
Eğer bu bir şaka değilse ve rektörle dekanın fakültede çekim yapıldığından haberleri yoksa söyleyecek bir şey bulamıyorum. Yok eğer şaka veya sosyal medyadan karşılıklı bir nâz-ı tegâfül ise kolay gelsin hocalarım!
Hristiyan Âdeti Diyeceğim de…
Türkiye’nin hiçbir yerinde gelin, gelinliğini ve annesini babasını yanına alarak oğlan evine gidip nikâha hazırlanmaz. Bu, kız evine hakarettir. Son bölümde böyle uyduruk bir âdet gördük. Tamam, senarist İzmirli ve Mardin’e bir hayli uzak ama İzmir’de de bu olmaz. Gelinin, babasının kolunda damadın yanına gelmesine ise “Hristiyan âdeti” diyecek hâlimiz kalmadı. Çünkü 2001 senesinde Necmettin Erbakan, kızı Elif’i aynen böyle salona getirmişti.
Daha evvel yazdım. Midyatlılar, diziye itiraz etmek şöyle dursun, sayesinde turist akınına uğradıkları için çok benimsediler. Eh, Devlet Bahçeli de övdü. Yetmedi, şehirdeki üniversitenin rektör ve dekanından da olumlu eleştiri aldı.
Mardinliler memnun, siyasîler memnun, akademi memnun. İyisi mi ben susayım.
Çadır kurdum düzlere
Diken oldum gözlere
Ben buradan gideyim
Mardin kalsın sizlere
